Emekli askeri hakim Ahmet Zeki Üçok, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin ‘FETÖ’ çatı davasında ilk savunmayı yapan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün ifadesini değerlendirdi.

Üçok, "Tekrar mahkemeye ifade vermeye gitmesi gereken biri var, o da Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal. Kendisi anlattı, o gece Öztürk'le konuşmuşlar" dedi.

15 Temmuz darbe girişimine ilişkin FETÖ çatı davasında ilk savunmayı yapan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün söylediklerini Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle'de değerlendirdi.

Akın Öztürk'ün savunmasını değerlendiren emekli askeri hakim Ahmet Zeki Üçok önemli iddialarda bulundu.

O gece Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve Akın Öztürk'ün arasında geçen konuşmanın önemli olduğunu savunan Üçok şöyle konuştu:

 "Bana kalırsa tekrar mahkemeye ifade vermesi gereken birisi var, o da Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal. Sizin radyonuzda olsun, başka gazetelerde olsun komuta kademesini eleştirdiğim için, makamına beni davet etti. Makamına gittiğimde benim korgeneral devre arkadaşım ve başka bir korgeneral arkadaşımız vardı. 4 kişi Hava Kuvvetleri Komutanı Ünal'ın odasında konuştuk. Konuşmalar sırasında konu Akıncı'daki derdest edilme olayına geldi.

Abidin Ünal kendisi anlattı: 'Beni orada bir odaya attılar' dedi. 5-10 saat sonra kapı açılmış, içeriye Akın Öztürk girmiş. Akın Öztürk, 'Abidin sen burada mıydın?' demiş. 'Sanki bilmiyorsunuz komutanım' demiş Abidin Ünal da. Öztürk, Ünal için 'Bunu çözün. Gel dışarıya çıkalım' demiş. Abidin Ünal da 'Ben sizinle gelmem' demiş. Ben sizinle gelmem deyince, bu sefer de Akın Öztürk, 'Zaten adamı da yakalayamamışlar' demiş. Ben de bunun üzerine Abidin Ünal'a, Akın Öztürk'ün burada adamdan kastettiği Cumhurbaşkanı mı diye sordum, 'Evet' dedi. Abidin Ünal'a, 'Siz bunu herhangi bir savcıda ya da mahkemede söyleyip bu ifadeyi verdiniz mi' dedim, 'Hayır söylemedim' dedi. 'Efendim niye söylemediniz?' dedim. Akın Öztürk'le darbe arasında illiyet bağı kurar, bu ifadeler. Bu konuşmayı yaptıktan sonra Abidin Ünal'a, gidin savcıya ifade verin dedim. Bilmiyorum belki vermiştir de. Ama bu ifadenin mutlaka alınması lazım"

Akın Öztürk'ün FETÖ'yle ilişkilendirilmesini destekleyecek önemli iddialarda bulunan Üçok, şöyle devam etti:

"İkinci olarak, Akın Öztürk'ün yakalandığı günü hatırlayın. Arkasından pazartesi günü Anayasa Suçlardan Sorumlu Başsavcı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Necip Cem İşmen, öğleden sonra basın mensuplarını toplayıp 'Akın Öztürk, darbeyle ilişkisi olduğunu itiraf etti. Buna benzer ifadeler verdi' diye bir açıklama yaptı. Ertesi gün Öztürk'ün ailesi açıklama yaptı,'Böyle bir şey demedi, böyle bir açıklaması yoktur' gibi. Ailenin yaptığı bir açıklamanın mantığı yok, o süreçte Akın Öztürk'le kendilerinden, avukatlarının da görüşmeleri mümkün değil. Arkasından Genelkurmay bir bildiri yayınladı, 'Akın Öztürk, Abidin Ünal'ın çağırmasıyla oraya gitmiştir' açıklaması, yani tamamıyla Akın Öztürk'ü savunan bir açıklama. Fakat çok ilginçtir, arkasından perşembe günü Abidin Ünal verdiği beyanatta 'Ben böyle bir şey yapmadım diyerek, Genelkurmay Başkanlığı'nın yayınladığı bildirinin tam aksi açıklamalarda bulundu. Burada bir karmaşa var. Akın Öztürk'ün pozisyonuyla, komuta kademesi arasında bir belirsizlik var. Bu belirsizliğin ortaya çıkması için komuta kademesinin görevden alınması ya da istifa etmesi gerektiğini söylemiştim. Çünkü bu komuta kademesi burada olduğu sürece bu karargahtaki hiçbir subay, general, amiral tam olarak doğruyu söylemez. Niye, çünkü başındaki komutanın aleyhine ifade vermeye kimse cesaret edemez"

'DEĞERLENDİRMEMDEN DOLAYI HULUSİ AKAR BENİMLE İLGİLİ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMUŞ'

Önceden de katıldığı Bidebunudinle'de yaptığı değerlendirmede,'Darbe gerçekleşseydi komuta kademesi de darbenin içinde olacaktı. Hulusi Akar da başında olacaktı' açıklamasını destekler nitelikte iddianamede belgeler olduğuna değinen Ahmet Zeki Üçok, şöyle konuştu:

"Programa daha önce de katılıp bu konuşmaları yaptığımızda arkasından Genelkurmay Başkanı, İkinci Başkan ve Kuvvet Komutanları'nın tamamı benimle ilgili suç duyurusunda bulundular. Bu dava bence bu sürecin en önemli davası. Dava kapsamında ifadeler ilerledikçe, daha ilginç bilgiler edineceğimizi değerlendiriyorum. Çünkü artık bu sürecin içerisinde yargılanan kişilerin, kurtulabilecekleri düşüncelerinin her geçen gün daha zayıfladığını, dolayısıyla da daha rahat ifade verme pozisyonunda olacaklarını düşünüyorum. Bu süreçte darbe gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan yakalansaydı, bununla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı emir komuta zinciri içerisinde, 'Bu darbe yapıldı' diye açıklama yapılacağını daha önce söyledim. Bunun için en önemli gerekçe olarak da Akıncı Üssü'nde Genelkurmay Başkanı'nın konuşma yapacağı kürsünün ve bunu çekecek olan kameralarının hazır olduğunu ve orada bulunduğunu söyledim. Bu iddianameye baktığınızda Akıncı Üssü'nde iddianamede geçen fotoğrafların bir tanesi Genelkurmay Başkanı'nın konuşma yapacağı Genelkurmay ve Türk bayraklı kürsüyü resimleriyle gördük. Akın Öztürk'ün bu konudaki ifadesi de benim söylediklerimi destekler gibi"

Akın Öztürk'ün savunmasında Hulusi Akar'la ilgili olarak 'Akar'ın darbeyi engellediği bir tavrı yoktu ama çok üzgündü' açıklamasını da yorumlayan Üçok, "Benim düşüncemde bir değişiklik yok. O gece Cumhurbaşkanı Erdoğan yakalansaydı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kendine özgü gerekçeleriyle, kendilerine göre bir takım nedenler üreterek, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin emir komuta zinciri içerisinde yönetime el koyduğunu açıklayacaklarını düşünüyorum. Suç duyurusunda bulunmakla olacak bir iş değil, benim gibi düşünen birçok insan var. Suçtur ya da değildir benim düşüncem bu. Önümüzdeki günlerde her iddianamede insanların açıklamalarıyla, bu düşüncenin desteklendiğini göreceğiz" dedi.

Sıkı yönetim mesajlarının altında imzası bulunan Kurmay Albay Cemil Turan'ın, 'TSK içinde 3 farklı ekip var. Darbe girişimini sadece FETÖ'cülerin yaptığını söyleyemem' açıklamasını da değerlendiren Üçok, "Bununla ilgili özellikle bazı köşe yazarı arkadaşlarımız Atatürkçü Subaylar'ın da darbe girişimi içerisinde bulunduğuna dair birtakım söylemler çıkardılar. Darbe gecesi Atatürkçü subayların darbecilerle nasıl göğüs göğüse savaştıklarını, nasıl yaralandıklarını, vurulduklarını görüntüleriyle anlattım. O gecenin Atatürkçülerle veya başka bir grupla hiçbir ilgisi yok. Bu tamamıyla Fethullahçı Terör Örgütü'nün 1980'den bu yana TSK'nin içerisinden yapılanmasının neticesinde artık 'Biz bu ülkenin, bu ordunun gerçek evlatlarıyız ve sahibiyiz' diye harekete geçtiklerinin bir yansımasıdır. Fethullaçıların en iyi yaptığı şey bu, algı operasyonu. Bu suçlamalarla darbeyi başka grupların üzerine atarak ortalıktaki algıyı ortadan kaldırmak ve şüphe yaratmak istiyorlar. Suçluyla suçsuzu birbirine karıştırarak tıpkı geçmiş dönemde yaptıkları gibi insanları zan altında bırakmaya çalışıyorlar. Buna asla inanmayın. Biz Silahlı Kuvvetler'de 50 senemizi verdik, darbeye katılanların neredeyse tamamını tanıyoruz. Bunların içerisinde 1 tane bile Atatürkçü diyeceğiniz adam yok" açıklamasında bulundu.

(Kaynak: Sputnik)