Harvard Üniversitesi'nde bir konferansta konuşan eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e "Gezi olayları ve insan hakları ihlalleri" ile ilgili soru sorduktan sonra hayatı altüst olan Dr. Emrah Altındiş, olaydan sonra büyük bir komploya maruz kaldığını söyledi.

Baskılardan dolayı, Türkiye'ye dönüşünü ertelediğini dile getiren Altındiş, Türkiye'ye dönerse tutuklanma korkusu yaşadığını da dile getirdi. 

Zaman'da yer alan habere göre Dr. Altındiş, 17 Temmuz'da kimliği henüz belirlenemeyen birileri tarafından, kendisinin DHKP-C örgütü üyesi ve çok tehlikeli bir terörist olduğunun iddia edildiği, profesyonelce hazırlanmış İngilizce bir mektubun bölümdeki bütün öğretim üyelerine mail atıldığını söyledi.

Genç akademisyen, "Öğretim üyelerine gönderilen e-mailde, hayatlarının tehlikede olduğu, DHKP-C isimli yasa dışı örgüte üye çok tehlikeli bir terörist olduğum ve her an harekete geçebileceğim ifade ediliyordu. Hemen gereğinin yapılmasını istiyorlardı. Hocaların az da olsa bir kısmı bu gönderilen e-maili idrak edemedi. Gül'e soru sorduğumu bilen hocalar ise bu konuda duydukları üzüntüyü ve bana desteklerini dile getirdi. Bir yandan Harvard da bir soruşturma başlattı hakkımda. Benim terörist olup olmadığım araştırıldı. Buradaki soruşturmada aklandım. O esnada çalıştığım bölümden ayrıldım, yine Harvard Üniversitesi'nde dünyaca ünlü başka bir laboratuvarda çalışmaya başladım." diye konuştu.

Dört yıl önce doktorasını İtalya'da tamamlayan ve hala Harvard'da çalışan genç bilim adamı, doktora sonrası araştırmalarını bitirdikten sonra amacının Türkiye'deki kamu üniversitelerinde çalışmak olduğunu; ancak bu şartlarda ülkeye dönmenin çok mümkün olmadığını söyledi.

"Türkiye'ye dönersem devlete hakaretten ya da saçma sapan bir terör örgütü iddiası ile tutuklanıp tutuklanmayacağımı bilmiyorum, malum memlekette hapse atmadıkları muhalif kalmadı." diyen Dr. Altındiş, "Türkiye'de şu an YÖK ve TÜBİTAK dahil bütün kurumlar iktidarın kontrolünde. Üniversitede kadro alabilir miyim? Kadro alırsam laboratuvar kurabilir miyim? Bilim yapabilir miyim? Hem güvenlik risklerinden, hem de şu koşullarda işimi, bilimimi yaptırmayacaklarından ötürü bu planlarımı erteledim. Ama bir gün mutlaka döneceğim tabii ki." diye konuştu.

Eski Cumhurbaşkanı Gül'e soru sorduktan sonra hayatı altüst olduğu halde yaptıklarından hiçbir pişmanlık duymadığını belirten genç bilim adamı şöyle devam etti: "Kesinlikle hiçbir pişmanlığım yok. Gerçekleri dile getirmek bir bilim insanının esas görevi. Ayrıca insan haklarından ötürü zarar görmüş, Gezi'de çocuklarını kaybetmiş aileler ve Roboski'de öldürülmüş ailelerden teşekkür aldım. Azıcık bir iç ferahlaması yarattıysam mağdurlarda, o bana ömür boyu yeter. İnsan haklarına saygı duymak zorunda dünyadaki bütün devletler. Türkiye'deki yetkililer de buna dahil. Sorumlulara tüm bu sorular sorulacak. Türkiye toplumu demokrasi ile ilgili soruları her gün sokakta soruyor ve bu cesaret de bulaşıcı."

Şu ana kadar hakkında herhangi bir dava açılmadığı halde Türkiye'ye dönme planlarını bir süre erteleyen Dr. Altındiş, "Şu an kiminle görüşsem, siyasetçiler, gazeteciler 'Türkiye'ye sakın gelme.' diyor. Bir süre Türkiye'ye gitmeyi düşünmüyorum. Ailemi özellikle dedemi ve Karşıyaka'yı (İzmir) çok özledim." dedi.