Savcı Pekgüzel, İkinci Ergenekon duruşmasında “1996’da TBMM’ye ‘Ergenekon’ konusunda ihbar gitti. O zaman yapılamayan araştırmanın bugün yapılıp yapılmayacağı Meclis’in takdirindedir” dedi.

ESRA ALUS / Milliyet

İkinci Ergenekon davasının önceki gün görülen 130. duruşmasının sonunda sanık ve avukatların taleplerine ilişkin mütalaasını açıklayan Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, milletvekili olan sanık Mustafa Balbay’ın, konuşması sırasında TBMM bünyesinde kurulacak bir komisyon ile “Ergenekon” diye bir örgütün var olup olmadığının araştırılması konusunu dile getirdiğini hatırlattı.

Mahkemenin henüz sanık savunmalarını tamamlamadığına işaret eden Pekgüzel, mahkemenin yargılamayı kesip diğer işlemleri atlayarak bir karar vermesinin söz konusu olamayacağını belirtti. Pekgüzel, Balbay’ın talebindeki, “Ergenekon” örgütünün araştırılması için TBMM tarafından araştırma komisyonu kurulması konusunun da yeni olmadığını açıkladı.

‘OĞUZTAN 14 YIL ÖNCE SÖYLEDİ’

Pekgüzel, buna örnek olarak, birinci “Ergenekon” davası sanığı Ümit Oğuztan’ın 14 yıl önce “Dikkat, bu bir ihbar değildir. Bir gerçeğin tespitidir” ifadesiyle başlayan ihbarını hatırlatarak, Oğuztan’ın, “Ergenekon” adını da verip, bazı Avrupa ülkelerinde “gladyo” olarak adlandırılan örgütlenmenin uzantıları hakkında bilgiler verdiğini söyledi. Pekgüzel, şunları kaydetti:

“1996’daki Susurluk kazası sonrasında TBMM bünyesinde oluşturulan komisyona ‘Ergenekon’ örgütü konusunda ihbar gitmiştir. Görüldüğü gibi ‘Ergenekon’ örgütü, bundan 14 yıl önce bir ihbar telefaksı olsa dahi TBMM’nin bilgisi dahilindedir. O zaman yapılamayan araştırmanın bugünkü TBMM’ce yapılıp yapılmayacağı kuşkusuz ki yüce Meclisin takdirlerinde bulunmaktadır.”

KOMİSYONA VERİLEN DİLEKÇE

TBMM Susurluk Komisyonu’nun hazırladığı raporda “Yazar Ümit Oğuztan’ın iddiaları” başlıklı bölümde, yurt içinde mafya ve yurtdışında CIA ile bağlantılı olan Ergenekon isimli bir örgütten bahsedilmişti. Raporda “Ergenekon” adı şöyle yer almıştı:

“M. Ali Yaprak’ın kaçırılması ve Ömer Lütfi Topal’ın öldürülmesi ile ilgili olarak Yazar Ümit Oğuztan’ın Komisyon Başkanlığı’na verdigi 10 Mart 1997 tarihli dilekçesinde; ulaşan ve komisyona yararlı olacağı düşüncesiyle verilen bilgilerin ‘MİT’ tarafından da daha önceden bilindiğini ancak değerlendirmeye sokulmadığını, haber kaynağının ise hayati tehlike endişesiyle hareket ettiğini, içinde siyasal otoritenin de bulunduğu çıkar çevrelerinin gerçeğin ortaya çıkmasını istemediğini, yurtiçinde ‘mafia’ ve yurtdışında ‘CIA’ bağlantıları bulunan örgütlenmenin ‘ERGENEKON’ ve ‘GLADYO’ olarak adlandırıldığını, adına ‘mafia’ denilen yasadışı çıkar gruplarının, gücünü siyasal otorite ile yaptığı işbirliğinden aldığını belirttikten sonra, 5 Şubat 1992 tarihinden itibaren önemli olayların kronolojik sıralamasını yapmaktadır.”

‘İKİSİ AYNI ERGENEKON DEĞİL’

Ergenekon soruşturması kapsamında Ocak 2008’de tutuklanan Ümit Oğuztan, daha sonra görülen ikinci Ergenekon davasında savunma yapmış ve komisyona verdiği dilekçeyle ilgili açıklamalarda bulunmuştu. Susurluk raporunda Ergenekon’dan bahsettiğini ifade eden Oğuztan, “Ama orada bahsettiğim Türkiye’deki ‘Gladyo’ yapılanması idi. Oysa bugün bizim de içinde sanık olduğumuz şu anda karşınızda gördüğünüz bu fotoğraf ise benim anlattığım yapılanma değil” diyerek ağız değiştirmişti.

Milliyet