Cumartesi Anneleri, 19 yıl önce Şırnak'ta gözaltında kaybedilen Mehmet Ertak'ın akıbetini sordu; bayramda çiçek koyacakları mezarları olmadığı için karanfillerini heykelin önüne bıraktı.

BİA / Nilay VARDAR

Galatasaray Meydanı'nda 335. kez bir araya gelen cumartesi anneleri/insanları, 19 yıl önce Şırnak'ta gözaltında kaybedilen Mehmet Ertak'ın akıbetini sordu.

"Kaç bayram geçti, yine bayramda yakınlarımızın mezarlarına gidip çiçek koyamayacağız" diyen kayıp yakınları, iktidara "Mezarlarımızı bulun, yeni mezarlar da istemiyoruz " diye seslendi.

İnsan Hakları Derneği (İHD), bu hafta 1992'de gözaltında kaybedilen Mehmet Ertak'ın dosyasını paylaştı.

* Şırnak'ta kömür madeninde çalışan Ertak, 20 Ağustos 1992'de işten eve dönerken yapılan bir kimlik kontrolünde üç akrabası ile birlikte polislerce gözaltına alındı. Şırnak Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

* Abdürrahim Demir adlı şahıs, Ertak ile Emniyet'teki hücrede 10 gün birlikte kaldıklarını, 10 günün sonunda Ertak'ın ifade için götürüldüğünü ve bir daha geri getirilmediğini anlattı. Şeyhmuz Sakin, Kıyas Sakin ve Emin Kabul isimli kişiler de Ertak'ı gözaltında iken gördüklerini söyledi.

* Gözaltında olan bir avukat, Ertak'ın işkence gördükten sonra ölü olarak kendi bulunduğu hücreye getirildiğini daha sonra sürüklenerek hücreden çıkarıldığını söyledi.

* Baba İsmail Erkat'a, resmi makamlara yaptığı başvurularda "Böyle bir şahıs gözaltına alınmadı" cevabı verildi. Ertak, savcılığa başvurdu; tanıklar gördüklerini savcıya da anlattı.

* Şırnak Valisi Mustafa Malay, Memurin Muhakematı Kanunu'ndan aldığı yetkiyle bu konuda soruşturma açılmasına izin vermedi. Dönemim Halkın Emek Partisi (HEP) milletvekili Sedat Yurttaş, konuyu Meclis gündemine getirdi; herkes yok saydı.

AİHM TÜRKİYE'Yİ ERTAK DAVASINDA MAHKUM ETMİŞTİ

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşınan davada "Makul şüphenin ötesinde, Ertak'ın gözaltına alındıktan sonra polis nezaretinde şiddetli ve belirlenemeyen kötü muameleye tabi tutulduğu ve gözaltı esnasında öldüğü sonucuna varmak için yeterli delil mevcuttur" denerek Türkiye mahkum edildi.

Mahkeme, "Ulusal düzeyde gerçekleştirilen soruşturma bağımsız yürütülmemiş, etraflı bir soruşturma yapılmamış ve başvurucunun müdahil olmasına izin verilmemiştir" tespitinde bulundu.

"JİTEMCİ MURAT İPEK, İTİRAF ETMİŞTİ"

Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Şırnak Emniyet Müdürlüğü emrinde "sorgu elemanı" olarak çalışan Jitem personeli Murat İpek, 1997'de yaptığı itiraflarda, "Ertak'ı Şırnak Emniyet Müdürü Necati Altuntaş ve Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Mehmet Kaplan'ın emriyle öldürüp gömdük" dedi. Yaptıkları tüm infazların dönemin Olağanüstü Hal (OHAL) Valisi Ünal Erkan'ın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini söyledi.

Her şey gün gibi ortada ancak hala suçlular yargılanmıyor, Mehmet Ertak’ın cenazesi ailesine teslim edilmiyor.

Türkiye bir bayrama daha işte böyle giriyor.

Cumartesi insanları, kayıplarının mezarına bayramda çiçeklerini  bırakamayacakları için her hafta ellerinde tutukları kırmızı karanfilleri bu sefer meydandaki heykelin önüne bıraktılar.

İyi bayramlar Türkiye…