IŞİD’in Şengal’deki katliamları sonucunda yaşam alanlarından göç eden Ezidî ailelerin sorunlarını yerinde tespit etmek için Federal Kürdistan Bölgesi’ne geçen HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız izlenimlerini paylaştı. Sarıyıldız, “On binlerce insan aç ve susuz yollarda. Önlem alınmazsa büyük bir salgın hastalık başlayabilir. Şengal Katliamından kaçan birçok kadın çetelerin eline geçmemek için intihar etmiş. Ezîdiler çok ferman yaşadıklarını, tarihte başlarının kesildiklerini, sürgün edildiklerini büyük hakaret ve zulümlere uğradıklarını belirtti. Ancak 21’inci yüzyılda büyük ölçüde bağımsız Kürdistan sınırları içerisinde yeni bir ferman yaşayacaklarının akıllarına  dahi gelmediği yönündeki sözleri yaşananların kifayetsiz tarifiydi” dedi.

HDP Şırnak Miletvekili Selma Irmak ve beraberindeki heyet ile Federal Kürdistan Bölgesi’ne geçen HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, izlenimlerini paylaştı. İbrahim Halil Sınır Kapısının Güney Kürdistan kısmındaki dış tarafından başlamak üzere kilometrelerce yolun iki yakasında öbek öbek toplanan Ezidîler ile karşılaştıklarını belirten Sarıyıldız, karşılaştığı manzarayı şu sözler ile anlattı: “Kavurucu sıcaklar altında bazıları buldukları bir gölgenin altında bazıları da bez parçalarının altına bıraktıkları üç-beş direkten oluşturdukları derme çatma çadırların altında kalıyor. Gümrük sınırının 15 kilometre ötesinde Rojava sınırına yakın 5 bin kişi için yapılan çadır kent vardı. Bu alan daha önce Rojava’dan gelenler için yapılmıştı. Koşullar oldukça kötüydü. 5 bin kişi için yapılan çadır kentte on binlerce Ezidî kalıyor. Dolayısı ile verilen hizmet de 5 bin insana göre veriliyordu. Konuştuğumuz insanlar kendilerine bazen günde bir parça ekmek düştüğünü ve tek bir nöbetçi doktorun olduğunu ifade ettiler. Mevcut koşullar büyük bir salgın hastalığına da neden olabilir”

‘YÜZLERDE KORKU VE YORGUNLUK’

“Görüştüğümüz bütün Ezidilerin yüzlerinde katliamın, açlığın ve yorgunluğun ifadesi vardı. Şengal’den, daha yeni katliamdan can havli ile kaçan insanları gördük” diyen Sarıyıldız, başta kadınlar olmak üzere genci, yaşlısı hepsinin cümlelerini henüz bitirmeden hıçkırıklara boğulduğuna şahit olduğunu kaydetti. Yaşananları kelimler ile anlatmanın kifayetsiz olduğunu dile getiren Sarıyıldız, ”İstisnasız her kadın cümlesini bitirmeden ağlama nöbetine  tutuluyordu. Kimi kadınlar göğsünde çocuğunun öldüğünü, başı kesilen erkekler gördüklerini, pazarlarda  genç kadınları gördüklerini hıçkıra hıçkıra anlatıyordu. Şengal Bölgesi’nde ovada kalanlar daha çok katliama maruz kalmışlar. Şengal dağına yakın olanlar ise tarihten bu yana kendileri için tek kurtarıcı olan dağlara sığınmak zorunda kaldıklarını anlattı. Çocukların büyük bir kısmının ilk iki gün açlıktan ve susuzluktan öldüğünü ağlayarak dile getirdiler. Çocukların bakışlarına büyük bir korku ve ürkeklik sinmişti. Katliam, tecavüz ve diğer bütün insanlık dışı uygulamalara maruz kalan her Ezidînin ayrı bir hikayesi vardı. Bu hikayeleri dinlemek bile bizler için oldukça zordu”

“BİZLERİ SATTILAR”

Dinledikleri bütün Ezidilerin peşmergelerin kendilerini yalnız bıraktığı için çok tepkili olduklarını aktaran Sarıyıldız, bu konudaki gözlemlerini ise şöyle anlattı: “Şengal katliamından kaçanların ortak anlatımı şuydu:  ‘Şengal mıntıkasında binlerce peşmerge bulunuyorken geri çekilip bizleri kaderimiz ile baş başa bıraktılar. Ferdi silahlarımız vardı, ancak köylerimizde iken peşmergeler bu silahları elimizden aldı. Sizleri biz savunacağız dediler. Silahlarımızı almamaları için yalvardık, yakardık. Ama söz dinletemedik, aldılar silahlarımızı. Bizleri sattılar. Bir tüfek de olsa kendimizi korurduk. Bu halde yaşamaktansa ölmek daha iyiydi’ dediler, havan saldırıları başlayınca Peşmergelerin mevzilerini terk ettiğini üzülerek anlattılar”.

‘KADINLAR İNTİHAR ETTİ’

Savaş esnasında eril devlet şiddetinin en büyük mağdurunun yine her zamanki gibi kadınlar olduğu tespitinde bulunan Sarıyıldız, “Dünya’da savaşın ve katliamın olduğu bütün ülkelerde olduğu gibi Şengal’de de  tecavüz ve kadın bedenine tahakküm kurmak gerici güçlerin savaş stratejisinin bir parçası olmuş. Şengal’de kadınların zorla alıkonulup pazarlarda satıldığını anlatırken başlarını eğiyorlardı. Görüştüğümüz kişiler birçok kadının çetelerin eline düşmemek için kendilerini asarak intihar ettiğini aktardı” diye belirtti.

Bir anekdotu paylaşan Sarıyıldız, Xıdır isminde 35 yaşlarında bir Ezidînin ağlayarak söylediği şu sözlerin yaşananların anlatmaya yeterli olduğunu dile getirdi: “Bizler çok ferman yaşadık. Tarihte başımız kesildi, sürgün edildik, büyük hakaret ve zulümlere uğradık. Ancak 21’inci yüzyılda büyük ölçüde bağımsız Kürdistan sınırları içerisinde yeni bir ferman yaşayacağımız aklımıza gelmezdi. 21. Yüzyılda dünyanın gözü önünde başımız kesildi, katledildik, tecavüze uğradık ve yeniden göç yollarına düştük”

‘BEYAZ SOYKIRIM HEDEFLENİYOR’

Ezidîlerin göçe zorlanması ile beyaz soykırımın hedeflendiğini paylaşan Sarıyıldız, şu tespitte bulundu: “Kaçanlar daha çok Kuzey Kürdistan, Türkiye metropollerine ve Avrupa’ya göç etmek istiyorlar. İnsanlar doğal olarak güvenlik ve yaşam kaygısı ile kaçmak zorunda. Ancak kontrolsüz göçün önüne geçmek gerekir. Çünkü bu katliamı yapanların da isteği bu yönde. Dünyanın eski inançlarından birinin mensubu olan Ezidîler tarihten günümüze kadar devlet dışı bir topluluk olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Ezidîlerin toprak ile olan bağı oldukça güçlüdür. Kent kültüründen ziyade toprak, tarım, dağ ve doğa ile bağları oldukça güçlü olan bir  inanç grubudur. Dolayısı ile Ezidîlerin bulundukları yaşam alanlarından farklı yere sürülmesi kültürel soykırımın, beyaz jenosidin önünü açacaktır. Katliamı yapan eli kanlı güçler sadece fiziki katliamı düşünmediler, Ezidîlik inancının bir bütün olarak yeryüzünden silinmesini hedeflemektedir. Vatanından koparılmaya zorlanan Ezidî inancının varlığı devam ettirme şansı ortadan kalkıyor. Ezidîler hem inançları nedeni ile dışlanmışlar hem de açlığa mahkum edilmişlerdir. Irak’ın ve Federal Kürdistan bölgesinin işçi sınıfı, ezileni Ezidîlerdir. Açlığa mahkum edip göçe zorlandılar. Göç edenlerin hemen hepsi yoksul insanlar”

Duhok Valisi ile telefonda görüştüklerini belirten Sarıyıldız, “Görüşmede Ezidi yurttaşların yaşadıkları kötü koşulları anlattık. Vali, yaşananları önceden kestiremediklerini ve hazırlıksız yakalandıklarını söyledi . En kısa zamanda daha organize bir şekilde ihtiyaçları gidereceğini bizlere iletti” dedi.

Tarihin tüm anaforlarına ve getirdiği toplumsal alt üst oluşlara rağmen Ezidîlerin yok olmaya karşı sürekli olarak direndiğini dile getiren Sarıyıldız, Ezidi inancının sahip olduğu güçlü tarihsel hakikatin bu zulmü de bertaraf edeceğine inandığını sözlerine ekledi. Kaynak: ANF)