Kenan Evren'e akademik unvan veren İÜ Hukuk Fakültesi'nin o zamanki dekanı gerekçesini açıkladı: "Kadro yoktu. Para lazımdı. Biz de Evren'e unvan verip üniversite için olanak sağlamak istedik."

Radikal’den Serkan Ocak’ın haberine göre,  Kenan Evren’e, ‘Fahri hukuk profesörlüğü ve fahri doktora’ unvanını veren İstanbul Üniversitesi’nde dönemin senato üyesi ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Altuğ, bir itirafta bulundu: “Okulun ihtiyaçları vardı. Kadro lazımdı, para gerekliydi.”

12 Eylül Askeri Darbesi’nin mimarı Evren’e İstanbul Üniversitesi tarafından 1983’te verilen ‘Fahri hukuk profesörlüğü ve fahri doktora’ unvanın geri alınması ile ilgili 3 avukatın mahkemeye yaptığı başvuru Radikal’in önceki günkü ‘O cüppeyi geri alın’ manşetinde yer almıştı. O dönem senato üyesi olup Evren’e unvan verilmesini savunan ve karşı çıkan profesörlere ulaştık. Hukuk Fakültesi’nin darbe döneminde dekanlığını yapan Prof. Dr. Yılmaz Altuğ, unvanla ilgili şunları anlattı: “İdareyi aldılar fakat üniversiteye hiçbir faydası olmadı. Rektörle birlikte ne yapalım diye düşündük. Her yere gidiyor, çağıralım dedik. Eksikleri anlattık. Kendisi ve yaverleri notlar aldı. Diplomayı hazırlamıştık, verdik. O sırada 28 üniversite vardı, 28’inin de rektörü törende vardı. Tüm üniversitelerin rektörleri bize de gelin, biz de verelim dedi. Evren dönüp, ‘Vaktim yok, hepiniz adına alıyorum’ dedi. Kadro lazımdı. Avrupa’dan kitap alıyorduk, para gerekiyordu. Biz daha ziyade memleketi düşündük. Evren iyi bir adamdı. Şimdi Evren’den unvan geri alınmak isteniyor. Evren ki insanları paşa yaptı, onlar geri alınıyor mu? İyi kötü bir sürü şey oldu. Maziyi kapatmak lazım. ” 

‘Utanca ortak olmadım’
Darbe döneminde üniversitenin senato üyelerinden biri 1998’de emekli olan Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nedime Ergenç’ti. Ergenç, Evren’e verilecek ünvan için toplantıya katıldı ancak oyu ‘Hayır’ oldu. Ergenç hatırladıklarını şöyle anlattı: “Benim dışımda 2 kişi daha ‘hayır’ dedi. Şimdi hayatta olmayan Prof. Sırrı Erinç ve Prof. Dr. Kemal Kurtuluş. Bana oylama sırasında ‘Evet oyu kullanın, oybirliği çıksın’ diye baskı yapıldı. Ancak kulak asmadım, biraz da Karadenizli olmamdan kaynaklı sanırım, ‘Bu utanca ortak olmayacağım’ dedim. Sırrı Hoca’yı hatırlıyordum. Toplantı sonrası ağlıyordu. Dönemin atmosferinden dolayı ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek’ oy kullananlar da oldu. Tören sırasında ayağa kalkmadım.”

Kuzu: Ödül geri alınmalı
Uluslararası Hukuk Kongresi’ne katılan Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu da, Radikal’e açıklamalarda bulundu. “Evren’e verilen unvan yanlıştı. Hukuku katleden bir kişiye böyle bir unvan verilmemeliydi. Unvan geri alınmalı tabii ki. Bu idarenin yetkisinde.”

Evren’in adını görünce toplantıya gitmedim
Dönemin senato üyesi Siyasal Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Aybay da şunları anlattı: “Gündem konuları geliyordu. Evren’in adını görünce toplantıya gitmeme kararı aldım. Çevreme de o gün hastalanacağımı yaydım. Ancak açık açık protesto ediyorum diyemedim. Çünkü adımız solcuya çıkmıştı. Evren, bu sıfata layık olmayan bir zattı. Bu nedenle toplantıya ve törene katılmadım.”

O törenin yapıldığı gün bizim için çok acıydı
Dönemin önemli tanıklarından Profesör Hüseyin Hatemi de o günü şöyle anlattı: “Okulda hiçbir akademisyen törene alınmadı. Törene yalnız davetliler katılabildi. Hukukçu olarak yalnız senato üyesi vardı. Geri kalanlar devlet erkânı, İstanbul Valisi filandı. YÖK Başkanı İhsan Doğramacı da mor ve çeşitli renklerden oluşan bir cüppe giydi. Hokkabaz cüppesi gibiydi ve zaten o törenden sonra bir daha giymedi. Töreni televizyondan izledim. Bizim için çok acı bir gündü.”