Yazar Fikret Başkaya, referandum sonrası iktidarın durumunu, "Kazanmış gibisin ama kaybetmişsin" diye niteledi. Başkaya, Türkiye'nin içinde bulunduğu kriz hali ve "daima saldırı, karşı saldırı" diyalektiği sonucu iktidarın 2019 yılını görmeyeceğini söyledi.

Referandum sonuçları ardından ortaya çıkan tablo tartışılıyor. Yazar Fikret Başkaya referandumu, dihaber'den Salman Gözelyuz ve Deniz Nazlım'a değerlendirdi

Başkaya, başkanlık projesinin arkasında, sanılanın aksine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tek başına olmadığını söyledi. Bu projeye Türkiye mülk sahibi sınıfların ve sermayesinin desteği olduğunu ifade eden Başkaya, "Bu destek olmadan asla böyle bir şeye tevessül edemezlerdi. Dolayısıyla siyasi iktidar boşlukta durmuyor. Sanki tek bir adam var. Bu doğru değil" diye ekledi.

"Bu sürece nasıl gelindi? İktidar neden bu referanduma ihtiyaç duydu?" sorularının önemine vurgu yapan Başbaka'ya göre, hükümet bu sürece mecburdu. Başkaya, "Temel sorun, yönetememe krizi. Çünkü bunlar 15 yıllık dönemde yağmalanmamış bir şey bırakmadılar. Bütün sektörlerde çuvalladılar. Bütün gösterge ışıkları kırmızıda. Dolayısıyla bir sıkışma var. Ama yağma da çok alıştılar. Bu hali sürdürebilmek için mevcut halin de ötesinde bir baskı rejimine ihtiyaç var" diye konuştu.

Başkaya, "İkincisi iktidardan düştükleri zaman mutlaka yargılanacaklarını biliyorlar. Böyle bir tedbir de almak istediler" diye ekledi.

'BAŞINDAN BERİ GAYRİ MEŞRU'

Sadece referandum günü oylama ve sayım işleminin değil değişiklik paketinin hazırlanışından bu yana gayri meşru olduğunu ifade eden Başkaya, "Hiçbir tartışma olmadan 316 vekil boş kağıda imza attı. Etik olarak son derece sakat ama sorun edilmedi. Saray'da kuruldu bu iş. Gerisi göstermelikti. Meclis'te tartışmaya falan da izin vermediler. Şöyle bir beklentileri vardı; iktidar partisi ve MHP'nin oyları yeter. Buna güvendiler ama fire verdiler. Sonuçta şeklen 'Evet' kazanmış gibi görünüyor ama kaybettiler. Hileyle götürdüler. Bir başarı değil tam tersine kırılma noktası..." diye konuştu.

'2019'U GÖRMEYECEKLER'

Başkaya, söz ettiği "kırılma noktasını" şöyle açıkladı: "Bir kere onlar için moral bir yenilgi. Karizmaları çizilmiş oldu. Hep kazanıyoruz, kazanıyoruz gibi bir vehim vardı bunlarda. Artık yok. Artık bu terazinin bu sikleti çekmeyeceğini gördüler. Dolayısıyla bence önemli bir kırılma noktası. Ve bundan sonra da gemi su almaya devam edecektir. Kritik bir eşiğe geldiler ve o projeyi gerçekleştirme şansını yittirdiler."

Başkaya'ya göre, iktidar 2019'u görmeyecek. Bu görüşünü Türkiye'nin içinde bulunduğu kriz haliyle destekleyen Başkaya, "Çünkü tüm sektörlerde bir kriz var, tıkanma var. Sürdürememezlik tablosu var. Diyorlar ki, biz 3 yılda 18 maddenin gereğini yaparız. Bunun için de belki binlerce yasayı değiştirmek gerekiyor. O hesap tutmayacaktır. Paketin hazırlanışı, Meclise gelişi, oylanması... Her şey sakattı. 2019'a kadar gitmeleri mümkün değil. Bence bundan sonra muhalefet de yükselecektir" dedi.

‘ARAÇ PATİNAJ YAPIYOR’

"Bu referandumdan oluşan tablo büyüyerek, güçlenerek devam edecek. Bu iktidar üstündeki baskıyı daha da arttıracak" tespitinde bulunan Başkaya, muhalefetin yükselme zemini olduğunu söyledi.

Başkaya, "Her gün zaten sınırlı olan haklarımız daha da sınırlanıyor. Bu kadar saldırı olan ve hiçbir sorun çözemeyen bir rejimle karşı karşıyaysan, muhalefetin yükselmesi için daha başka bir şeye ihtiyaç olabilir mi? Tüm koşullar muhalefetin yükselmesi için oluşmuş durumda. Yani toplumsal yaşamın tüm alanlarında bir sürdürülemezlik durumu var. Patinaj yapıyor araç" dedi.

'KÜRT SORUNU MUHALEFETİN ŞEKİLLENİŞİNE BAĞLI'

Başkaya, geçmiş dönemlerde çözmeyeni hükümetten düşüren Kürt sorunundaki çözümsüzlük için de referandumdan sonra da değişen bir şeyin olmayacağı kanısında.

Başkaya, "İktidar cephesinde Kürt sorununa en ufak bir emare yok. Onlar bu defteri kapattı yani. Açarsa da kimse inanmaz zaten. Kürt sorunu muhalefettin nasıl şekilleneceğine, nasıl bir performans göstereceğine bağlı. O zaman muhalefettin Kürt sorununa yaklaşımının ne olacağına, sorunun nasıl bir çözüm sürecine giremeyeceği bence bu işte yükselen muhalefettin basiretine bağlı. Öyle görünüyor" değerlendirmesinde bulundu.

Başkaya, ileri aşamalarda yükselmesini beklediği muhalefetin ırkçı kodlardan kendini sıyırdığı, demokratik özgürlükçü damarı yakaladığı sürece Kürt sorunu çözümünde bir şey yapabileceğini söyledi.