Dışkı yedirme işkencesini tanık ve mağdurları anlattı. 

Prof. Dr Celal Şengör'ün 'Dışkı yedirmek işkence değil...Bal gibi yerim...Evrenin tüm yaptıklarını onaylıyorum' sözleri çok tepki çekti. Kadıköy Belediyesi, Şengör'ün söyleşisini iptal etti.

12 Eylül'le beraber Dikyarbakır cezaevinde işkenceden geçirilen tanıklar ve mağdurlar o dönem yaşadıklarını anlattı.

Bahar Kılıçgedik'in haberdar.com'da yer alan haberine göre 1980 askeri darbesinin ardından işkence gören 78’liler Vakfı Başkanı Celalettin Can, Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde ağır işkenceleri anlattı. 

Şengörü sert bir dille eleştiren Can, şunları söyledi:

“İnsanları kafalarına kadar lağıma sokma, dışkı yedirme, çok ağır bir işkence yöntemi orda. İnsanları Türkleştirme, teslim alma, içini boşaltma, kendisine olan saygısını kaybettirmeye çalışma. Bunlar hala unutulmayan işkence yöntemleri. Bu nedenle dışarı çıktığında, bütün dişlerini çektiren insanlar var. Kürtlere ve ezilen halklara, egemenlerin Diyarbakır’da yedirilen bir pisliğin parçası olarak dışkı yedirildi. Yeşilyurt bölgesinde de dışkı yedirilmesi söz konusuydu. Kürtlere yapılan işkencenin bir uzantısıydı bu. Bildiğim kadarıyla dışkıyı yedirenler, geçtiğimiz dönemde Diyarbakır’da da görev almıştı. Bu faşist uygulamadan haberdar olanlar Diyarbakır’da bulundular. Bu bir işkence politikasıdır.

“ESAT OKTAY SİZE ÖYLE BİR UYGULAMA YAPACAĞIZ Kİ TOPLUM İÇİNE ÇIKAMAYACAKSINIZ’ DEDİ

Dışkı yedirilmeye zorlamanın insanların kimliklerinden kendi organlarına kadar kendilerinden iğrenmesini amaçlayan faşist bir zihniyet. Hatta Diyarbakır Cezaevi’de görevli olarak gelen Esat Oktay Yıldıran ‘Size öyle uygulamalar yapacağız ki kendinize olan, birbirinize olan saygınızı yitireceksiniz, toplum size olan saygısını kaybedecek. Utancınızdan toplum içine çıkamayacaksınız’ gibi bir açıklama yaptı. Bütün bu uygulamaları bu çerçevede yaptı”.

“BİLİM ADAMI MI, ŞARLATANI MI DİYELİM”

Profesör Celal Şengör’ün açıklamasına değinen Can, “Bilim adamı mı? Bilim şarlatanı mı diyelim, bunu bir kenara bırakıp bunun gayet normal ve yararlı olduğunu söylüyor. Empati kurabilmesi için onun da bunu yaşaması gerek. Cezaevi koşullarını bırakalım, gündelik yaşantınızda biri size dışkı yedirmek istesin bakalım nasıl bir tepki veriyorsunuz. Her şey bir yana bir insana istemediği bir şey yaptırmak, zaten işkencenin kendisidir. Bal bile olsa kişi bunu yemek istemiyorsa zorla yedirmek işkenceye girer. Dolayısıyla bu iğrenç bir durumdur, o insanın da bir bilim insanı değil, şarlatan olduğunu düşünüyorum. Ciddiye alınmaması gereken lanetlenmesi gereken biridir. Dışkı yedirilmesi ile ilgili AİHM’e başvuruldu ve uluslararası hukuk bunu yapanları cezalandırdı. Türkiye’ye bedel ödetildi. Benim kanaatim bu insanın da cezalandırılması, dava açılmasıdır” diyerek sert bir dille eleştirdi.

“İYİ Kİ PROFESÖR, İŞKENCECİ DEĞİLMİŞ”

Şengör’ün açıklamasını 78’liler Vakfı olarak basın açıklaması yaparak kınayacaklarını belirten Can, “Demek ki eğitimli insan olmak yetmiyor. İnsanın zihniyeti faşist olunca ..İyi ki bu profesör, işkenceci değilmiş, çünkü o dönemde Diyarbakır Cezaevi’nde doktorlar vardı ve o doktorlar eşliğinde çok ağır işkenceler yapıldı. Hitlerin doktoru olan Josef Mengele, insan doğasına aykırı durumları göz önüne bulundurmadan, sözde bilimsel yaklaşımlarla insanlar üstünde deney gerçekleştirirdi. İnsanları kobay olarak kullanırdı. Celal Şengör’de sözde bilim adamıdır ve zihniyeti Nazi Almanya’sındaki doktorla aynıdır” dedi.

"HAPİSTEN ÇIKTIKTAN SONRA İLK İŞİM TAKMA DİŞ YAPTIRMAK OLDU"

Diyarbakır Cezaevi, adını 12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra yaşanan korkunç işkenceler ile duyurdu. İnsanlık dışı işkencelerden geçenlerden biri de Felat Cemiloğluydu. Hasan Cemal'in "Kürtler" kitabına da konu olan Felat Cemiloğlu, cezaevi günlerini anlatırken, Esat Oktay Yıldıran'ın 'Co' isimli köpeğine tekmil verdiklerini ifade etti. Cemiloğlu bu konuyu anlatırken, "Co'nun karşısında, 'Felat Cemiloğlu, 'Diyarbakır, emret komutanım' tekmilini çok yüksek sesle ve topuk sesiyle veriyorduk, Co tekmili beğenmezse havlıyordu ve Co'yu memnun edemediğimiz için cezalandırılıyorduk." İnsan dışkısı yedirildiği için dişlerini cezaevindeki arkadaşına iple çektirdiğini de kaydeden Cemiloğlu, bu olayı anlatırken şöyle diyordu:

"Tek ayak üstünde, duvar dibinde duruyorum. Ceza! Ama bir süre sonra yoruluyorum. Ayağım düşüyor yere, tutamıyorum. Emre itaatsizlik! Cezası: Duvarin dibinde, kanalizasyonun kapağını kaldırdılar, bir avuç bok alıp ağzıma attım. Sonra ağzımda pislik hazır ola geçtim, öylece duruyorum. Kıpırdamak yok. Temizlemek yok. Yere tükürmek yok. Öylece ağzın kapalı, kımıldamadan ayakta, hazır ol da bekliyorsun. Bir süre sonra bıraktı, içeri girdim. Elazığlı arkadaş, ismi Ramazan. Allah razı olsun, bazı dişlerimi iple çekti. Çünkü temizleyemedim dişlerimi... Altın kaplama olan iki dişten birini cebine attı, birini bana verdi hatıra olarak. Hapisten çıktıktan sonra ilk işim dişçiye gidip takma diş yaptırmak oldu" demişti.