Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 'FETÖ'ye yönelik soruşturma kapsamında açılan çatı davasına devam edildi. Duruşmada tanık olarak dinlenen polis memuru Hulusi Cemil Altınlı, "Gaffar Okan suikastında cemaatin parmağı olduğunu düşündüğünü" söyledi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden duruşmada, bir dönem emniyet doktorluğu yapan Dr. Bülent Çanakçı ve 1998 yılında Emniyet eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun tarafından cemaatin içine bilgi toplasın diye sokulduğu söyleyen polis memuru Hulusi Cemil Altınlı dinlendi.

Altınlı, 1998 Sabri Uzun tarafından cemaatin içine bilgi toplaması için sokulduğunu ancak görevinin resmi bir görev olmadığını söyledi. Altınlı, Batman'da istihbaratta görev yaptığı dönemde cemaatin Gaffar Okan suikastıyla ilgili kendisinden bilgi toplamasını istediğini, önce buna bir anlam veremediğini ancak daha sonra bu suikastta cemaatin parmağı olduğunu düşündüğünü kaydetti.

'DEŞİFRE OLUNCA BENİ CEZAEVİNE ATTILAR'

Altınlı cemaatin, aralarına sızdığını anlayınca kendisine kurulan kumpas sonucu cezaevine girdiğini sonra da meslekten ihraç ettirildiğini ifade etti. Deşifre olduğunu cezaevinden çıktıktan sonra öğrendiğini, cezaevi sürecinde cemaatin gönderdiği Ali Çelik'in avukatlığını yaptığını belirterek, "Ali Çelik FETÖ mensubudur ve FETÖ'nün bana gönderdiği bir avukattır" dedi.

'Altınlı'nın ardından tanık olarak Dr. Bülent Çanakçı dinlendi. Çanakçı, 1984 yılında öğrenciliği döneminde cemaat evlerinde kalmaya başladığını ve bu sayede cemaatin içine girdiğini söyledi. Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra cemaat tarafından emniyete geçmesinin istendiğini ve ilk olarak polis kolejinde ardından da Emniyet Genel Müdürlüğü'nde doktor olarak çalıştığını belirten Çanakçı, "Emniyette çalışırken 4-5 doktora ağabeylik yaptım. Cemaatin doktorlar üzerinde bir çalışması yoktu. Daha çok emniyetteki cemaat üyelerine ve çocuklarına bakardık" dedi.

2005 yılana kadar emniyette çalıştığını söyleyen tanık Çanakçı, ifadesi sırasında cemaat yapılanmasını anlattı ancak isimlerin çoğunu hatırlayamadı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, tanığı daha somut bilgiler vermesi yönünde uyardı. Tanık Çanakçı ise, "Efendim aradan uzun seneler geçti. Telefonumda binin üzerinde isim var bunların hepsi o dönemde tanığım ilişkide bulunduğum emniyet içindeki cemaat üyeleri. Daha önce savcı bununla ilgili ifademi alacağını söylemişti ancak almadı" diye konuştu.

'KEMALETTİN ÖZDEMİR 4-5 DAKİKA AĞLADI'

Çanakçı, bir dönem emniyet imamı olan Kemalettin Özdemir'le çok samimi olduklarını anlattı. Emniyette FetHullah Gülen'e dava açan dönemin DGM Başsavcısı Nuh Mete Yüksel'e komplo kurulduğu yönünde söylentileri Kemalettin Özdemir'e sorduğunu anlatan Çanakçı, "Bunun üzerine 5-6 dakika, 'Bizi kandırdılar doktor bey' diyerek ağladı" dedi. Çanakçı, Yüksel'e komplo kurulması emrinin bizzat Gülen tarafından verildiğini de Özdemir'in kendisine söylediğini ileri sürdü.

'CEMAATİN ELİNDE KOMPLO İÇİN HAZIRLANMIŞ 6 BİN 500 CD VARDI'

Emniyette çalıştığı için olup biten çoğu şeyi cemaat mensubu polislerden duyduğunu belirten Çanakçı, "Emniyette cemaatçiler tarafından hazırlanmış yaklaşık 6 bin 500 komplo CD'si varmış. Ben Kemal Özdemir'e bunu sordum. 'Eğer siz yaptıysanız cehennem gazabından sizi kim kurtaracak' dedim. Yine ağladı, çok yanlış şeyler yaptığını söyledi" diye konuştu. Kozanlı Ömer adıyla bilinen Osman Hilmi Özdil'in, Kemalettin Özdemir'in yerine emniyet imamı olarak görevlendirildiğini ve bu süreçten sonra Özdemir hakkında cemaat çevresinde karalama kampanyası başlatıldığını anlatan Çanakçı, "Kemalettin Özdemir benim için önemli bir insandı. Ona yapılanları ve cemaat üyelerinin yaptığı yasa dışı işleri gördükten sonra 2010 yılında ayrıldım" diyerek ifadesini tamamladı. (Kaynak: Sputnik)