Sönmez O


1.


İçerde

Takvimden

Birer yaprak

Kopararak

Akıyordu günler

Belleklerimize soluk bir tortu bırakıyordu günler

Bir gazete kağıt kanatlarıyla getirdi ölüm haberini

Seslerimiz

Kırık bir düş gibi

Üşümüş gibi

Asılı kaldı havaya

Dökülmüş sıvaya

Çatlak duvara

soğuk yataklara

paslı parmaklıklara

düştü ses kırıntıları

gülüşlerin bir tek ölüleri kaldı dudaklarımızda

                      

(sessizliğin kıymıkları battı ellerime / ellerim hep kanayacak)

 

ah… bir adım

ve bir öpüş kadar yakındık ölüme

ama onun ölümünü bir çocuk gibi yadırgadım

 

(barut acısı bir ölüm bu / sığdıramam tabutlara)

 

o, gözlerimizin sularına

alnındaki şafakları bırakarak ayrıldı aramızdan

ve sözcüklerin fırtınası delip geçti çatılarını belleklerimizin

boş yere uçmuyor bu sessiz çığlıklar

boş yere uçmuyorlar saçaklardan ilçe dağlarına

her çığlık bitmemiş bir hesabı yolcu ediyor yarına

 

(ve ben onun anılarının gölgesinde  serinletiyorum acımı)

 

2.


derler ki

bölüşülecek mutluluk

çekinerek yürüyüp parmakuçlarında

avuçlarına düştü ilçenin

derler ki

kırlarda koşan küçük bir kız gibi

bir baklava dilimine açılmış istekli bir agız gibi

bal tadında yaşamaya başladı ilçe

derler ki

hayranlıkla kendinden geçmiş bir insan gibi

sevgiye ve sevince açıldı ilçe

ılık esintilerle çatıları okşadı neşe

ve çamurunu temizleyip yolların insanlarla kaynaştı

evlerin kapılarından şenliklerle gösterilerle

sıcak bir dost gibi girip çocuklarla oynaştı

derler ki

kozasınadan çıkan kelebek gibi

yeni doğmuş bir bebek gibi

kendini yönetmenin tadını usul usul

ellerine içirdi ilçedeki insanlar

derler ki

yazgıları avuçlarında

ocaktaki alev yapraktaki rüzgar gibiydi sesleri

ve başladı orkestra

yeni bir senfoninin ilk notalarını çalmaya

yarını koparıp almaya hazırlanıyordu insanlar

 

derler ki

yayılırken içerde ihanet kör dehliziyle

orkestranın şefini yitirdik

çatık bir kaş gibi gelen bir kalp kriziyle

 

derler ki

o bir çınardı

denizin ve dağın kavgasında

yetmişte de seksende de vardı

derlerki bir tarih göçmüştür onun göçüşüyle

 

3.

 
o sönmez

yüreklerimiz yeniden doğurur onu

ölüm usulca bir gül gibi açar ölümsüzlüğe

 

ölümü ayıklıyorum bu şiirden

Mamak önlerinde çığlıklarını

gökyüzüne gönderen bir ana gibi

acısını dağlara yolcu eden bu şiir

sevgiliye söylenen bir aşk türküsü gibi

bütün saçak altlarını

ve deniz kıyılarını dolaşıp bir bir

onun büyük öyküsünü kazıyacak zamana

 

ölümü ayıklıyorum bu şiirde

çünkü ölmedi o

sigarasını çayını hazır edin

hazır edin sohbet sofrasını

o güzel geleceği hazır edin

ne üzerine kalem çekilmiş bir geçmiş

ne de bitmiş bir söz olacaktır o

çünkü biliriz asıl biz susarsak ölür o

 

ölmedi o

gözbebeklerimize resmini astık

o kalabalık meydanlardan tek tek toplayıp

mücevher kutumuza koyduk söylevlerini

seslerimiz yeniden kuşattığında şehirleri

söylevlerini çıkarıp yüreğimizin mücevher kutusundan

şiirlerle öykülerle meydanlara dökeceğiz

ve onun sessizce gömüldüğü yere

çiçeklerle

güllelerle

çelenklerle

mermer bir büstünü dikeceğiz *


* Şiir, Ersin Ergün Keleş



Ordu'nun Fatsa ilçesinin belediye başkanlarından olan Fikri Sönmez sosyalist bir yönetim kurduğu gerekçesiyle askeri operasyon ile görevinden alınmıştı.

Nam-ı diğer Terzi Fikri, 1938 yılında Ordu'nun Kabakbağ köyünde doğdu. Ailesinin ihtiyacı üzerine ilkokuldan sonra bir terzinin yanında çırak olarak çalışmaya başladı.

60'lı yılların ortalarında TİP'e üye oldu ve aktif olarak görev aldı. Dev-Genç saflarında 6.Filo'ya karşı düzenlenen gösterilere katıldı. 1970 ortalarında sol içinde ortaya çıkan yeni saflaşmalarda Mahir Çayan'ın görüşlerine katılarak THKP-C saflarında yer aldı. 1971-1972 yıllarında Mahir Çayan ve arkadaşlarının Maltepe Askeri Cezaevi'nden kaçışlarından sonra, Karadeniz Bölgesi'ne geçmelerinde ve bu bölgedeki ilişkilerinde ve eylemlerinde yardımcı olduğu gerekçesiyle THKP-C Davası'nın diğer sanıkları ile beraber 2 yıl kadar tutuklu olarak yargılandı ancak 1974 affıyla tahliye oldu. Giresun, Ordu, Samsun bölgelerinde aktif faaliyet yürüttü. Süreç içerisinde Devrimci Yol hareketi içinde yer aldı.

1978 yılından itibaren sol Fatsa'da duruma hâkim oldu. 1979 yılında belediye başkanı Nazmiye Komitoğlu'nun vefatı nedeniyle bir ara seçim yapıldı. Fikri Sönmez 1979 yılında Fatsa ilçesi bağımsız belediye başkan adayı oldu ve seçimi kazandı. Seçildikten sonra Fatsa'yı özelliklerine göre 11 bölgeye ayırarak halk komiteleri oluşturdu. İki ayda bir yapılan halk toplantıları ile de halkın belediye yönetimine katkıda bulunmasına çalıştı. Bu komitelerin üyeleri bu toplantılarda belediye çalışmalarını denetler, gerekirse komite üyelerini görevlerinden alırlardı.

Komitelerde belediye faaliyetlerinden başka içki, kumar sorunları, kadının evde gördüğü şiddet gibi diğer konular da ele alınmaya başlanmıştı. Bu komitelerin gerçekleştirdiği önemli çalışmalardan biri "Çamura Son" kampanyası idi. Kampanyanın ardından bir de Fatsa Halk Şenliği düzenlendi. İlçe kısa bir süre içinde Sosyalist solun simgesi olurken sağcı basın organları ve politikacılar tarafından da eleştirilere hedef oldu.

11 Temmuz 1980'de ilçeye "'nokta operasyonu'" diye tabir edilen bir askeri operasyon düzenlendi. Operasyondan önce Fatsa AP, CHP ve MSP ilçe başkanlarının yaptıkları "Fatsa'da komünist işgal yoktur. Fatsa'da ateş ile barut yok, böylesine huzurlu bir yerde olay çıkartmayı istemek niye?" açıklamaları operasyonu durduramaz. 11 Temmuz günü gözaltına alınıp tutuklanan Fikri Sönmez 4 Mayıs 1985 günü cezaevinde kalp krizi sonucu yaşamını yitirmiştir. Daha sonra, bir sosyalist yerel yönetim deneyimi olarak görülen bu dönem yerli yabancı birçok araştırmaya da konu olur.

12 Eylül’den sonra uzun yıllar Fatsa’da baskı ve sindirme uygulamaları devam etti. Birçok solcu şehri terk etmek zorunda kaldı. Terzi Fikri’yi anmak bile şehrin asker ve polis tarafından kuşatılmasına neden oluyordu. 12 Eylül referandumundan sonra darbecilerin yargılanmasını engelleyen anayasa maddesinin kalkmasıyla Terzi Fikri’nin ailesi, arkadaşları ve Fatsalı devrimciler de hep birlikte harekete geçtiler. Darbecilerin yargılanması, darbeyle yüzleşilmesi için suç duyurularında bulundular.

12 Eylül’ün Fatsa’daki en önemli izi olan Kenan Evren Caddesi’nin isminin değiştirilmesi için şehirde bir yürüyüş yaparak dilekçelerini Belediye’ye verdiler. Geçmişte Terzi Fikri’nin adını taşıyan bu cadde halkla birlikte onun eseriydi. Ancak darbe sonrası Kenan Evren adı verilmişti. Fatsa Belediyesi bu talebi olumlu karşılayarak caddeden Kenan Evren ismini kaldırdı ve Sevgi ismini verdi.

Şimdi de, Terzi Fikri'nin Fatsa'ya heykelinin dikilmesi için internet üzerinden bir imza kampanyası başlatıldı. Şu ana kadar 400’ün üzerinde imza atılan kampanyaya katılmak için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz:

http://imza.la/fatsa-ya-terzi-fikri-heykeli-istiyoruz

(Fotoğrafların telif hakları Saim Tokaçoğlu'na aittir.)