Hrant Dink cinayetinin 19. Duruşması yarın yapılacak. Ogün Samast’ın 21 yıl ceza almasından sonra hem Dink ailesinin avukatları hem de Dink’in arkadaşları asıl yargılanması gerekenlerin cinayetin arkasındakiler olduğunu belirttiler.

Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin bugünkü yazısında cinayet davasının dününü, bugününü ve eksiklerini yazdı. İşte o yazı:

DİNK CİNAYETİNDE DURUM RAPORU / SEDAT ERGİN

HRANT Dink 19 Ocak 2007 tarihinde öldürüldü. Bu cinayette tetiği çeken Ogün Samast, hafta başında yargılandığı Çocuk Mahkemesi’nde cinayeti işlediğinde 18 yaşın altında olmasından yararlanarak aldığı indirimlerle toplam 21 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Peki, aradan dört buçuk yıl geçtikten sonra Samast’ı azmettirenlerin yargılanması ne durumda? Bütün istihbarat raporlarına rağmen göz göre göre gelen bu cinayetin önlenmemesinde sorumluluk taşıyanlar, ayrıca daha sonra buradaki ihmallerin etkili bir şekilde soruşturulmasını engelleyenler hakkında başlatılan adli ve idari süreçlerde bir ilerleme sağlandı mı? 

JANDARMAYA 6 AY HAPİS 

Bir köşe yazısının sınırları içinde pek çok önemli unsuru dışta bırakma riskiyle bu soruların yanıtlarını kabaca şöyle özetleyebiliriz: 

- Samast tetikçi olarak cinayetten mahkûm oldu. Ancak aynı zamanda yine Çocuk Mahkemesi’nde örgüt üyeliği suçlamasıyla devam etmekte olan bir davası daha var.
- Samast’ı azmettiren Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in yargılanmasına yarın Beşiktaş Adliyesi’ndeki İstanbul 14’üncüAğır Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek.
-Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı olarak görev yaptığı sırada Dink’in öldürüleceği yolunda önüne gelenistihbarat raporuna rağmen gerekli önlemi almayan Albay Ali Öz hakkında “görevi ihmal”den açılan dava 3 Haziran’da sonuçlandı ve Öz 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Diğer 5 Jandarma görevlisine de 6 ay ya da bunun altında cezalar verildi. 

POLİSLERE SORUŞTURMA İZNİ YOK 

- Samsun’da Samast yakalandıktan sonra polis merkezinde kendisiyle hatıra fotoğrafı çektirilmesi olayından sonra “görevi suiistimal” iddiasıyla 2 polis görevlisi hakkında açılan dava kısa bir süre önce Samsun 4’üncü Asliye CezaMahkemesi’nde beraatla sonuçlandı. 
- Hrant Dink ölümünden kısa bir süre önce İstanbul Vali Yardımcısı tarafından vilayete davet edilerek bir uyarıya muhatap olmuştu. Yanında iki de MİT görevlisi vardı. Başbakanlık, her iki MİT görevlisi hakkında soruşturma açılmasına izin verdi. Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı henüz bu soruşturmayı sonuçlandırmış değil. Vali Yardımcısı hakkında da bir işlem yapılmadı.
- Suikast ihbarı Trabzon Emniyeti’nden İstanbul Emniyeti’ne de ulaşmıştı. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve yardımcıları hakkında İstanbul Bölge İdare Mahkemesi tarafından “soruşturmaya gerek olmadığı” yolunda karar verildi. Müdahil avukatlar bu kararı veren hâkimler hakkında HSYK’ya suç duyurusunda bulundular, ancak başvuru reddedildi. Danıştay’a yapılan itiraz da sonuç getirmedi. 
- Aynı ihbar Ankara’daki Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi’ne de gelmişti. Başbakanlık Teftiş Kurulu (BTK),dönemin İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek ve ekibi hakkında soruşturma açılmasını istemiş, ancak İçişleri Bakanlığı müfettişleri bu talebe karşı çıkmıştı. BTK da İçişleri müfettişlerinin bu itirazına itiraz etmişti. Bu dosyanın akıbeti bilinmiyor.
- Trabzon Emniyeti, suikastın işleneceğini başından beri biliyordu. Trabzon Emniyeti’ndeki görevlilerin soruşturulması hakkında yapılan girişimlerin ardından Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı, takipsizlik kararı verdi. 

VE AİLE AVRUPA KONSEYİ’NE BAŞVURDU

- Bu arada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’deki mahkemelerden ve müfettişlerden de süratli davranarak,geçen eylül ayında Türkiye’yi bu cinayet nedeniyle mahkûm etti, 100 bin Euro dolayında para cezasına çarptırdı.AİHM, hem istihbarat olduğu halde cinayeti önlemediği, hem de sonradan bu cinayette kusuru bulunanları etkili bir şekilde soruşturmadığı için Türkiye Cumhuriyeti devletini kusurlu buldu. 
- Türkiye, aileye tazminatı ödemek dışında kararın gereklerinin büyük bir bölümünü hâlâ yerine getirmiş değil. Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, 1 Şubat 2011 tarihinde Dışişleri Bakanı Prof. Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Prof. Beşir Atalay ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e birer mektup göndererek, AİHM kararının hayata geçirilmesi için atılması gereken adımlarla ilgili bir dizi talepte bulundu. 
- Çetin, mektuplarına bakanlardan bir yanıt gelmeyince kısa bir süre önce Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne başvurarak bu durumu aktardı ve AİHM kararının uygulanmasının sağlanmasını talep eti. 
- Geçen süre içinde Emniyet görevlilerinin ihmalleri hakkında kitap yazan Vatan muhabiri Kemal Göktaş hakkında“devlet sırlarını ifşa etmek” iddiasıyla açılan davanın “düşmesi”ne karar verildi. O da beraat talebiyle bu kararı Yargıtay’da temyiz etti.

Yine Emniyet görevlilerinin ihmallerini yazan diğer gazeteci Milliyet muhabiri Nedim Şenerhakkında benzer suçlamalarla açılan davaların bir bölümü sürüyor. Şener, bu arada Ergenekon terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla tutuklandığı 6 Mart tarihinden bu yana Silivri Cezaevi’nde ikamet ediyor.