Cumartesi Anneleri 335. buluşmalarında, Perpa katliamında gözaltına alınarak kaybedilen Erdoğan Şakar'ın akıbetini sordu ve kayıpların akıbetine ilişkin bilgilerin bulunduğunu düşündükleri Milli Güvenlik Kurulu, MİT, İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay'ın arşivlerinin açılmasını istedi.

İSTANBUL- Cumartesi Anneleri, 1993 yılında Perpa katliamı sırasında gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Erdoğan Şakar'ın akıbetini sordu. Bu haftaki eyleme, Oyuncu Mümtaz Taylan ve Nur Sürer katıldı.

Erdoğan Şakar, 13 Ağustos 1993 sabahı evinden ayrılırken eşine, arkadaşı Nebi Akyürek'in Perpa'da bulunan işyerine gideceğini söyledi. Sözünü ettiği yer aynı gün 5 kişinin katledildiği Şişli'de bulunan Perpa İş Merkezi'nin 11. katındaki Beyaz Saray adlı kafeterya idi.

TBMM'NİN GÜCÜ SINIRLI

Görgü tanıkları, Şakar'ı Perpa'da gördüklerini söyledi ancak Şakar'dan bir daha haber alınamadı. Erdoğan Şakar'ın eşi Hanım Şakar ve avukatlarının yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kaldı.

Hanım Şakar, dönemin TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Sabri Yavuz ile görüştü. Yavuz, konuyla ilgili araştırma yapacağını ama gücünün sınırlı olduğunu söyledi.

Eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın, Perpa Katliamının Özel Harekat Dairesi'nin işi olduğuna işaret etmişti. Çarkın, sonrasında kendisi ile 6 kişinin tutuklanmasına neden olan itiraflarında, infazların sorumlusu olarak dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ve Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin ile Korkut Eken'i işaret etmişti. Çarkın, faili meçhul cinayet ve katliamların, Milli Güvenlik Kurulu'nun ve devletin bilgisi dahilinde gerçekleştirildiğini söylemişti.

BELGELER DEVLETTE

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına konuşan Meryem Göktepe, Erdoğan Şakar'ın eşi Hanım Şakar'ın 18 yıldır eşini aradığını, avukatların 18 yıldır tüm yasal yolları kullandığını, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ancak sorumluların yıllardır korunduğunu belirtti.

Erdoğan Şakar ve Perpa Katiamı'nda hayatını kaybedenlerin sorumlularının yargılanmasını isteyen Göktepe, "Milli Güvenlik Kurulu, MİT, İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay'ın arşivlerinin açılmasını istiyoruz. Biliyoruz kaybedilen evlatlarımızın başına gelenler bu arşivlerde yazılı" dedi.

TORAMAN: TÜRKİYE HALKLARI DA AYAĞA KALKACAK

19 yıldır oğlunun akıbetini soran Hatice Toraman da yaptığı konuşmada, Başbakan'ın Cumartesi Anneleri için "Onları tanımıyorum" sözünü hatırlattı. Toraman, "O bizi çok iyi tanıyor. Hem bizi hem de çocuklarımızı tanıyor. Hatta çocuklarımızın kemiklerinin nerede olduğunu biliyor ancak bizi tanıyor olmak işine gelmiyor" dedi.

Oğlu gözaltına alınmadan önce polis tarafından tehdit edildiklerini anlatan Toraman, "Bana oğlunu öldürüp tabutunu sana yollayacağız dediler, oğlumu gözaltına aldılar ama kemiklerini bize vermediler. Bugün top tüfek onların elinde ve onlar bize bu zulmü uyguluyorlar. Ama bir gün Suriye'deki gibi Türkiye halkları da ayağa kalkacak" diye konuştu.

ADALET: KAYIP VE GÖZYAŞI

17 yıldır babasını arayan Hasan Taşkaya'nın oğlu da savcılara "Hiç mi bu meydanı görmüyorsunuz? Hiç mi sesimizi duymuyorsunuz?" diye seslendi. Taşkaya, "Yıllardır benim için adalet kayıp demek, gözaltı demek, tutuklanmak demek" şeklinde konuştu. (ETHA)