Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 8. Büyükelçiler Konferansı'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan, İstanbul Sultanahmet’te meydana gelen patlamayla ilgili değerlendirmesinde, “İstanbul’da Sultanahmet Meydan’ında meydana gelen ve Suriye kökenli bir canlı bomba saldırısı olduğu değerlendirilen terör olayını esefle kınadığımı belirtmek istiyorum” dedi.

Erdoğan ayrıca şu ifadeleri kullandı:

“Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere terör örgütü ve müzahir kuruluşlarının etkinliği olan yerlerde, biz de devlet olarak çok daha güçlü bir çalışma ortaya koymak mecburiyetindeyiz. Meydanı terör örgütüne, bölücülere, yıkıcılara bırakmamalıyız.

“Terör örgütünün eylemleri yüzünden bölgede yaşayan milyonlarca vatandaşımızın hak ve özgürlükleri ihlal ediliyor ama bu ihlali yapan devlet değil, terör örgütünün ta kendisidir.”

'KÜRT SORUNU YOKTUR'

“Türkiye’nin Kürt vatandaşlarıyla hiçbir sorunu yoktur. Yani, Türkiye’de ‘Kürt sorunu’ diye bir mesele yoktur. Her kesim gibi Kürt kardeşlerimizin kendilerine, yaşadıkları yerlere mahsus sıkıntıları olabilir. Bunları oturur, kendileriyle konuşur, çözeriz.

Bugün Türkiye’nin sorunu dünyada pek çok ülkenin de bizar olduğu terör sorunudur, Kürt sorunu değilidir. Kendimizi aldatmayalım. Bunu çok iyi anlatmamız lazım.”

'AYDIN MÜSVEDDELERİ'
“Ama bu aydın müsveddeleri, ne yazık ki kalkıp devletin bir katliam yaptığından bahsediyor. Ey aydın müsveddeleri siz karanlıksınız, karanlık. Aydın falan değilsiniz. Sizler ne Güneydoğu’yu, ne Doğu’yu buraların adresini bilemeyecek kadar karanlıksınız ve cahilsiniz. Ama oraları bizler kendi evimizin yolu, adresi gibi çok iyi biliriz.

Dünyada DAİŞ denilen terör örgütüyle Türkiye’den daha kararlı bir şekilde mücadele yürüten ve bizim kadar bedel ödeyen başka bir ülke var mıdır Aynı şekilde bölücü terör örgütüyle mücadelemizi de kararlılıkla ve fedakarlıkla yürütüyoruz.”

BARIŞ İÇİN İMZA TOPLAYAN AKADEMİSYENLER

“Sözde akademisyenler bildirisine imza atan, isimleri bizden ama zihinleri bize yabancı tipleri bir kenara bırakıyorum. Sizden de şimdi bu konuda özellikle bir gayret istiyorum. Bu şekilde düşünen yabancıakademisyenlere benim bir teklifim var, ben kendilerini Türkiye’ye davet ediyorum. Buyursunlar Türkiye’ye gelsinler, öyle kuru kuruya imza atmakla olmaz. Gel Türkiye’ye. A’dan Z’ye Güneydoğu’da, Doğu’da bütün bu bölgelerde ne oluyor, ne bitiyor bunları müdellel olarak biz kendilerine anlatmaya hazırız.”