"Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek" iddiasıyla tutuklanan ve tutuksuz yargılanan Cumhuriyet gazetesinin yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki dava, gözaltılardan 9 ay, iddianamenin hazırlanmasından 3 ay sonra başladı.

12'si tutuklu 19 kişinin yargılandığı duruşmanın dördüncü oturumu bugün (27 Temmuz 2017) yapılıyor. 

Duruşmada bugüne dek Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Utku, Okur Temsilcisi Güray Öz, Cumhuriyet Vakfı Danışma Kurulu Üyesi Avukat M. Kemal Güngör, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Önder Çelik, köşe yazarı Kadri Gürsel ve çizer Musa Kart, köşe yazarı Hakan Kara, Kitap Eki Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay ve muhabir Ahmet Şık, Twitter'da Jeansbiri adlı hesabı kullanmakla suçlanan Ahmet Kemal Aydoğdu, gazetenin eski muhasebe müdürü Bülent Yener ve muhasebe müdürü Günseli Özatalay iddianamede yer alan suçlamalara yanıt verdi.

Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç, Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Almanya'da bulunan gazetenin eski yayın yönetmeni Can Dündar, Cumhuriyet Gazetesi Yayın Danışmanı Kadri Gürsel, Cumhuriyet Kitap Eki Yayın Yönetmeni Turhan Günay, gazetenin okur temsilcisi Güray Öz, gazetenin çizeri Musa Kart, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Önder Çelik ve Bülent Utku, Cumhuriyet Vakfı Danışma Kurulu üyesi avukat M. Kemal Güngör, Cumhuriyet muhabiri Ahmet Şık ve gazetenin köşe yazarlarından Hakan Kara, Aydın Engin ile Hikmet Çetinkaya ve gazetenin eski muhasebe müdürü Bülent Yener'in de aralarında bulunduğu 19 kişi hakkında, Türk Ceza Kanunu'ndaki 'anayasal düzene karşı suçlar' ve Terörle Mücadele Kanunu'nun ceza artırımını öngören düzenlemesi kapsamında 7,5 yıldan 43 yıla kadar hapis cezaları isteniyor.  

İstanbul Adliyesi 27'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan oturumlar, cuma gününe dek devam edecek.

Kimler izliyor?

Cumhuriyet davası için IFJ, EFJ, IPI, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, PEN gibi çok sayıda uluslararası gazeteci ve yazar örgütlerinin temsilcileri Türkiye’ye geldi. CHP, HDP, Haziran Hareketi, EMEP, Halkevleri, DİSK gibi birçok parti ve partili ile sivil toplum örgütü de adliye önünde yer aldı. Duruşmayı bugün takip eden isimlerden bazıları şöyle:

Arif Kızılyalın, Sezgin Tanrıkulu, İbrahim Kaboğlu, Mahmut Tanal, Bülent Şık, Erol Önderoğlu, Duygun Yarsuvat, Oya Baydar, Elif Ilgaz, Turgut Kazan. 
İşte dakika dakika yaşananlar

14:00 - Orhan Erinç'in savunması sona erdi, mahkeme yarım saat ara verdi. 

13:51 - Erinç: Bin lira kazanan gazeteci 2 bin 500 lira harcama yapıyorsa yuları başkasına kaptırmıştır. 

13:50 - Erinç: FETÖ'cülerin ortaya koyduğu İslamiyet'in farklı olduğunu ben bile gördüm. Ama Diyanet işleri Başkanlığı yeni gördü.

13:48 - Erinç: Ben TGC Başkanlığı yaptım. Ben bir kaymakamla görüştüğümde kaymakamın ByLock'unun olması benim değil valinin sorunudur. Bir gazetenin yayın politikasının değişikliğini sorgulamak ceza mahkemelerinde yapılmaz. Bu basın çalışanı ve işveren kanununda belirlenmiştir. Bu konunun ağır ceza mahkemesinde tartışılmasını anlamıyorum.

13:45 - Erinç: Devletin bilmediği Bylock'u benim bilmemi beklemek doğru bir yaklaşım değildir diye düşünüyorum.

13:43 - Erinç: Savcının atadığı bilirkişi uzman olsaydı Türkiye'nin gündeminin değiştiğini yayın politikasının değiştiğini anlardı. Alev Coşkun seçilmediğinde oy vermeyenlerden biri de Mustafa Balbay'dır.

13:42 - Erinç: Cumhuriyet'in yayın politikası değil, Türkiye'nin gündemi değişti, haber akışı ona göre belirlenir oldu.

13:41 - Erinç: Suçlamalardan en önemlisi Cumhuriyet Vakfı'nı ele geçirmek ve yayın politikasını değiştirmek.

13:40 - Erinç: İddianameye bakarsanız Cumhuriyet'in Atatürkçülüğü sanaldır. Niye? Çünkü 3 kişinin çıkmasıyla Cumhuriyet Atatürkçülükten çıkmıştır.  Hakimlerin, bizim gazeteci olarak halkı bilgilendirmek için yazdıklarımızı casusluk olarak okuduklarını anlıyorum.

13:35 - Erinç: 'Bizi tasfiye ettiler' diyen Mehmet Faraç 2010, Alev Coşkun 2013, Mustafa Balbay 2015 yılında ayrıldı. 3 farklı tarihi nasıl birleştiriyorlar. Kim, kimin zamanında ihraç edilmiştir? Mehmet Faraç çıkarıldığında Cumhuriyet Vakfı Başkan Vekili Alev Coşkun'dur. 

13:30 - Erinç: Dinci medya bizi suçlar gibi bir yaklaşım sergilemekte. Bu da bize yöneltilen saldırının siyasi olduğunu ortaya koymaktadır. 

13:28 - Erinç: 1957 de başladım mesleğe. 6'ıncı yılımdayım. Sendika ve TGC'de yönetim görevlerini söyleyerek yönetim nedir ne değildir bilirim. Yazdıklarımızla gazetecilik yapmıyoruz da sanki birilerine mesaj veriyormuşuz gibi bir anlayış var. Bu dava sadece gazeteciliğin yargılandığı bir dava değildir. Buradaki arkadaşlarım mesleklerini yapmaktan da KHK ile çıkarılmışlardır. Yolsuzluk usulsüzlük kavga dövüş bizim için haberdir ama yargıç ve savcılar için belgeler yasal elde edilmemişse hukuken değeri yoktur.

13:26 - Orhan Erinç, savunmasına başladı.

13:20 - Mahkeme Başkanı: Her yerde FETÖ var diyorsunuz

Aydın Engin: Cumhuriyet'te yok

13:15 - 

Mahkeme Başkanı: 15 Temmuz'u önceden gördünüz mü? Aydın Engin: Kandırıldım mazeretinin arkasına gizlenmedim

13:14 - Engin: YAŞ toplantısında çok sert ayıklama olacağı söyleniyordu ama bunun darbeye sebep olacağını düşünmedim

13:13 - Engin: Batman'da 203 yargısız infazın enseden tek kurşunun sahibi olan Hizbullah'la ben konuştum. Daha da ileri gideyim; Afganistan da BM'nin "Teröristlerin şefi" dediği Hikmetyar'la da konuştum. Amerikalı subayların mücahitlere yakın dövüş öğrettiğini fotoğrafladım; Hamas lideri ile görüştüm. Gazetecilik ile teröristliği ayırmasını bilirim ben.

13:12 - Engin: Ben İlhan Selçuk'un önerisiyle Gülen okullarını ziyaret ettim. Uganda ve Moskova'da cemaatin topluma nasıl sızabileceğini gözlerimle gördüm.
Mahkeme Başkanı Aydın Engin'e "Sizde bir 007 James Bond ruhu sezdim" dedi.

13:10 -  Engin: Tutanağa geçmesi için tek bir cümleme izin vermenizi diliyorum. Böyle bir iddianame ile benim ve arkadaşlarımın sanık iskemlesine oturtulmuş olmamız bana hukuk adına utanç, ülkem adına acı veriyor.

13:09 - Engin: Bir cemaatle ona paralel kişilerle ilişki kurmanın suç olduğu savında savcı. Ben gazeteciyim, işim bu.

13:08 - Engin: Harun Tokak bugün FETÖ olarak anılan örgütün ileri gelenlerindendir. Onunla konuşmadan bu örgütü anlayamazsınız.

13:07 - Engin: Soruşturma savcısı (Murat İnam) basın suçlarına ilişkin soruşturma açmak için yasal sürenin 4 ayla sınırlı olduğunu bilmiyor.

13:05 -  Engin: Bana 14 Temmuz öğleyin 'cemaat darbe yapar mı?' diye sorsaydınız bu tıynette olduklarını ama ona cesaret edemeyeceklerini söylerdim.

13:01 - Engin: Böyle bir iddianame ile sanık sandalyesine oturtulmamız ülkem adına acı, benim adıma utanç verici

13:00 - Engin: Sayın yargıçlar, şu anda üçü tutuklu sandalyesinde oturan ve diğerleri de yıllardır arkadaşım olan avukatlardır. Akın Atalay, Bülent Utku iddianameye gereken cevabı verdiler ve layık olduğu yere koydular. Ondan benim ekleyeceğim bir şey yok. Açıklama yapmayı anlamsız buluyorum. Yazıların kendileri iddianamaye cevap veriyor

12:56 - Engin: Sayın yargıçlar, şu anda 3'ü tutuklu sandalyesinde oturan ve diğerleri de yıllardır arkadaşım olan avukatlardır.

12:55 - Aydın Engin savunmasına başladı.

12:50 - 
Üye: Leyla Tavşanoğlu bir röportajında 'Hikmet Çetinkaya böyle oyunlar yapar' gibi bir şey demişti ne demek istemiştir?

Avukat Fikret İlkiz: Leyla Tavsanoğlu'nun söyledikleri üzerinden soru soramazsınız.

12:42 -

Üye: Fethullah Gülen yurt dışına gitmiş midir? Orada mı yaşıyor?
Avukat Fikret İlkiz soruya itiraz etti: Herkesçe bilinen bir olgudur, tarih karıştırılmış olabilir ama böyle soramazsınız

12:40- Hikmet Çetinkaya'nın savunması sona erdi. Çapraz sorguya geçildi.

12:36 - Çetinkaya: Savcılar merak ediyorlarsa; yazdığım haber ve yazıları DGM savcılarının Gülen iddianamesinde alıntı olarak yer aldı. Bulup okuyabilirler. Şimdi geçmişi unutmuş savcıların iddianamesiyle FETÖ terör örgütüne yardım ve yataklıktan yargılanıyorum. Bu iddianameyi reddediyorum. 

12: 35 - Çetinkaya: Ben gazeteciyim. 51 yıldır Cumhuriyet gazetesindeyim. Laik, demokratik, hukuk devleti ilkelerinden asla vazgeçmem. Poliste, yargıda, eğitimde örgütlenmelerini haberleştirdiğim yıllarda Türkiye Fethullah Gülen'i tanımıyordu.

12:34 - Çetinkaya: Hakkımda "Hoca Efendi"ye karşı yazdıklarımdan ceza davaları açtılar. Hakkımda 170 ceza davası açıldı. Çoğundan beraat ettim. 

12:33 - Çetinkaya: İlk önemli haberimden biri, Fethullah Gülen'le ilgilidir. Nornova'da başkayan örgütlenmesini ve vaiz olarak İzmir Kestane Pazar Camii'ne atanmasını, Akevler Yapı Kooperatifinde, Yamanlar Koleji'nde, Maltepe Askeri Lisesi, Işıklar ve Kuleli liseşerinde sahte sağlık raporlarıyla örgütlendiklerine kimseyi inandıramadık. İnanmak istemediler . Cemaatin ne kadar masum, benim ne kadar kötü olduğum hep söylendi. 

12:31 - Çetinkaya:  'Altın Nesil' adı altında Amerika'da örgütlenmesini yazdığımızda kimse olup bitenleri görmedi.

12:30 - Çetinkaya: Devletten maaş alan bu imamın gerçek yüzünü açığa çıkarttım. Yıllarca peşimizden koştular aldırmadık.

12:28 - Hikmet Çetinkaya savunmasına başladı.

11:15 - Cumhuriyet Davası Koordinasyonu'nun öncülüğünde adliye binası önünde bir basın açıklaması yapıldı. Grup adına açıklamayı Nazan Özcan okudu. "Bugünün dünyasında Türkiye’nin daha fazla otoriterliği, daha fazla baskıya, daha fazla haksızlığa değil; daha fazla özgürlüğe, daha fazla insan haklarına, daha güçlü adalete ve elbette daha kökleşmiş bir demokrasiye ihtiyacı olduğu açık" denen açıklamada şunlar kaydedildi:

"KHK’lar ile kuşatılmış OHAL Türkiye'sinde halkın hakikatleri öğrenmesi gerekiyor. Bunun yolu da basın özgürlüğünden geçer. Geç yapmak hiç yapmamaktan iyidir. Bu nedenle siyasete ve yargıya bir kez daha bu çökmüş davanın arkasında durmaktan vazgeçmeleri çağrısında bulunuyoruz.
OHAL kaldırılsın.

KHK’larla yapılan haksızlıklar geri alınsın.

Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın.

Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet."