Erzurum'un Karayazı ilçesinde 1 Ağustos'ta gözaltına alınan ve aralarında DTK delegeleri, İHD yönetim kurulu üyesi, HDP ve DBP ilçe örgütü üye ve yöneticilerinin de bulunduğu 59 kişi, Palandöken İtfaiye Kaplı Spor Salonu'nda tutulmaya devam ediliyor.

DİHA'nın haberine göre; şu ana kadar sadece 5 kişinin ifadesi alınırken, gözaltına alınanların havasız bir ortamda tutulduğu belirtildi.

Gözaltı dosyasına bakan avukatlar, Olağanüstü Hal'den (OHAL) dolayı gözaltların 1 aya kadar uzatılabileceğini söyledi.

'ŞÜPHELİDEN DELİLE ULAŞILMAYA ÇALIŞILIYOR'

Avukat Şıvan Cemil, son 4 günde pek çok hukuk skandalı ile karşı karşıya kaldıklarının altını çizerek, parmak izi almak için götürülen 5 müvekkillerinin ifadesinin alındığını ve özel avukatların yerine barodan avukat çağırıldığı bilgisini verdi.

Adil savunma hakkının ihlal edildiğine dikkat çeken avukat Cemil, "Örgüte üye olmak" iddiasıyla gözaltına alınan 59 kişi hakkında hiçbir delil olmadığını ve "şüpheliden" delile ulaşılmaya çalışıldığını söyledi.

Yaşanan hukuksuzlukların yeni olmadığını ve öteden beri bu tür yaklaşımların söz konusu olduğunu ifade eden Cemil, “Bu suç isnadı bir bütün olarak bakıldığında somut bir delilin olmadığı anlaşılmaktadır. Bazı aile üyelerinin tamamı gözaltına almışlar ve söz konusu gözaltı işleminde üç temel haktan biri olan aileye haber vermede kime bilgi verecekleri konusunda şaşırmışlar. Hukuk açısından Olağanüstü Hal'in bir hususu da şu gözaltı sürelerinin 30 günlük süreyle devam ettirebilecekleri ifade edildi” dedi.

'SORUŞTURMAYI EMNİYET Mİ YÜRÜTÜYOR?'

Savcının bu hafta içerisinde ifade alınmayacağını belirttiğini kaydeden Cemil, "Soruşturmayı yürüten savcı ile görüşme yaptığımızda emniyet ifadelerinin ne zaman alınacağı konusunda dahi haberinin olmadığını gözlemledik. Soruşturmayı emniyet mi yürütüyor?" şeklinde sordu.

Avukat Cemil, eğer soruşturmayı emniyet yürütüyorsa bir hukuk skandalı ile karşı karşıya olduklarını vurguladı.

'GÖZALTI KOŞULLARI İNSAN HAKLARINA AYKIRI'

59 kişinin gözaltı koşullarına değinen avukat Barış Oflas ise, gözaltındaki kişilerin sağlıklı ortamda tutulmadığını söyledi. OHAL ile birlikte temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığını dile getiren Oflas, şunları aktardı: “Gözaltı yönetmeliğine aykırı bir şekilde şuan bir gözaltı durumu mevcuttur. Bir spor salonuna bariyerler dizilmiş ve o bariyerlerin arasına yerlere yataklar atılmış, sağlık koşulları hiçbir şekilde yok, şahıslar hepsi bir arada resmen bir OHAL gözaltısı diyebiliriz. Nitekim OHAL ilk ilan edildiğinde 'temel hak ve özgürlüklere dokunulmayacaktır' denilmişti. Ancak gözaltı koşulları insan hakları ve onuruna aykırıdır."

Gözaltındakilerle ilk görüştüklerinde kapı açılır açılmaz bir buhar ve kokunun yüzlerine vurduğunu söyleyen Oflas, gözaltıların havasız bir ortamda tutulduğunu aktardı.

'GİZLİLİĞİ İHLAL EDEN SORUŞTURMAYI YÜRÜTENLERDİR'

Operasyonlar sırasında fotoğraf çektiği için tutuklanan DİHA muhabiri Mehmet Arslan'ın durumuna değinen Oflas, “Operasyonlar sırasında köyde ikamet eden Sinan Durmaz fotoğraf çekip Dicle Haber Ajansı çalışanı Mehmet Arslan ile paylaşmıştır. Fotoğrafı çeken kişi gözaltına alınmış, ertesi gün de DİHA muhabiri ile birlikte her ikisi de tutuklanmıştır. Bu da gösteriyor ki halkın ve kamuoyunun haber alma hakkı ihlal edilmiştir. Basın özgürlüğü engellenmiştir. Mademki gizlilik kararı var dosyada fotoğraf çekilmemesi için sen gizlilik önlemini alacaksın. Örneğin gözaltı yapılan yere çadır veya branda çekilip öyle gözaltı yapılsaydı. Asıl gizliliği ihlal eden soruşturmayı yürütenlerdir” şeklinde konuştu.