Gazeteci Fehim Taştekin, “Türkiye İsrail’e bedel ödetmek yerine bedel ödedi ve İsrail ile İsrail’in elini rahatlatacak onun ekonomik anlamda beklentilerini yükseltecek bir anlaşmaya imza attı.

“Yıllardır konuşulan ‘One Minute’ çıkışı ise Erdoğan‘ın İslam ülkelerinde palazlanmasına yol açtı. Bu sayede Erdoğan Ortadoğu’da ‘yükselen bir yıldız’ haline geldi” dedi.

Fehim Taştekin’in BirGün’de yayınlanan, İsrail’le hep yan yana durdular” başlıklı yazısı şöyle:

AK Parti Filistin davasını her zaman kendi çıkarları için kullandı ve bu işlerin bu noktaya gelmesi istismar siyasetin bir sonucudur. İlişkiler sözde elçilik düzeyine düşürülmesine rağmen AK Parti döneminde ticari ilişkiler arttı.

İsrail’in OECD üyesi olmasında Türkiye veto kartını kullanmadı. Yine İsrail’in NATO ile işbirliğinin önünü açtı. Kısacası Türkiye, İsrail köşeye sıkıştırabileceği hiçbir kartı kullanmadı.

Türkiye dış politikada o kadar daraldı ki şimdi İsrail ile yapılacak anlaşma ile kendilerine dönük baskıları azaltacağını düşünüyor.

Türkiye İsrail’e bedel ödetmek yerine bedel ödedi ve İsrail ile İsrail’in elini rahatlatacak onun ekonomik anlamda beklentilerini yükseltecek bir anlaşmaya imza attı.

Yıllardır konuşulan ‘One Minute’ çıkışı ise Erdoğan‘ın İslam ülkelerinde palazlanmasına yol açtı. İslam ülkelerinde ve Ortadoğu’da değişim ve dönüşüm için güçlü görünen bir lidere ihtiyaç vardı ve Erdoğan’ın bu çıkışı son derece kullanışlı bir atmosfer oluşturdu.

Bu sayede Erdoğan Ortadoğu’da ‘yükselen bir yıldız’ haline geldi. Bu durum ise ABD’nin ve Avrupa’nın ciddi manada faydasına oldu. Öte yandan İsrail’in güvenliğini tehdit etmediği sürece Erdoğan’ın İsrail karşıtlığına bir taktik, bir strateji olarak göz yumuldu.

Zaten bu çıkışlardan hiçbiri Filistin mevzusunda Filistinleri özgürleştirecek ve 40-50 yıldır yaşadıkları acıyı bitirecek herhangi bir gelişmeye neden olmadı. Tam aksine Filistin meselesi daha da büyük bir sorun halini alırken, İsrail’in en büyük düşmanı Suriye tamamen dize getirildi, dişleri neredeyse tamamen söküldü.

Dikkat ederseniz bugünlerde iktidara yakın gazetelerde itiraf diyebileceğimiz çok ilginç yazılar çıkıyor. Bu yazılardan birinde Ortadoğu’da istikrar için İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın yeni bir ittifak kurduğu açıklanıyor. Bu gelişmenin çok önemli diye pazarlanması ise çok enteresan bir durum.

Neden diye sorarsanız, burada Ortadoğu’daki istikrarsızlığın en büyük kaynağı olan bu dört ülkenin istikrar vaadetmesi çok trajikomik bir durum. İsrail Ortadoğu’daki sorunların kaynağıdır ve Filistin’e yaptığı bunca zulme rağmen İsrail’in Türk medyasında “istikrar” unsuru olarak lanse edilmesi olacak şey değil.

Suudi Arabistan‘a gelirsek bölgede bütün radikal unsurları destekleyen ve bunu politik araç olarak kullanan bir ülkedir. Türkiye’nin Suudi Arabistan ile bu anlamda bölgesel ittifaka girmesi son derece tehlikelidir. Neden tehlikelidir? Çünkü bunlar uluslararası müdahalelerde araçsallaştırılan ittifaklardır.

Bunun dışında da çeşitli enstrümanlar kullanılıyor elbette. Bu enstrümanlar kâh IŞİD oluyor, kâh El-Nusra, kâh El-Kaide oluyor. O açıdan bugün yukarıda dile getirdiğimiz biçimde istikrar diye sunulan yan yana gelişler Ortadoğu’nun başına bela olan yan yana gelişlerdir.

Türkiye de Suudi Arabistan’ın başını çektiği bu eksende yer alarak hem kendi coğrafyasını ateşe attı hem de önümüzdeki günlerde göreceğimiz kör şiddet olaylarının zeminini hazırlamış oldu.

Hükümetin Filistin davasını satmasına karşılık büyük bir tepki gösterileceğini düşünmüyorum. Hükümet ile İdeolojik yakınlığı bulunanlar bu yalanı kabul edip, bu parodiyi devam ettirecekler. İHH buna yönelik bir basın açıklaması düzenledi ve az katılım oldu. Hükümetin bu alandaki ikiyüzlülüğü ifşa edilmeli ve tüm taraflar bunu bir şekilde görmeli artık. Yani her şeyi kullandılar, ülkede her kesimi kendi çıkarları için istismar ettiler.

Filistin davasını da bu istismar için kullandılar ve sonuç itibariyle samimi olmadıkları ortaya çıktı. Tabii beklenir ki önce satılan, satışa getirilen Filistinliler ve HAMAS gibi örgütler ses çıkartsın ama maalesef onlar da bu duruma tepki göstermiyorlar. Birçok ülke Erdoğan‘ı ve AK Parti’yi, IŞİD ve benzeri güçleri destekleyen güçler olarak görüyor o nedenle hükümetin itibarı büyük ölçüde aşınmış durumda.