Gazeteci-yazar Fehim Işık, Mahabad'da İran İstihbarat Teşkilatı İtlaat elemanları olduğu iddia edilen kişiler tarafından cinsel saldırı girişimi sonrası otelin 4. katından atlayarak yaşamını yitiren Ferinaz Xosrawanî'nin ölümüne ve sonrasındaki protesto eylemlerine ilişkin bir yazı kaleme aldı. Işık, Evrensel'de yer alan "Mahabad’da ne oldu? Ne olabilir?" başlıklı yazısında, isyanı başlatanın kadın örgütleri olduğunu söyledi ve "KODAR, KDP-İran, Komela gibi örgütler başta olmak üzere tüm muhalif kesimlerin dikkat çektiği bu öfke elbet patlar, patlayacak," dedi.

Mahabad'ın, 1946’da kurulan Kürdistan Cumhuriyeti’nin başkenti olduğunu hatırlatan Işık; "4 parçada Amed, Süleymaniye, Qamışlo ne ise Mahabad da o," derken yayılan protestoları sadece Xosrawani'nin ölümüne yönelik bir tepki olarak görmenin yanlış olacağını söyledi ve "İran rejimi, toplumu her kesimden cendereye almış durumda. Muhalif olanları 'din düşmanı' olarak gösterip idam etmekten çekinmiyor. Urmiye başta olmak üzere neredeyse Kürdistan’ın her kentinde ayda birkaç Kürt idam ediliyor. Tüm bunların yarattığı birikim de var, demek daha doğru olur," dedi.

Fehim Işık'ın Evrensel'de yer alan yazısı şöyle:

Doğu Kürdistan’da Ferinaz isyanını başlatan kadın örgütleri oldu. Kadınlar, duyarlı her kesimi 7 Mayıs günü saat 17.00’de Mahabad kentindeki Tara Otelinin önüne çağırdı. Eylem öncesinde çağrılar ağırlıkla Kürt basınına yansıdı. Az sayıda duyarlı basın yayın kurumu bu çağrıları gördü. İran’da ise illegal çalışan az sayıda internet sitesi dışında çağrıyı gören tek basın kurumu neredeyse yoktu. Tüm bunlara rağmen biliyoruz ki insanları Mahabad’daki Tara Otelinin önüne getiren temel etken, içten içe biriken tepkiydi. Bu nedenledir ki çağrı basının etkisiyle değil, daha çok baskı altına alınan toplumların tümünde görüldüğü gibi diktatörlüğe tepki duyan kesimlerin etkisiyle yayıldı. Kulaktan kulağa yayılan çağrılar geniş bir kesim arasında yankı buldu. Mahabadlıların büyük bir kesimi çağrıya uydu. Kent dışından gelenler de oldu.

Çağrının özü, onurunu koruyan Ferinaz Xosrewani’yi sahiplenmek, etkin bir soruşturma sonrasında sorumluların yargılanarak hak ettikleri cezaya çarptırılmasını sağlamaktı.

REJİM SADECE KRİMİNAL BOYUTUNU GÖRDÜ

Çağrıya ve sonrasında başka kentlerde, geniş halk yığınları arasında tepkiye neden olan, yerel kaynakların aktardığı gelişmelere de kısaca değinmek gerekir.

Ferinaz Xosrewani, genç bir üniversite öğrencisi, 25 yaşında. Mahabad’ın bilinen ailelerinden. Öğrenciliğinin yanı sıra Tara Otelde çalışarak ailesine katkı sunuyor. Tara Otelin sahipleri, otelin restorasyonu ve kat artışının sağlanması için yerel yönetime, valiliğe başvuruda bulunuyor. Bu dönemde otele sık gidip gelen İran İstihbarat teşkilatı İtlaat’ın görevlileri var. Otel sahibinden rüşvet isterler; ayrıca otele gidiş gelişlerinde gözlerine çarpan Ferinaz’ı da talep ederler. Otel sahibi, istihbarat görevlilerinin isteğine karşı çıkmaz, Ferinaz’ı istihbaratçıların bulunduğu 4. kattaki odaya götürür ve kapıyı üzerine kapatır. 4 Mayıs günü yaşanan bu durum sonrasında basına yansıyan tek şey Ferinaz’ın otelin 4. kat balkonundan demire tutunarak sarkmış resmidir. İstihbarat görevlilerinin tecavüz girişimine direnen Ferinaz, onurunu korumak için kendini otelin 4. katından aşağı bırakır.

Yine yerel kaynakların aktardığına göre, ailenin yanı sıra bölgenin önde gelenleri ve yerel örgütler konunun soruşturulması ve sorumluların cezalandırılması için birçok kez valilik ile irtibata geçer. Otelin güvenlik kameralarında birçok şey apaçık iken güvenlik birimleri istihbaratçıları korur ve sorunun bir otel çalışanından kaynaklandığını belirtir. Oysa halk, sorumluları tek tek, isim isim biliyor.

HÜKÜMETTEN TEHDİT

7 Mayıs gösterileri sonrasında, hem rejim, hem de bölgedeki etkin Kürt örgütlerinin konuyla ilgili açıklamaları geldi. Mahabad Valisi Cafer Ketani, konuyu basit bir adli olaya dönüştürmek için birçok açıklamayı peş peşe yaptı, konunun soruşturulduğunu ve bir kişinin tutuklandığını söyledi. Tutuklanan ise otel çalışanı. Hükümet adına açıklamayı, Urmiye’nin istihbarat ve güvenlikten sorumlu Vali Yardımcısı Ali Rıza Refdari yaptı. Refdari, 7’si polis 25 kişinin yaralandığını söylerken, halkı tehdit etmekten de vazgeçmiyordu. Gösterilerin yayılması ile ilgili Komela örgütü ile KDP-İran’ı suçlayan Refdari, gösterilerin devam etmesi halinde halka sert davranmaktan çekinmeyeceklerini belirtiyordu.

Doğu Kürdistan’da kısa sürede başka kentlerden de çağrılar geldi. Elbet, birçok teyit edilmeyen haber de peşi sıra yayıldı. İlk çağrıyı Meriwanlı gençler yaptı. Akabinde Piranşehir, Şino, Senendec, Urmiye gibi kentlerde halkın Mahabad’a destek yürüyüşleri düzenlediği bilgileri alınmaya başladı. Bu bilgilerle birlikte Mahabad başta olmak üzere bazı kentlerde olağanüstü hal ilan edildiği ve sokağa çıkma yasağı getirildiği haber merkezlerinin bilgisayarlarına düştü.

İSYAN DEVAM EDER Mİ?

Doğu Kürdistan, ilk kez bu türden bir isyan ile ayakta değil. Geçmiş yıllarda yine Urmiye ve Mahabad başta olmak üzere Kürdistan’ın bazı kentlerinde buna benzer birkaç gün süren gösteriler olmuştu. Her birinde de rejim güçleri gösterileri silah kullanarak bastırmıştı. Bu kez yine bastırır mı? Kürdistan’da halk rejimi desteklemiyor. İş birlikçi korucu örgütlenmeleri yaygın değil. Buna rağmen Doğu Kürtlerinin bastırılmış, üzerine ölü toprağı serilmiş, az sayıda kadronun gizli biçimde örgütlü olduğu ama toplumun geniş kesiminin duyguda yurtsever olsa bile örgütsüz olduğu bir toplum olduğunu biliyoruz. İran İslam Devleti, özellikle 1985 yılından sonra bu topluma olmadık acılar yaşattı, muhalif olan binlerce Kürt gencini halka açık bir biçimde idam ederek toplumu sindirdi. Her şeyden önce toplumun üzerine serpilen bu ölü toprağının atılması lazım. Ama şunu biliyoruz; İran toplumu mücadeleci ve değiştirme gücü olan bir geleneğe sahip. Bu nedenle üzerindeki ölü toprağını mutlaka atacak. Yani, KODAR, KDP-İran, Komela gibi örgütler başta olmak üzere tüm muhalif kesimlerin dikkat çektiği bu öfke elbet patlar, patlayacak.

Peki, Ferinaz’a tecavüz girişimi bu öfkenin başlangıcı olabilir mi? Bunun gerçekleşmesi için başka etkenler de gerekli kanaatindeyim. En başta da ülkenin tek muhalif kesiminin Kürtler olmadığını bilmekte yarar var. İranlı Azeriler İran toplumunun büyük

bölümünü oluşturuyorlar ve neredeyse muhalefetin m’sinde yoklar. Komünistler, sol muhalifler bastırıldı, yok edildi, olanlar da ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Beluciler örgütlü; onların da Kürtlerden farkı yok, devrimci dinamikleri, örgüt ağları ağırlıkla ülke dışında. Tüm bu etkenler de gösteriyor ki İran rejimini lokal ayaklanmalar değil, üzerindeki ölü toprağını silkeleyen İran halklarının ortak öfkesi bitirecek. Bunun için de yalnız Mahabad ve Kürdistan’ın değil, Meşhed, Şiraz, Bandarabaz ve Tahran’ın da ayağa kalkması lazım..

MAHABAD’IN ÖNEMİ NE?

Tüm herkesin sorduğu şu: Mahabad’ın önemi ne? Ferinaz’a yönelik tecavüz girişiminin yayılmasını tetikleyen asıl neden ne? Gelişmeler nereye varır?

Kısaca yanıt vermek gerekirse...

Mahabad, 1946’da kurulan Kürdistan Cumhuriyeti’nin başkenti. 4 parçada Amed, Süleymaniye, Qamışlo ne ise Mahabad da o. Politize bir kent, yurtseverlik duyguları ön planda, Kürtlerin her kesiminin önem verdiği Mahabad’ın ilk ve tek cumhurbaşkanı Qazi Muhammed’in hem doğduğu, hem de cumhuriyetin yıkılışından kısa süre sonra idam edildiği kent. Bu kent, genç Kürt kadınına uzanan kirli elleri kendi onuruna uzanan el olarak gördü ve sahiplendi. Ama elbet, bu tepkinin kısa sürede yayılmasını sadece Ferinaz’ın katledilmesine bağlamak doğru değil. İran rejimi, toplumu her kesimden cendereye almış durumda. Muhalif olanları “din düşmanı” olarak gösterip idam etmekten çekinmiyor. Urmiye başta olmak üzere neredeyse Kürdistan’ın her kentinde ayda birkaç Kürt idam ediliyor. Tüm bunların yarattığı birikim de var, demek daha doğru olur.

ÜSTÜNÜ ÖRTME GİRİŞİMİ TEPKİYİ ARTIRDI

Ferinaz’ın yaşamını yitirmesi ve yerel birimlerin sorunun üstünü örtme girişimleri, tepkiyi artırdı. Halk, 7 Mayıs günü otelin önünde bir araya gelerek Tara Oteli ateşe verdi. Tepki büyüdü. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, güvenlik güçlerine başlangıçta halka sert davranmaması ve silah kullanmaması talimatı verdi. Buna rağmen oteli yaktıktan sonra kent merkezine yürüyen halka güvenlik güçleri tarafından hedef gözetilerek ateş açıldı. Hâlâ net olmamakla birlikte 7 Mayıs günü Mahabad’da en az 2 kişinin yaşamını yitirdiği ve 8’i ağır olmak üzere en az 27 yaralının bulunduğu belirtiliyor. Mahabad’daki gelişmelerden hemen sonra konuştuğum İran Kürdistan Demokrat Partisinin Hewlêr Temsilcisi Muhammed Salih Qadiri, isim düzeyinde 15 yaralıyı tespit ettiklerini ve bunların önemli bir kısmının silahla yaralandığını söylüyordu. Qadiri, birçok yaralının ise İran rejimi tarafından sonradan yakalanmamak için yaralarını kendi olanaklarıyla tedavi ettiğini ve hastaneye gitmediğini belirtiyordu. Sosyal medyaya yansıyan cep telefonları görüntülerinden de kent merkezindeki silahlı saldırıda yaralananların olduğu görülüyor.