Ankara’daki 15 Temmuz davasında Tuğgeneral Terzi’yi vuran Astsubay Halisdemir’e son kurşunu sıkan Üsteğmen Mihrali Atmaca, “Tabur komutanı bizi kandırdı” savunmasını yaptı.

Alican Uludağ'ın Cumhuriyet'te yer alan haberine göre 15 Temmuz gecesi Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın yönetimini devralmaya gelen Tuğgeneral Semih Terzi’yi vuran Astubay Ömer Halisdemir’e son iki kurşunu sıkan Üstteğmen Mihrali Atmaca, savunmasında “Semih Terzi vurulunca, biz kaçan Ömer Halisdemir’i darbeci sandık. Tabur Komutanı Fatih Şahin’in etkisiz hale getirin demesi üzerine yerde yatan Halisdemir’e iki el hedef gözetmeden ateş ettim. Benim vicdan azabım, neden Ömer’in darbeci olmadığını fark edemedim diyedir” dedi.

Darbe girişiminden haberleri olmadığını, aksine “paralelcilerin darbesini bastırmaya geldiklerini” iddia eden Atmaca, “Tabur Komutanı bizi kandırdı. Terzi’nin vurulmasından sonra darbecileri Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan temizledik. Zekai Paşa, geleceğimizden haberi yoktu. Yanağımızdan sıktı, Aslanım eline sağlık. Halisdemir olayı keşke olmasıydı, dedi” ifadelerini kullandı.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 3. duruşması görüldü ve 18 sanığın savunması tamamlandı. Astsubay İsmail Çınar, “Darbe kalkışmasını bastırmak için gittiğimizi sandık” dedi. Darbeci olmadıklarını iddia eden Çınar, “Darbe girişiminden haberdar olmamız için Semih Terzi’nin bunu bize söylemesi gerekiyordu. İddianamede bizim ümitsizliğe kapılarak taraf değiştirdiğimiz söyleniyor. Hayır ümitsizlik yoktu, paronoya vardı. Bütün bunlara kaçınılmaz hatalar zinciri diyorum” dedi.

En son savunmayı, davanın kilit ismi olan 26 yaşındaki Deniz Üstteğmen Mihrali Atmaca yaptı. Olay tarihinde TİM Komutan Yardımcısı olduğunu belirten Atmaca, 15 Temmuz günü Ankara’ya, oradan da bölgeye intikal edecekleri talimatının verildiğini söyledi.

“Biz Suriye’ye gideceğimizi sanıyorduk” diyen Atmaca, Tabur Komutanı Fatih Şahin’in “sert, telaşlı ve aceleci bir hali” olduğunu ve operasyon hazırlıkları sırasında tüm malzemeleri tek tek kontrol ettiğini söyledi.

'PARARLELCİ DARBESİ'

Diyarbakır Havalimanı’na giderken otobüsün şoför koltuğunun arkasında Fatih Şahin’in, diğer yan koltukta tanık TİM Komutanı Yüzbaşı Ahmet Kemal Yılmaz’ın, kendisinin de bunların arkasında oturduğunu söyleyen Atmaca, radyodan Başbakan’ın küçük bir kalkışma olduğu, bunun bastırıldığı ifadelerini duyduklarını kaydetti.

Bunun üzerine çok güvendiği Ahmet Yüzbaşı ile konuştuğunu belirten Atmaca, şunları anlattı: “Ahmet Kemal Yüzbaşı bana bu paralelcilerin darbesi dedi. Benim paralelcilerden rahatsızlığımı bilirdi. Ben de şaşırdım. Oradan birisi, nereden biliyorsun diye çıkıştı. Yüzbaşı, girişim sadece İstanbul ve Ankara’da. TSK darbe yapsa ülkenin her yerinde olurdu dedi.

Tabur Komutanı Ahmet Kemal’e dönerek sert bir şekilde çıkıştı, ‘Eğer darbe görevi alırsak emre karşı mı geleceksin’ dedi, önüne döndü. Yüzbaşının yüzü asıldı, canı sıkıldı. Ben de sinirlendim. Ahmet Yüzbaşı’ya biz şu anda paralelcilerle çatışmaya mı gidiyoruz dedim. Evet, hazırlığını ona göre yap dedi.”

Kendilerini Ankara’ya getiren CASA uçağına bindiklerini ifade eden Atmaca, “Semih Terzi’nin elinde telefon vardı. Gördüğüm kadarıyla telegram benzeri arayüz uygulama açıktı. Benim baktığım anda kılıfın kapağını kapattı” dedi.

Ankara’da Hava Alay Komutanlığı’nın ÖKK’ye gitmek üzere 14 kişi helikoptere bindiklerini söyleyen Atmaca, Halisdemir’in Terzi’yi vurmasını şöyle anlattı: “Helikopterden indik. Semih Terzi’nin bir metre önünde yürüyordum. Ana karargâha 15 metre kaldı. Arkamdan 2-3 el silah sesi duydum. Üh diye biri bağırdı, sesinden Semih Terzi olduğunu anladım. Arkama baktığımda namlu ağzı alevlerini gördüm. Tabur Komutanı’nın silahıydı bu. Tabur Komutanı, ateş baskısı dedi. Bu ölüm bölgesinden çıkmak için yoğun atış demekti. Ancak ben ateş etmedim. Fatih Şahin, arama tarama yapın dedim. Emniyet aldıktan sonra Tabur Komutanı’ndan, etkisiz hale getirin diye bir emir aldık. Maalesef emir verildiğinden dolayı şehide hedef gözetmeden silahımı kaldırıp ateş ettim iki el. Bunu yaparken karşımda Volkan Bal Yüzbaşı vardı. Çekilin komutanım vur emri var dedim. Üzgünüm. İdrak edemedim. Emre bianen ateş ettim.”