Ermeni Soykırımı'nın 102. yılında düzenlenecek anmalar dolayısıyla Türkiye'ye gelen EGAM ve ABGU temsilcileri soykırımın tanınması için sınırın Türkiye olduğuna dikkat çekti. 1915 soykırımın tanınmasının diğer ulusların maruz kalacağı soykırımları önleyebileceğini dile getiren temsilciler, ırkçılığa karşı mücadele çağrısı yaptı. 

Avrupa Irkçılık Karşıtları Taban Hareketi (EGAM) Başkanı Benjamin Abtan, Ermeni Genel Yardımseverler Birliği (ABGU) Avrupa Temsilcisi Arega Hovsepyan'dan oluşan uluslararası delegasyon, Ermeni Soykırımı'nın 102. yılı dolayısıyla basın toplantısı düzenledi.

Etha'da yer alan habere göre, İstanbul Taksim Vardar Palace Otel'de gerçekleşen basın toplantısına Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM) Üyesi Murat Mıhçı, Nor Zartonk, İnsan Hakları Derneği (İHD) Irkçılığa ve AyrımcılığaKarşı Komisyon ve Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Platformu üyeleri katıldı.

"ERMENİ SOYKIRIMIN TANINMASI DİĞER SOYKIRIMLARIN ÖNÜNE GEÇEBİLİR"

ABGU Temsilcisi Arega Hovsepyan, Ermenilerin 20. yüzyılda soykırımın ne olduğunu hisseden ilk ulus olduğunu kaydetti. Zamanın bütün yaraları iyileştirdiğine yönelik söyleme dikkat çeken Hovsepyan, Türkiye'de bu durumun geçerli olmadığına dikkat çekti. "Çünkü T.C. bu durumla yüzleşmeyi kabul etmiyor" diyen Hovsepyan, amaçlarının Türk ulusuna kendi tarihini sorgulama ve ne olduğunu öğrenme fırsatı yaratmak olduğunu ifade etti. Ermeni ulusunun bir temsilcisi olarak karşısındaki birinin yaşadığı acıları ve hislerini anlamasının son derece önemli olduğunun belirten Hovsepyan, "Ermeni Soykırımı'nın tanınması diğer ulusların da yüzleşebileceğimiz soykırımları engellemeye de yardımcı olacaktır. Bu durumun konuşulmaması sahte bir şekilde 'affedilmişlik' hissi doğuruyor" dedi.

"SOYKIRIMIN TANINMASI İÇİN 40 YILDIR MÜCADELE EDİYORUM"

EGAM Delegasyonu üyesi ve Ermeni Protestan Kilisesi rahibi Rene Leonian, 1980 yılından bu yana Türkiye'ye geldiğini ve 4. kez Ermeni Soykırımı anmasına katılacağını söyledi. Kamp Armen'de Hrant Dink ve Rakel Dink'le tanıştığını ifade eden Leonian, Ermeni Soykırımı'nın tanınması için 40 yıldır mücadele yürüttüğünü ancak bu son yıllarda Fransa'da olmak yerine İstanbul'da olmanın kendisi için daha önemli olduğunu ifade etti.

İstanbul'da Kürtler, Aleviler ve yaşayan diğer halklarla birarada olma şansı yakaladığını ifade eden Leonian, "Birbirimizi ne kadar iyi tanırsak o kadar iyi çözümler bulabileceğimize inanıyorum" dedi. Son ziyaretinde Türkiye Konsolosluğu'nda çalışan biriyle yaptığı ilginç sohbeti anlatan Leonian, "Bana dedi ki 'seni Ermeni Soykırımı olmadığına ikna etmeyeceğim.' Ben de ona dedim ki, 'ben de sana Ermeni Soykırımı'nı kanıtlamayacağım.' Benim ailem Maraş'tan ve Adıyaman'dan geliyorlar. Katliamdan nasıl kaçtıklarını, nasıl sürgüne uğradıklarını Fransa'dan nasıl geldiklerini anlatmayacağım. Ben hikayelerini kaydettin. Tarih kitaplarını bir kenara bırakalım. Benim ailem yalan söylemiyor" dedi.

"SOYKIRIMIN TANINMASI İÇİN SINIR TÜRKİYE"

EGAM Başkanı Benjamin Abtan, 2011 yılında Ermeni Soykırımı anmasına katıldığını ve daha sonra da uluslararası bir delegasyon kurmaya karar verdiklerini hatırlattı. "Ermeni Soykırımı'nı burada ananlar ve gerçeğin tanınmasını isteyenlerle birarada olmaya ve Avrupa olarak müdahalede bulunmaya o zaman karar verdim" diyen Abtan, soykırımın tanınması için sınırın Türkiye olduğuna dikkat çekti. Abtan, "Türkiye'deki sivil toplumun içinde gerçekleşmeli soykırımın tanınması. İnsanların buraya gelip destek olması, bunun için mücadele yürütmesi kolay olmadı. Perspektif eksikliği ve bazen çaresizlik de vardı" dedi.

Ermeni Soykırımı için mücadele etmenin başka ülkelerde yürütülecek mücadelenin başlangıcı olduğuna dikkat çeken Abtan, "Aynı şekilde Türkiye'de demokrasi için, gerçek için mücadele etmek, soykırıma karşı mücadele için bir adım" ifadesini kullandı. Roman, Yahudi, Hırvatistan, Ezidi halkların maruz kaldığı katliamlara ve soykırımlarına karşı da mücadele yürüttüklerinin altını çizen Abtan, şu şekilde konuştu: "Soykırımı aslında kendi kalbinde taşıyan, soykırımı tanımayan bir devlete karşı mücadele eden insanlarla buradayız. Sonuçta T.C.'nin bu konumu, diğer bütün devletlere en kötü örneği teşkil ediyor. Tarihi aktarmak, gerçeğin tanınması için mücadele ediyoruz. Burada aslında gerçeklere ulaşamayacak insanlara bunu anlatmak için mücadele ediyoruz. Resmi inkar politikasına karşı mücadele etmek, dünyanın her tarafında soykırım inkarına, soykırımın tanınmamasına karşı yürütülecek mücadelenin bir parçası."

Konuşmasının ardından bir gazetecin, "Bu yıl bir referandum gerçekleşti. Referandum sonrasında burada yürüttüğünüz mücadeleye karşı bir sorunla karşılaştınız mı?" sorusuna Abtan, "Bir sorun olup olmayacağı Pazartesi günü ortaya çıkacak. Refarandumdan sonra demokrasinin olup olmayacağı Pazartesi belli olacak" yanıtını verdi.

Uluslararası delegasyon, kamuoyuna 24 Nisan'da gerçekleşecek Ermeni Soykırımı'nın 102. yılı anmalarına katılım çağrısı yaptı.