Cumartesi Anneleri'nin Galatasaray Meydanı'nda başlattıkları eylem 16 yılını doldurdu. Kayıpların bulunması, faillerin yargılanmasını isteyen kayıp yakınları, 16 yıl değil 100 yıl geçse de bu meydanda olacaklarını bir kez daha duyurdular.

Cumartesi Anneleri'ni ilk kez 27 Mayıs 1995'te ağırlayan Galatasaray Meydanı, bugün 17. yılında, bir kez daha "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" talebine ev sahipliği yaptı. Kayıp yakınlarını, 322. haftada İstanbul 1. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Sabahat Tuncel, oyuncu Nur Sürer, sanatçı Şanar Yurdatapan yalnız bırakmadı.

İlk eylemden bugüne...

Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak, 16 yıldır Cumartesi Meydanı'ndan yükselttikleri sessiz çığlığı anlattı.

Cumartesi Meydanı'na ilk olarak 20 kişiyle çıktıklarını belirten Ocak, şöyle konuştu: "16 yıl sonra belki kayıplarımızı bulamadık ama bizi tanımayanlara kendimizi tanıttık. 16 yıl önce bizi suçlayanlara, bize terörist diyenlere, bizi tanımayanlara karşı sürdürdük eylemimizi. Failleri yargılatamadık belki ama gözaltında kayıpları durdurduk. Mücadelemiz sorumlular cezalandırılana kadar sürecektir. Üç kuşak burada kayıplarını arıyor. 10 kuşak geçse de mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz."

BABA OCAK ANILDI

1996 yılında gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, oğlunun katillerini ararken hayatını kaybeden baba Ocak'ı anarak konuşmasına başladı.

Yıldız, "Seçim meydanlarında her türlü vaadi verenler, bizim kayıplarımızı bize vermedi. Açılım açılım dediler, ortaya çılgın projeler çıkardılar. Bizim kayıplarımızı bulamadılar. Biz nereden bilelim nerede olduklarını. Kayıplarımızın yerini kaybedenler biliyor" dedi.

Dolmabahçe'de öğrencilere yapılan saldırılara da değinen Hanife Yıldız, "Biz orada oturma eylemine gittiğimizde bize de öyle mi saldıracaklar" dedi. Kendi eliyle oğlunu karakola teslim ettiğini söyleyen Hanife Yıldız, "Ben hiçbir şey istemiyorum. Verdiğimi geri istiyorum. Tek oğlumu verdim. Bir insanın evladına ne olduğunu, mezarını bilememesinin ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu. Yıldız, devlet yetkililerine seslenmekten vazgeçtiğini söyledi, "Ben vicdan sahibi insanlara sesleniyorum. Gelin birlikte hareket edelim. Bu düzene karşı duralım" dedi.

ADALET SARAYLARI VARSA

Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, yapılan adalet saraylarına değindi ve "Adalet varsa kayıpların sorumluları yargılansın, adalet varsa önce Tansu çiller, Mehmet Ağar, Hayri Kozakçıoğlu yargılasın" dedi.

Karakoç, şöyle devam etti: "Biz bu meydanda ekmek istemiyoruz, para istemiyoruz. Kayıplarımızı istiyoruz. Birkaç kayıptan söz etmiyoruz, 5 bin kayıp var."

'AĞABEYİM ÜNİVERSİTELİYDİ, İNSANDI'

Umut Bahçeci, "17-31 Mayıs Gözaltında kayıplar Haftası dolayısıyla Gayrettepe Emniyet Müdürlüğüne gittik. Burasının müze olmasını istedik. Bir değil iki değil, binlerce kayıp var. Tesadüf olabilir mi?" diye sordu.

Kayıpların suçlu olduğu imajı yaratılmak istendiğini söyleyen Bahçeci, "Ağabeyim üniversite öğrencisiydi, yazardı, çizerdi. Dev-Genç'liydi. Her şeyden önce insandı" dedi.

'BAĞIMSIZ KOMİSYON ŞART'

Kadriye Ceylan, Meclis İnsan Haklarını Araştırma Komisyonu'nun oğlu Tolga Baykal Ceylan hakkında verdiği karara ilişkin konuşma yaptı. Komisyon Başkanı Zafer Üskül'ü ciddiyete davet eden Ceylan, kayıplar sorununun ancak bağımsız bir komisyon ile çözülebileceğini dile getirdi.

1995'TEN BUGÜNE

İHD İstanbul Şubesi Kayıplar Komisyonu adına açıklamayı okuyan Nimet Tanrıkulu, Cumartesi eylemlerinin 16 yıllık hikayesini anlattı.

Cumartesi eylemlerine ilk günlerden itibaren katılan Tanrıkulu, ilk oturma eyleminin 27 Mayıs 1995 Cumartesi günü saat 12.00'de "kayıpların akıbeti açıklansın, sorumluları yargılansın, bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin" şiarıyla yapıldığını hatırlattı.

Cumartesi Anneleri'nin kayıplarını ararken devlet güçleri tarafından baskılara uğradığını hatırlatan Tanrıkulu, şöyle konuştu: "Bedenlerine, acılarına, hatıralarına saldırıldı. Yılmadılar, vazgeçmediler, baş eğmediler. Amaçları başından sonuna kadar aynı kaldı. 'Kayıpların akıbeti açıklansın, sorumluları yargılansın'. İnsan Hakları Derneği olarak insan hakları ihlallerinin en ağır biçimi olan gözaltında kayıp olaylarının her an takipçisi olduk."

16 YILLIK MÜCADELENİN KAZANDIRDIKLARI

Tanrıkulu, 16 yıllık mücadele sonucunda devlet katında tanındıklarını dile getirdi, diğer kazanımları sıraladı: "Toplu mezarlar, asit kuyuları uzun erimli bir mücadele sonucunda ortaya çıktı. Resmi ağızlardan gelen itiraflar bizi doğruladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sonunda Cumartesi Anneleriyle görüşmek zorunda kaldı. Mecliste kayıpları araştırmak için alt komisyon kuruldu. Devlet 31 yıldır 'firar etti' dediği Cemil Kırbayır'ı 'biz öldürdük' itirafını yaptı."

"Mücadelemizde önemli kazanımlar elde etsek de kayıpların akıbeti hala meçhul" diyen Tanrıkulu, hükümetler değişse de devlet politikasının değişmediğine dikkat çekti.

BENİ BUL ANNE

Eylemde, 31 Mayıs Salı Günü "Beni Bul Anne" etkinliği düzenleneceği de duyuruldu. Etkinlikte, Cumartesi Anneleri saat 18.00'da Taksim'de buluşarak Galatasaray Meydanı'na yürüyecek. Bu kez meydanda kayıp yakınları değil, kaybedilenlerin fotoğrafları olacak.

ETHA