Cumartesi Anneleri 331 haftadır olduğu gibi bir kez daha gözaltında kaybedilenlerin faillerinin bulunmasını, açıklanmasını ve cezalandırılmasını istedi. Bu hafta kaybedilişinin 18. yılında gazeteci Ferhat Tepe ve onun akıbetinin ortaya çıkarılması için mücadele veren Avukat Şevket Epözdemir anıldı.

Cumartesi Anneleri bir kez daha, 331'inci kez Galatasaray'da toplandı. Bir kez daha yönetenleri, insanları gözaltında kaybeden devlet politikasının devamcısı olmaktan, sorumluları kollayan zihniyeti sürdürmekten vazgeçmeye çağırdı.

Bu hafta kaybedilişinin 18. yılında gazeteci Ferhat Tepe ve onun akıbetinin ortaya çıkarılması için mücadele veren Avukat Şevket Epözdemir anıldı. Kayıp yakınları ve hak savunucuları Tepe'nin kaybedilmesinden ve Epözdemir'in katledilmesinden sorumlu tuttukları dönemin; Tatvan 6. Zırhlı Tugayı Komutanı General Korkmaz Tağma'nın, Bitlis Valisi Fethi Tunç'un, OHAL Valisi Ünal Erkan'ın, İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu'nun, Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in, Başbakan Tansu Çiller'in ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yargılanmalarını istedi.

Özgür Gündem gazetesinin Bitlis muhabiri olan Ferhat Tepe 28 Temmuz 1993'de Bitlis şehir merkezinde bulunan evinden çıkarken çevrede polis olarak bilinen sivil giyimli ve telsizli üç kişi tarafından kaçırılmıştı. Ferhat Tepe'yi kaçıran iki otomobilden biri daha sonra bölgedeki karakolun önünde görüldü.

Kaçırılmanın ardından DEP il başkanı olan babası İshak Tepe'ye tehdit telefonları gelmeye başladı. Bu telefonlardan birinde İshak Tepe'den oğlunun hayatına karşılık DEP il örgütünü kapatması ve fidye isteniyordu. İshak Tepe telefondaki sesi tanımıştı: Tatvan 6. Zırhlı Tugay Komutanı General Korkmaz Tağma. Baba Tepe bunu kamuoyuna açıkladı...

İshak Tepe'nin resmi makamlara yaptığı başvurularının hiçbirinden sonuç çıkmadı. Üstelik, Ferhat Tepe'yi Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığı'nda işkenceli sorguda gördüğünü söyleyen 14 kişinin tanıklığına rağmen... Devletin her kademesi oğlunun gözaltına alındığını inkar ediyordu.

İshak Tepe oğlunu devletin kaybettiğini söyleyince bu kez kendisi hedef oldu; güvenlik güçlerini tahkir ve tezyif etmekten bir yıl hapse mahkum edildi.

Ancak bunlar Tepe Ailesi'ni durduramadı. Israrlı aramaların ardından Ferhat Tepe'nin işkence görmüş ölü bedeni Elazığ Kimsesizler Mezarlığı'nda bulundu. Ölümüyle ilgili olarak resmi makamların açıklaması "Hazar Gölü'ne yüzmeye gittiği ve yüzme bilmediği için orada boğulduğu" yönündeydi.

Ferhat Tepe'nin başına gelenlerin açığa çıkması ve faillerinin bulunarak hesap vermesi için hukuki mücadele yürüten İnsan Hakları Derneği Tatvan Temsilcisi Avukat Şevket Epözdemir'e de tehditler geliyordu. Davadan vazgeçmesi için tehdit edilmesinin ardından, Ferhat Tepe'nin kaçırılmasından üç ay sonra Epözdemir de kaçırılarak katledildi; gözlüğü askeri bölgenin çok yakınında bulunmuştu...

Bugün Galatasaray'daki anmada yapılan konuşmalarda, Ferhat Tepe'den iki yıl sonra polisler tarafından alınıp götürülen ve işkencede hayatını kaybeden amcası Fatih Tepe de anıldı. Onun sözleri tekrar edildi: "Susmayacağız! Katiller yargılansın!"

Cumartesi Anneleri bugünkü toplantıda, geçtiğimiz hafta hayatını kaybeden gazeteci ve insan hakları aktivisti Şaban Dayanan'ı ve mücadelesini de unutmadıklarını dile getirdiler.

Eylemin ardından Cumartesi Anneleri, Galatasaray Lisesi'nin önündeki TAYAD'lılara destek vermek için karanfillerle yanlarına gittiler, onların haklı talebini destekledikleri ifade ettiler.

Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TAYAD), Tunceli'de kardeşi Ali Yıldız'ın cenazesini almak için ölüm orucunda olan Hüsnü Yıldız'a destek vermek için Galatasaray Lisesi önünde üç günlük oturma ve açlık grevi başlatmıştı.

Ölüm orucunun ellinci günündeki Hüsnü Yıldız, Tunceli Çemişkezek'te Nisan 1997'de öldürülüp gömülenler arasında kardeşinin de olduğunu söylemiş ve cenazesinin verilmesini istemişti. Sözü edilen toplu mezarda 19 kişi olduğu iddia ediliyor. (BİA / YY)