Parti Meclisi toplantısının açılış konuşmasında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cizre’de hayatını kaybedenlerin cenazelerinin, hukuki delil bırakmamak için farklı yerlere taşındığını savundu, “Elimizdeki tek ve en sağlam bilgi; orada toplu bir katliam yapıldığı ve savaş suçu işlendiğidir,” dedi. Demirtaş, “Felaketin eşiğinde değil içindeyiz” diye konuştu.

Cizre’de yaşananlara dikkat çeken Demirtaş, ilçede ‘savaş suçu’ işlendiğini ifade etti. “Savaş suçları zaman aşımına dahil değil” diyen Demirtaş, ‘olup bitenler karşısında bu katliamların üstünü örtenlerin hepsinin günü geldiğinde yargılanacağını’ ifade etti.

CİZRE

“Kürt sorunun çözüm masanın devrilmesi nedeniyle bunca ölüm varken partimizin buna duyarsız kalmaması düşünülemez. Daha öncede hep ifade ettik, temel hedefimiz savaşsız bir çözüm ortamıdır. Bunun için çalışan bir partiyiz. Geldiğimiz noktada AKP’nin savaştaki ısrarı ve ‘Ben savaşla sonuç alacağım’ inadı nedeniyle savaş devam ediyor. Bunu durduramadık. Her şeye rağmen savaşı durduramadık diye savaş hukukunun ahlakın ayaklar altına alınmasına da izin veremeyiz.

“Şu saatlerde Cizre’de yaşandığı gibi. İki haftadır binalarda sıkıştırılmış yüze yakın genç, kadın çocuktan bahsediyoruz. Birçok değişik rakamlar açıklandı. Ben Cizre’deki durumu istatistiklerle açıklayacak değilim. Elimizdeki tek ve en sağlam bilgi; orada toplu bir katliam yapıldığı ve savaş suçu işlendiğidir. O insanların nasıl öldürüldüğünü, ne zaman öldürüldüğünü oradaki katledenler ve emri verenler dışında kimse bilmiyor. Savcı oraya giremiyor, olay yeri incelemesi yapılamıyor. Katledilenler geride delil kalmayacak şekilde cenazeler çürümeye terk ediliyor.”

“Cizre’de katledilenlere ait cenazeler Urfa, Mardin, Şırnak ve Malatya’ya bu büyük savaş suçunu örtmek amacıyla gönderildi. Bizim karşımızda merhamet dileyeceğimiz bir siyasi anlayış yok. Bunu bilmemiz lazım. 60-100 kişiyi bu şekilde katledenler, 100 bin kişiyi de katledeceğine dair hiçbir şüphemiz yok. Bunu durdurmanın yolu AKP’nin kanatlarının altına sığınmak değil, faşizmin kanatlarını koparmaktır. Tek bir Cizreli faşizme teslim olmuyorsa, doğru çizgi budur. Cizre teslim olmuş olsaydı, başlarına bu felaket gelmeyebilirdi.

“Bize dayatılan tekçiliği, bakın artık tek millet, tek bayrak, tek devleti geçtik artık tek parti ve tek adam dayatması var. Bizler toplumun direnen tek odağıyız. Bütün bu zulme karşı örgütlü durabilen tek muhalefet odağıyız. Toplumun tek umuduyuz. Oyu nasıl aldıkların biliyorlar ve bunun suyun üzerine yazılmış bir yazı olduğunun çok farkındalar. Baskıyla korkutarak, toplumda güvenlik kaygısıyla aldıkları oyların bir anda eriyeceğinin biliyorlar. Bu yanılsamayı dağıtmamız gerekiyor.’’

SAVAŞ SUÇLARI

“Eğer ki ‘Bütün suçlar işleniyor biz sessiz kalalım nasıl olsa devletimiz PKK’nin belini kırıyor bunları da görmezden gelelim’ diyorsanız, -ki Başbakan bunu söylüyor- buradan Başbakan’a çağrı yapıyorum. 15 gün sonra ya da bir ay sonra. Biz sana bir ay süre verelim. Bir ay sonra PKK’nin belini kıramazsan, PKK daha da güçlenirse istifa edecek misiniz? ‘Biz büyük bir hata yaptık, bu kadar suç işledik’ deyip toplumdan özür dileyecek misiniz? Çünkü bütün olup bitenleri ‘terörü bitiyoruz’ vaadiyle yapıyor. Yarın bir gün bunun hesabı sorulmayacaksa bu insanlar neden ölüyor? 15 gün değil 1 ay sonra bu savaş bitmemişse ‘Özür dileyip yanlış yaptık, ülkemizi felakete sürükledik’ deyip istifa edecek misin?

“Savaş suçları zaman aşımına da dahil değil. Bunlar hasıraltı yapılabilecek suçlar değil. Bu yüzden kanunsuz emri uygulamak zorunda değilsiniz. Yaparsanız suça ortak olursunuz. Kanunsuz emri uygulayan da aynı suçu işlemiş olur.

“Bu zorlu günler geçecek. Bu kara kış güneşin doğuşuyla daha güzel günleri bizlere getirecek. Torunlarımız artık bizim gibi bedel ödeyip yaşamamalı. Biz bu nesil bu bedeli ödemeliyiz.’’

‘SES ÇIKARMA’ EYLEMLERİ

Demirtaş, son olarak yaşanılanlar karşısında “Barış için ses ver” eylemlerini de sürdürme ve yükseltme çağrısı yaptı.

(Kaynak: İMC TV)