Ezgi Başaran, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bingöl'de yaşananlar hakkında söylediği 'Teröristler bir iki saat içinde cezalandırıldı' söylemlerini değerlendirdi.

Kobani eylemlerinde yaşanan ölümlere ve söylemlere dikkat çeken Başaran, 'Bir çete keyfiyetiyle davranan devlet eninde sonunda halkını çetelerin ateş hattında bırakır' dedi.

Radikal yazarı Ezgi Başaran'ın 'O failler ne zaman yargılandı, nasıl cezalandırıldı?' başlıklı yazısı şöyle:

Bu kadar insanın ölmesinde, ülkeyi ateş sarmasındaki en temel sebep uluslararası ve iç hukukun tanınmadan süreçlerin idare edilmesidir. Asıl felaket bir kriz anında devletin de raydan çıkmasıdır

Çetelerin arasında kaldık.

IŞİD denen barbarlar çetesi kafalarındaki şeriat kurallarına göre asıyor, kesiyor, topluca katlediyor.

PKK’nin gençlik örgütü YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi) ‘tüm asayiş birimlerine’ talimat veriyor, nerede bir HüdaPAR(Hizbullah) üyesi görürseniz saldırın diye...

TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) ‘uyarıyor’, Kobane yangın yeri olmuşken, Türkiye’nin metropolleri dikkat etsin, rahat uyumasın diyor…
HDP, bir türlü ‘işler çığrından çıktı, örgütler birbirine girdi, halkımız lütfen evlerine dönsün’ demiyor...

İçişleri Bakanımız, bugün itibariyle 38 kişinin ölümüyle sonuçlanan şiddet olaylarıyla ilgili çözümü ‘misliyle karşılık vermek’te buluyor.
Büyük endişe sebebi hali pür melalimiz budur.

Ortada ne uluslararası hukuk, ne de iç hukuk var.

Ne izan, ne de sağduyu…

Davutoğlu: Teröristler bir iki saat içinde cezalandırıldı

**
Beri yandan… Şiddet artıyor ve yayılıyorken, ölü ve yaralılar vahim biçimde birikiyorken devletin takındığı tavrın şiddeti yaratanlardan farklı olmaması en korkutucu olan…

Bingöl’de PKK’li kişilerce öldürüldüğü iddia edilen emniyet mensuplarının cenazesine katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu sözlerine bakın ve tarihi bir kırılma anında olduğumuzu görün.

Diyor ki… “(Emniyet mensuplarının) Failleri iki saat içinde yakalandı ve cezalandırıldı.”

Bu failler Türkiye Cumhuriyeti tarafından nasıl cezalandırıldı sayın Başbakan?

2 saat içinde nöbetçi bir mahkeme bulundu, avukat tedarik edildi, deliller toplandı, savunmalar alındı, bilirkişi raporları, adli tıp raporları derlendi ve hakim karar verdi… Öyle mi?

Eğer Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti ise böyle olmalıydı.

Ve fakat böyle olmadıysa, ‘yakalanan’ kişilerin bu korkunç cinayetin faili olduğuna nasıl karar verildi ve devlet diyarının hangi cezası uygun görüldü?

Ezcümle... Biz topluca nereye gidiyoruz?

Numan Kurtulmuş: Elleri, beyinleri kırılacak ve ezilecek

**
Kuvvetler ayrılığı kalmıyor, hukuk çiğneniyor, keyfiyetle insanlar görevlerinden alınıyor, ortaya hiçbir delil konmadan kişiler toplum önünde itibarsızlaştırılıp hapse atılıyor diye 6-7 yıldır feryat figan söylemiştik. Hedefler değişiyor ama yöntem değişmiyor diye anlatmaya çalışmıştık ama hukuk tanımazlığın bu noktaya bu kadar çabuk geleceğini tahmin edememiştik.

Dediğim gibi tarihi bir kırılma noktası bu. 90’ların infaz listeleri yapan çeteci devletine selam çakan bir Yeni Türkiye.
Bu kadar insan ölürken, ülkeyi ateş sarmışken sen hukuk peşinde misin diyecek olan, bu mevzuyu tali bulan biri olursa diye söyleyeyim…
Başa sarın, başa...

Bu kadar insanın ölmesinde, ülkeyi ateş sarmasındaki en temel sebep uluslararası ve iç hukukun tanınmadan süreçlerin idare edilmesidir.
Bir çete keyfiyetiyle davranan devlet eninde sonunda halkını çetelerin ateş hattında bırakır.

Asıl felaket bir kriz anında devletin de raydan çıkmasıdır.