Manisa’da baskın düzenledikleri bir evden altın ve 400 TL parayı çalarken kameraya yakalan polis hakkında dava açıldı. Hırsızlığı ailenin fark etmesi üzerine, bulmuş gibi yapıp ziynet eşyasını geri vermeye çalışan polis, 2 gün gözaltında kaldıktan sonra serbest bırakıldı.

Deniz Tekin'in Dihaber'de yer alan haberine göre Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan R.T’nin kaldığı ikamette yapılan aramada görevli olan polislerden A.V.H., arama sırasında evdeki ziynet eşyaları ve 400 TL parayı çaldığı kameraya yansıdı.

Olay, 5 Eylül 2016 tarihinde Salihli ilçesindeki Gaffar Okkan Mahallesi’nde meydana geldi. Hakkında yakalama kararı çıkarılan R.T’nin kaldığı eve yapılan baskında R.T’yi bulamayan polis, evde arama yaptı. Polis, evde 2 saat süren aramayı bitirip evin bahçesinde tutanak tuttuğu sırada, ev sahipleri, yakında evlenecek olan çocukları S.T. için evde sakladıkları 2 altın bilezik, 1 cumhuriyet altını, 2 çeyrek altın ve 400 TL paranın arama sırasında kaybolduğunu fark etti. Kayıp olan altın ve paraları bulmak için ev sahipleri polislerle birlikte 1 saat boyunca evi didik didik aramasına rağmen bulamadı. Ev aramasında yer alan Salihli İlçe Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Grup Amirliği’nde görevli polis A.V.H., ilk önce kayıp olan bileziği, ardından 1 bilezik ve 2 çeyrek altını buldu. Ev sakinleri, polisin kayıp ziynet eşyalarını çaldığını, bunu fark etmeleri üzerine ziynet eşyalarını bulmuş gibi kendilerine verdiğini söyleyerek, şikâyetçi oldu. 

GÖRÜNTÜLERDE ORTAYA ÇIKTI 

Arama sırasında polis kamerasına açık biçimde yansıyan hırsızlıkta, çok sayıda polisin şafak vakti eve baskın yaptığı görülüyor. Ardından polisler evdeki odalarda tek tek arama yapmaya başlıyor. Devamında, salondaki yüklükte arama yapan polis A.V.H., bu sırada bulduğu cüzdanının içerisini didik didik arıyor. Başka bir polis, şüpheliye, “Aradıktan sonra cüzdanı kardeşine verin” diyor. Ancak ev sakinlerinden biri cüzdanı almak için elini uzatmasına rağmen şüpheli cüzdanı ona vermiyor. Sanık, cüzdanı alarak yüklüğün üst kısmına geçip, kapatmadığı yüklüğün kapağı arkasında cüzdan ile bir süre oyalanıyor. Sanık, göz ucuyla kameraya ve çevresine baktıktan sonra cüzdanı sahibine veriyor. Sanık, yanındaki polis telefonla konuştuğu sırada dolabın içinde aldığı bir şeyi sol cebine koyarak arama yapmaya devam ediyor. 

AİLE FARK EDİNCE PANİKLEDİ 

Salondaki aramanın ardından evin oturma odasında aramaya devam ediliyor. Sanık polis, kadın polis ile birlikte sandıkta arama yapıyor. Kadın polis bulduğu kıymetli eşyaları ev sahiplerine verirken, sanık polis ise sandıktaki poşette bulduğu altın kutularını sandığın içine atarak dağıtıyor. Bir süre sandıkta oyalanan sanık, yanındaki polis gittikten sonra sandıkta aldığı bir şeyi sol cebine koyduğu görülüyor. Aramanın ardından ev sahipleri, sandıkta bulunan altınların kayıp olduğunu fark etmesi üzerine dağılan eşyalar arasında altınları arıyor. Bu sırada altınların bulunduğu sandığın yanında olan şüpheli polis, kanepenin altında bulduğunu iddia ettiği bileziği kameraya gösteriyor. Bilezik için “düşmüştür” diyor. Ev sakinleri, 1 bilezik, 1 cumhuriyet altını ve 2 çeyrek altının kayıp olduğunu söylemesi üzerine aramaya devam ediliyor. Polisler, ev sakinlerine altınların daha önce evde olup olmadığını dair sorular soruyor. Ev sakinleri ile bazı polisler arasında kısa süreli bir tartışma çıkıyor. Aramaya ilişkin evin bahçesinde tutanak tutulduğu sırada şüpheli polis memuru, “Gelin” diyerek evin salonundaki kanepenin üzerinde arama yapıyor. Onun arkasından giden ev sahiplerinden B.T. aramayı yapan polise “Bana göre sen buraya bir şey koydun” diyor. Birden panikleyen polis, inkara başlıyor. 

EV SAHİBİNİN ÜSTÜNE YÜRÜDÜ 

Ev sahibi kadının, “Hayır, hayır kesinlikle sen elinle bıraktım. Ben gözlerimle gördüm” demesi üzerine sanık polis elini kaldırıp B.T’nin üzerine yürüyerek, “Kızım sen ne diyon, hıştt. Saçmalama kızım” demeye başlıyor. B.T. yanlarındaki diğer polislere, “Abi biz daha önce buraya aramadık mı?” diye soruyor. Sanık ise çarşafı kaldırarak altınları bunun arasında bulduğunu iddia ederek, panik halde, “İftira atma” diyor. B.T. ise “Ben gözümle gördüm” diyor. Aramaya katılan mahalle muhtarı, altının bulunduğu belirtilen yerde 3 defa arama yapmalarına rağmen bir şey bulamadıklarını söylüyor. Sanık ise bulduğunu iddia ettiği altınları ev sakinlerine verdikten sonra “Allah var yukarıda, Allah belamı versin bak” diyerek evde bulunan Kuran’a el basarak altın çalmadığına dair yemin ediyor. B.T. de Kuran’a el basarak “Allah şahittir sen koydun” diyor. Sanık, B.T’ye “terbiyesizlik yapmayın” derken, ev sakinleri ise polise “Yalan söylüyor” diye tepki gösteriyor. Bir süre devam eden tartışmanın ardından polisler evden ayrılıyor.

SAVCI TUTUKLANMAYA SEVK ETTİ, HAKİM SERBEST BIRAKTI 

Ailenin altın ve paralarının kaybolduğunu söylemesine rağmen polisler bunu tutanağı geçirmedi. Aile, bunun üzerine altın ve paraları çaldığını iddia ettiği polis hakkında Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunu işleme alan savcılık, arama sırasındaki kamera görüntülerinde yaptığı incelemenin ardından, sanık A.V.H. hakkında gözaltı kararı çıkardı. Olaydan 10 saat sonra gözaltına alınan polisin üzerinde ve görev yaptığı araçta yapılan aramada kaybolan altın ve para bulunamadı. İki günlük gözaltının ardından savcılığa çıkarılan polis, “görevi kötüye kullanma” nedeniyle tutuklanma talebiyle Salihli Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi. Hakimlik, delilleri karartma, kaçma ve saklanma imkânının olmaması, tutuklama tedbirinin oranlı olmayacağı iddiasıyla polisi “adli kontrol” ve yurtdışına çıkış yasağı tedbiri vererek serbest bıraktı. Emniyet Genel Müdürlüğü İzmir Teftiş Kurulu Başkanlığı, polis hakkında idari soruşturma başlatarak, A.V.H.’yi 10 Ekim 2016’da açığa aldı.

10 YILA KADAR HAPİS İSTEMİYLE DAVA AÇILDI

Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak sanık polis memuru A.V.H. hakkında, “Bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık” suçlamasıyla 5 yıldan 10 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı. Salihli 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, evde arama sırasında yaşanan hırsızlık olayı anlatıldı. İddianamede, ev sahiplerinin kayıp olan ziynet şüpheli polis memuru A.V.H. tarafından çalındığını, daha sonra ise bu kişi tarafından yerine bırakılmaya çalışıldığını iddia ettikleri ifade edildi. 

Sanık polis davanın iddianamesinde yer alan ifadesinde üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, ev sahiplerinin iftira attığını iddia etti. Kayıp altınları bulduğu için gözaltına alındığını savunan polis, kayıp olan altınlar nedeniyle orada bulunan herkesin töhmet altında kalmasına dayanamadığı için gayrı ihtiyari olarak eve girip, salonda arama yapmaya başladığını savundu. Sanık ifadesinin devamında şöyle dedi: “Ben kanepenin üzerinde bulunan mor çarşafı silkelemek üzere elime almışken B.T. bana ‘Kanımca sen buraya bir şey koydun’ dedi. Tam bu esnada elimde silkelediğim çarşaftan 2 adet çeyrek altın, büyük bir altın kanepenin üzerine düştü. Ardından B.T. o altınları benim oraya koyarak yere düşürdüğümü iddia etti. Bana Kuran’a el basmamı söyledi. Kuran’ı getirdi ben de Kuran’a el bastım.” 

Polis, aramada bulunan 600 TL paranın kurbanlık parası olduğunu savundu. Şüpheli polis soruşturmayı yürüten savcıya gönderdiği dilekçede ise “İddialar sadece benim açımdan değil, tüm güvenlik güçleri bakımından ürkütücüdür. Zira itibar görmesi halinde terör örgütü mensubu kişiler adeta zafer kazanacaktır” şeklinde savunma yaparak, hakkında takipsizlik kararı verilmesini istedi.

JANDARMA KARARTI, BİLİRKİŞİ TESPİT ETTİ 

Salihli İlçe Jandarma Komutanlığı’nın ev araması sırasında çekilen 1 saat 51 dakikalık polis kamerası görüntüleri üzerinde yaptığı bilirkişi incelemesinde, polisin evden bir şey aldığı veya sonrasında sakladığına ilişkin herhangi bir görüntü tespit edilemediğini iddia etti. Kamera, görüntüleri inceleyerek 2 sayfalık rapor hazırlayan bilirkişi ise jandarmanın belirttiği raporun tersine görüş bildirdi. Raporda, şüpheli polisin odanın yüklük olarak tabir edilen kısmında arama yaparken yatakları arar gibi oyalandığı, girdiği yüklükte 1 cüzdan bulduğu belirtildi. Şüphelinin bulduğu cüzdanın içerisini aradıktan sonra diğer görevlilere vermeyip elinde tutarak arama yapmaya devam ettiği ifade edilen raporda, şüpheli için, “Yüklüğün üst bölümünün sağ kapağının arkasında kalan bölümden bir şeyler alarak sırtı kameraya dönükken sol eliyle sol cebine koyduğu görüldü” tespiti yapıldı. Şüphelinin içinde altın ve bileziklerin bulunduğu sandıkta eğilmiş vaziyette yaklaşık bir dakika oyalandığı tespitine yer verilen raporda, şüphelinin görüntünün, 52.05’inci dakikasında sol eline sol cebine koyduğu daha sonra bir adet bilezik kutusunu yanındaki görevlilere teslim ettiği tespitini yer verdi. 

Polis kamerası görüntülerine ilişkin hazırlanan bilirkişi raporuna ilişkin sanık polis savcılıkta verdiği ek ifadesinde kendini şöyle savundu:

“Cüzdanı alt tarafından üst tarafa çıkardığım doğrudur. Cüzdanı verecek kimseyi bulamadığım için yukarı bıraktım. Kapağı kasten kapatmadım. Kapağın kapalı olmasından yararlandığım hususunu kabul etmiyorum. Ben o esnada pantolonumu düzeltiyordum. Ayrıca ben cinsel organımdan ve makat bölgesinden siğil ameliyatı olmuştum. Ameliyattan sonra siğil tekrarlamayı başladı, kaşıntı yapıyordu. Benim cinsel bölgemde bulunan rahatsızlığımı eşim ve ekip arkadaşlarım bilir. Ancak kaşıntı yaptığını bilmezler. Bu husustan kendilerine hiç bir zaman bahsetmedim. Arama esnasında zaman zaman bu bölgeleri kaşımıştım. Bu şekilde elim cebime gitti olarak gözükmüş olabilir. Ancak ben kesinlikle para koymadım. Ayrıca belirttiğim gibi ben cüzdan içerisinde para görmedim... Sandık içerisinde bulduğum bilezik kutularına ilişkin boş bilezik kutularını tekrar sandık içerisine attığımı yukarıdaki ifademde belirtmiştim. Dolu olan bilezik kutularını ise sandık içerisine atmadım. Doğruca orada bulunan görevlilere teslim ettim. Sandık içerisinde arama yaparken elimi cebime attığım hususunda ise cebimde kendime ait telefonum, anahtarlarım ve diğer kişisel eşyalarım bulunduğundan ve arama sırasında bunlar beni rahatsız ettiğinden cebimi düzeltmiş olabilirim. Kesinlikle buradan bilezik alıp cebime koymadım.” 

TANIK POLİSLER: EVDE 3 DEFA ARAMA YAPTIK BULAMADIK

Hırsızlık yaptığı belirtilen polis ile tartışması kameralara yansıyan müşteki B.T. savcılıkta “şikâyetçi” sıfatıyla verdiği ifadesine kaybolan ziynet eşyalarını bulmak için polislerle birlikte evde uzun süre arama yaptıklarını, ancak bulamadıklarını vurguladı. İfadesinde, şüpheli polisin kendisine, “O eşyalar kaybolmuştur. Belki annen başka yere koymuştur. Gel bi ikimiz birlikte bakalım” dediğini aktaran, B.T., “Odaya varınca şüpheli polis memuru cebinden bir kısım eşyaları çıkararak daha önce bir kaç kez aranmış olan çarşafın arasını koyduğunu gördüm. Ona ‘Dur sen oraya bir şey koydun. O altını sen aldın, sen oraya koydun’ dedim... Şu an halen 1 cumhuriyet altını ve 400 TL param kayıptır. Ben 400 TL paranın çalındığını arama işlemi tamamen bittikten sonra ve bütün görevliler evden ayrıldıktan sonra fark ettim. Bunların şüpheli polis memuru tarafından çalındığını düşünüyorum. Şikâyetçiyim” ifadesinde bulunuyor. 

İddianamede, şikayetçi olarak yer alan ev sahipleri M.T. ve P.T. de benzer şekilde ifadelerine yer verildi. Arama sırasında evde olan polislerin tanık sıfatıyla cumhuriyet savcısına verdikleri ifadelerinde ise şüpheli polisin yanlış bir hareketiyle karşılaşmadıklarını savundu. Tanıklar, kaybolan ziynet eşyalarının bulunması için evde 3 defa arama yaptıklarını, ancak bulamadıklarını belirtti.

POLİS ZARARI KARŞILADI

Savcı iddianamede; müşteki beyanları, tanık ifadeleri ve CD inceleme tutanakları, şüpheli savunması, arama ve el koyma tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinden şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği hususunda kamu davasının açılmasında yeterli delil elde edildiğinin anlaşıldığı belirtildi. Yargıtay içtihatlarına atıfta bulunulan iddianamede, şüphelinin üzerine atılı hırsızlık suçunda, mağdurun farklı kişiler olması durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı ve tek bir hırsızlık suçundan cezalandırılması gerektiği belirtildi. Salihli 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugüne kadar 3 duruşması görülen dava ise Ekim ayına ertelendi. Dava devam ettiği sırada, hırsızlık yapmadığını savunan polis, buna rağmen ailenin zararının karşılanması için kayıp olan 400 TL para ve 1 Cumhuriyet altını savcılık aracılığıyla aileye verdi. Ancak aile buna rağmen şikâyetinden vazgeçmedi.