Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 639'uncu kez Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi.

Bu hafta eylemde, 1995 yılında gözaltında kaybedilen Mehmet Sait Zengin’in akıbetini soruldu.

Cumartesi Anneleri, "Mezarsız aileleriz. Bayram da, Adalet de herkes içindir. Bir bayram öncesi yine Galatasaray’dayız. Bayramlar bizim için sevdiklerimizin yokluğunun acısını daha derinden hissettiğimiz, bize yaşatılan zulmün katmerleştiği günlerdir" dedi.

“Failler belli kayıplar nerede? pankartının yanına “Bayram da, Adalet de herkes içindir!” pankartının açıldığı bu hafta ki eylemde, kayıpların fotoğrafları ve karanfiller taşındı.

Eylemde ilk olarak 1991’de Şırnak’ta gözaltına alındıktan sonra öldürülen İbrahim Demir ve Agit Akipa’nın mezarlarının askerlerce önceki gün tahrip edilmesine tepki gösterildi.

Demir’in kızı Deniz Demir, “Mezarları tahrip etmek güvenlik politikalarınız kapsamında mı?” diye sordu. Demir, babasının ve amcasının mezarını tahrip eden askerler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

'MEZARSIZ AİLELERİZ'

Ardından konuşan Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun ise yarın bayram olduğunu hatırlatarak, “Mezarsız aileleriz. Arife günü herkes sevdiklerinin mezarına gitmek istiyor ama biz o mezar taşına hasretiz” dedi.

Tosun, mezarların askerler tarafından tahrip edilmesine ise, “Mezarlarımızdan korkuyorlar. Biz burada yıllardır bir mezar taşına sahip olmak için mücadele ettik. Ellerimizdeki bu karanfilleri Galatasaray Meydanı’na değil sevdiklerimizin mezarlarına bırakmak istiyoruz. Bir Arife günü dönüp buraya bakın” diyerek tepki gösterdi.

 Devletin arşivlerini açmasını isteyen Tosun, “Neden o arşivlerinizi açıklamıyorsunuz? Her şey o arşivlerde” dedi.

'ZİYARET EDECEĞİMİZ BİR MEZAR BİLE VERMEDİLER'

Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak, “Biz adaleti yakalamak isterken adalet bizden daha da uzaklaşıyoruz” ifadelerini kullanırken, Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır ise “Yarın bayram… Ziyaret edeceğimiz bir mezar yeri bile vermediler” diye konuştu.

'BİR BAYRAM ÖNCESİ YİNE GALATASARAY'DAYIZ'

Bu haftaki basın metnini okuyan Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, şöyle dedi:

“Bayram da, Adalet de herkes içindir. Bir bayram öncesi yine Galatasaray’dayız. Bayramlar bizim için gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin yokluğunun acısını daha derinden hissettiğimiz, bize yaşatılan zulmün katmerleştiği günlerdir. Bu bayrama OHAL rejimi sonucunda ortaya çıkan ağır ihlallerin de gölgesinde giriyoruz. Ve biliyoruz ki, yüz binlerce ailenin buruk geçireceği bir bayram ne hanelere ne de ülkeye huzur ve saadet getirmez.”

Eren, bu hafta Zengin Ailesi'nin “Hiç değilse bayramda ziyaret edeceğimiz bir mezarımız olsun!” talebine ses vermek için sokakta olduklarını dile getirdi.

Eren, Zengin’in defalarca gözaltına alındığını, işkence gördüğünü söyledi.

AKIBETİNİ ARAŞTIRAN KARDEŞİ TEHDİT EDİLDİ

Eren, Zengin’in kaybedilişine giden süreci şöyle aktardı:

“1995 yılının Nisan ayında dükkânına gelen polisler tarafından yine gözaltına alındı. On dört gün boyunca işkence gördükten sonra serbest bırakıldı. Mehmet Sait Zengin serbest bırakıldıktan kısa bir süre sonra 06 Mayıs 1995 tarihinde Mardin’den geldiklerini söyleyen iki sivil polis tarafından tekrar gözaltına alınarak beyaz bir Toros’la götürüldü. Onun can güvenliğinden endişe duyan ailesi Midyat’ta karakola başvurdu. Karakoldaki yetkililer ‘Bizde yok ama Mardin’e götürülmüş olabilir’ dedi. Bunun üzerine aile Mardin’e gitti. Mehmet Sait Zengin’i sormak için karakola başvuran kardeşi ‘Onu ararsan sen de bu yolda gidersin’ diye tehdit edildi.

Ailenin başvuruları sonuçsuz kaldı. Dört çocuk babası Mehmet Sait Zengin’den bir daha haber alınamadı. 22 yıldır ailesinin ‘Mehmet Sait Zengin’e ne oldu?’ sorusu karşılıksız bırakıldı. İnsan Hakları Derneği Mardin Şubesi’nin çabalarıyla canlandırılan dosya halen Midyat Savcılığı'nda bekliyor. Mehmet Sait Zengin dosyasında hukuku işletin, hakikati açıklayın 22 yıllık cezasızlığa son verin.”

Yapılan açıklamanın ardından eylem bir sonraki hafta bir araya gelinmek üzere sonlandırıldı.

(Kaynak: Dihaber)