Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki bombalı saldırının ardından askeri istihbarat belgelerini hacker grubu “Redhack”a sızdırdığı ileri sürülen er Utku Kalı’yla ilgili “devletin gizli belgeleri temin ve açıklama” iddiasıyla ve 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi.

İKİ NÜSHA ÇIKARILDI

Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre, Sivas’taki 5. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın hazırladığı iddianamede; 21 Mayıs’ta Amasya İl Merkez Jandarma Komutanlığı santraline gönderilen dört adet belgenin, santralde görevli er Utku Kalı tarafından alındığı savunuldu. Kalı’nın bu belgelerden birer adet yerine ikişer adet çoğalttığı, bir nüshayı komutanına verirken, diğerini kendisine ayırdığı iddia edildi. Kalı’nın elindeki istihbarat notlarına “gizli” ve “ivedi” damgası vurduktan sonra İstanbul’da yerel bir gazetede çalışan E.P.’ye cep telefonu yoluyla gönderdiği savunuldu.

YAZIŞMALAR DELİL SAYILDI

Telefonda yapılan incelemedeyse Kalı ile E.P. arasında o gün iki kez görüşme olduğu; belgelerin saat 18.53 ve 18.54’te gönderildiği ileri sürüldü. Kalı’nın telefonunda, “keybord” adı verilen hafıza sisteminde yapılan araştırmada bulunan binlerce kelime yan yana getirilerek, anlamlı cümle oluşturulmaya çalışıldı. Kelimeleri art arda sıralayan savcılık, Kalı’nın bu yazışmalarını delil saydı.

CASUSLUKLA SUÇLANIYOR

İddianamede, Jandarma Genel Komutanlığı’nın görüşü doğrultusunda, Kalı’nın gönderdiği savunulan dört belgenin “devletin güvenliği, iç ya da dış siyasal yararları bakımından ve niteliği açısından gizli kalması gereken” nitelikte olduğu kaydedildi. Er Kalı’ya ‘devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin, devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin belgeleri açıklama” suçlarını zincirleme işlediği gerekçesiyle 25 yıla kadar hapis cezası istendi. Er Kalı hakkındaki dava Sivas 5. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde görülecek. Savcılık, er Kalı’nın belgeleri gönderdiği iddia edilen gazeteci E.P.’yi de aynı suçla itham etti. Fakat E.Ç.’nin dosyasını, “sivil kişi” olduğu için ayırarak, Amasya Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesini istedi.

UTKU KALI'YA HER GÖRÜŞME SONRASI ÇIPLAK ARAMA

Radikal’den Pınar Öğünç de dün Kalı ile ilgili şunları yazmıştı:

Reyhanlı katliamına dair istihbarat belgelerini sızdırmakla suçlanan er Utku Kalı için avukatı Ceren Kalı bugün iki suç duyurusunda bulunacak.

Avukat Ceren Kalı, bugün savcılığa iki suç duyurusunda bulunacak. Konu, hakkındaki soruşturma sürerken Sivas Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan müvekkili, aynı zamanda kardeşi olan Utku Kalı’nın cezaevinde yaşadıkları. Utku Kalı, Reyhanlı katilamının faillerini işaret eden jandarma istihbarat belgelerini RedHack’e sızdırmakla suçlanan kişi. Daha en baştan, soruşturma dahi başlamadan ‘suçlu yakalandı’ biçiminde kamuoyuna duyurulan ve suçunu kabul etmesi için fiziksel ve psikolojik şiddet eşliğinde ifadesi alınan jandarma er. Avukatı bu işkence için de suç duyurusunda bulunmuştu.

Ceren Kalı, ablası olarak beş ay önce ‘güle oynaya’ askere gidişinden, kardeşinin canayakın ve sosyal kişiliğinden bahsediyor. Bir de avukatının yanına kelepçeli halde görüşmeye getirilen, kardeşi olarak zor tanıdığı müvekkili Utku Kali var.

İlk suç duyurusu Utku Kalı’nın, hasta mahremiyetine riayet edilen, sağlıklı bir doktor muayenesinden geçirilmemesi üzerine. Daha önce hiçbir seviyede psikolojik rahatsızlığı bulunmayan Kalı’nın öfke nöbetlerinin, uyku bozukluğunun ve sinir krizlerinin şiddetini şöyle düşünmek mümkün: Elleri kelepçeli halde, yanında rütbeli askerler durur ve hatta yazılan ilaçlara müdahale edilirken konan teşhis majör depresyon. Ceren Kalı, bir hastane dönüşü araçta geçirdiği kriz sonrası, ‘kriz geçirdiği için’ üstünden özür dilemeye mecbur bırakıldığını da anlattı. Daha önemlisi kriz sonrası tekrar doktora da götürülmemiş.

“BU BİR İŞKENCEYMİŞ”

İkinci suç duyurusuna neden olan hadiseyi ise beklemediği bir biçimde öğreniyor Ceren Hanım. 18 Temmuz’daki cezaevi görüşü sırasında Utku bir gazete kupürü gösteriyor. “Bu ne? Bizle mi alakalı” diye soruyor Ceren Kalı. Gazeteden yırttığı 15 Temmuz tarihli yazı, Gezi Parkı eylemleri sonrası yapılan gözaltılarda çıplak aramanın hukuksuzluğuyla ilgili. “Bu işkenceymiş. Bu suçmuş” diyor. Çünkü daha önce iki kez ailesiyle üç kez avukatıyla bir kez milletvekili Hüseyin Aygün’le ve iki ayrı avukatla görüşme sonrasında, hepsinin ardından çıplak arandığından, ablası olan avukatına dahi bahsedememiş. Bunu anlamlandıramadığını ama suç olduğunu da bilmediğini söylemiş son görüşmede. Utku Kalı’nın askeri cezaevinde bulunduğunu ve soruşturma konusu olan suçu düşünerek bu aramanın ne kadar ‘ince’ olabileceğini tahayyül etmek mümkün.

Ceren Kalı, “Her şey en başından itibaren dörtnala koşarak ilerliyor. Ben iddianamenin de çok yakın bir zamanda hazırlanacağını düşünüyorum. Jandarma Genel Komutanlığı’ndan istenen, belgelerle ilgili bilgiler var. Fakat sonrası savcının hukuku ne kadar göz önünde bulunduracağına bağlı. Türkiye’de bir hükümet yetkilisi daha en baştan suçun faili diye birini işaret ediyorsa neler yaşanabileceğini az çok tahmin edebiliyoruz. Kanıt olarak sunulanlar, hukuka aykırı biçimde elde edilmiş, bunu biliyoruz. Ama iddianame açıklanmadan kanıtlarla ilgili konuşmak istemiyoruz” diyor.

Üzerine atılan suçu reddeden Utku Kalı, Balıkesir Üniversitesi Elektronik Haberleşme Teknolojisi Programı Bölümü’nden mezun. Bilişim sektöründe çalışıyor. Bir GSM şirketinin müşteri hizmetlerinde görev yapmışlığı var. Fakat AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in daha başta bunun bir ‘hack’lenme’ değil, ‘sızdırma’ olduğunu söylediği de akıllarda. Cep telefonuyla çekilen fotoğraflardan ve atılan mail’den söz etmişti.