Tutuklu Dersim Belediye Eş Başkanı Nurhayat Altun hakkında, 22.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Belediyenin her yıl düzenlediği Munzur Festivali’ni suç delili olarak gösteren savcı, Altun için “sözde eş başkan" ifadesini kullandı.

Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında 16 Kasım 2016'da tutuklanarak, yerine kayyım atanan Dersim Belediye Eşbaşkanı Nurhayat Altun hakkında "örgüt yöneticisi olduğu” iddiasıyla 15 yıldan 22.5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.

Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen 113 sayfalık iddianamede, Altun 2015 ile 2016 yılları arasında Dersim'de düzenlenen 22 ayrı basın açıklaması, yürüyüş, cenaze töreni, mezarlık ziyaretlerine katılmak ve DTK'de yürüttüğü siyasi faaliyetler nedeniyle suçlanıyor.

İddianamede, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının DTK'de yürüttüğü siyasi faaliyetler nedeniyle Altun hakkında "örgüt yöneticiliği" suçundan açılan soruşturma için yetkisizlik kararı verilerek, dosyayı Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiği hatırlatıldı.

HDP eş genel başkanları ve milletvekillerinin 4 Kasım’da alınmasına Dersim’de protesto edildiği eyleme KCK’nin ANF üzerinden yaptığı “direniş” çağrısı doğrultusunda katıldığı ileri sürülen iddianamede, o tarihte Dersim genelinde internet ve telefon şebekelerinin kesik olduğundan bahsedilmedi.

‘ÖZGECAN İSYANIMIZDIR’ DEMEK SUÇ

Altun’un Paris’te katledilen 3 Kürt kadın siyasetçi, 6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf İnan ve Yusuf Arslan için Dersim Cemevi’nde düzenlenen anma etkinliği ile çatışmalarda yaşamını yitiren PKK'liler için düzenlenen cenaze törenlerine katılması, taziyelerini ziyaret etmesinin suç unsuru olarak gösterildiği iddianamede, Altun’un bunlara örgüt talimatlarıyla katıldığı iddia edildi.

Bu etkinliklere katılan Altun için iddianamede şu değerlendirmede bulunuldu: “Örgüt mensubu ile herhangi bir akrabalık bağı bulunmadığı halde örgütsel birliktelik adına silahlı örgüt üyesi cenazesine katılarak örgütsel dayanışma kavramı içerisinde terör örgütünü ve örgüt mensubunu sahiplenerek yücelttiği anlaşıldığı...”

Altun'un, Dersim Belediyesi’nin 2015 yılında düzenlendiği 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliğine katılmasının suçlama konusu yapıldığı iddianamede, Altun’un “örgüt propagandası”na dönüşen yürüyüşün her safhasında önde yer aldığı, pankartı taşıyan kadınları yönlendirdiği öne sürüldü.

Kadınların etkinlikte “görünen dışına çıkarak örgütsel birliktelik adına katılım sağlandığı" ileri sürülen iddianamede, etkinlikte taşınan “Özgecan isyanımızdır”, “Yaşasın 8 Mart”, ”Jin jiyan azadi”, “Savaşa, katliamlara, tecavüze ve emek sömürüsüne karşı örgütlenelim” pankartları suç unsuru olarak gösterildi.

Altun’un Dersim’de düzenlenen Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nde yaptığı konuşma ile ilgili Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) yapılan şikâyete yer verilen iddianamede, Altun’un şikayet konu olan konuşmasında söylediği “Kürdistan” kelimesiyle “PKK ve KCK’nin ideolojisi söylemlerinde” bulunduğu ileri sürüldü.

Altun’un belediyenin yaptığı Tunceli Asri Mezarlığı’nın açılışı ve Seyit Rıza Parkı içerisinde yapılan sinevizyon gösterimine katılmasının da suçlama konusu yapıldığı iddianamede, bu eylemlere katılan Altun için “Tunceli Belediyesi sözde eş başkanı olarak görev yaptığı” ifadesi kullanıldı.

Belediyenin her yıl düzenlediği Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nin “örgüt propagandası dönüştüğünü” ileri süren savcı, Altun’un festival ve Newroz kutlaması hazırlıkları için yaptığı görüşmeler, bayrak, flama ve pankart siparişi vermesi suç unsuru olarak gösterildi. Altun’un dinlenen bir telefon görüşmesinde söylediği “Sanki Dersim Türk illerinden biri gibi yaklaşıyorsunuz ya” şeklindeki sözleri için savcı, Altun’un “Türkiye Cumhuriyeti devletinin şehirlerinden bir tanesi olan Tunceli ilini Türkiye illerinden görmediğini açıkça dile getirerek, Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde ayrı bir devlet kurma hayali olan PKK ve KCK terör örgütünün görüş ve ideolojisini benimsediğini açıkça beyan ettiği” iddiasında bulundu.

İddianamede Kürdistan için “sözde” ifadesi kullanan Savcı, DTK’nin Kürt ulusal birliğini sağlamak ve demokratik özerkliği yaşama geçirmek amacıyla KCK ve PKK ile bağlantılı olarak faaliyet yürüttüğünü ileri sürdü.

 Altun’un DTK’nin Daimi Meclis ve Koordinasyon Kurulu üyesi olarak faaliyet yürüttüğünü savunan savcı, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında DTK binasının 16 Kasım 2011 ile 26 Şubat 2014 tarihleri arasında dinlendiğini, Altun’un dinlenen toplantılarda yaptığı konuşmaların içeriklerine yer verildi.

Savcı, Altun’un DTK’nin karar alma merci olan Genel Kurul, Koordinasyon Kurulu, Başkanlık Divanı, Daimi Meclis ve komisyonlarda görev aldığı, DTK üyeleri ile birlikte bir çok çalıştay, konferans, kongre, sempozyum, çeşitli toplantılara katılarak Kürt ulusal birliğini sağlamak, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak amacıyla halk kitlelerini etkilemeye çalıştığı ileri sürdü. Savcı, “Altun’un siyasi kimliği incelendiğinde, PKK ve KCK’nin aldığı kararlar doğrultusunda Dersim ile genelinde süreklilik ve çeşitlilik gösterecek şekilde eylemelere katılarak, örgüt yöneticiliği suçunu işlediği” iddia etti.

Altun’un suçlamaları kabul etmediği, çalıştığı DTK’nin hukuka uygun olarak kurulmuş bir sivil toplum platformu olduğu, DTK’deki faaliyetlerinin suç teşkil etmediği yönündeki ifadesine de yer verildi.

Davanın ilk duruşması 3 Temmuz’da Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

(Kaynak: Dihaber)