Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıp yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için 610’uncu kez Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi.

Üzerine kımızı karanfillerin bırakıldığı “Failler belli kayıplar nerede” yazılı pankartın açıldığı eylemde, kayıpların fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı.

Bu haftaki eylemde 6 Aralık 1993'te gözaltına alınarak kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın akıbeti soruldu.
 
‘ANNELERİN GÖZYAŞLARI İLE YÜZLEŞMEKLE BARIŞ OLUR’
 
Eylemde ilk olarak Yüksekova kayıp yakınlarından Tayip Canan konuştu. Yıllardır meydanlarda kayıplarının akıbetini sorduklarını dile getiren Canan, suç işleyenlerin yargılanmasını istedi.

1995'te gözaltında katledilen Hasan Ocak dosyasındaki zaman aşımına dikkat çeken Canan, "İnsanlığa karşı yapılan suçlarda zaman aşımı olmaz. İsimler belli, failler belli peki adalet nerede?” dedi.

Canan, adaletin olmadığı ülkede hiç bir şeyin doğru olmayacağını söyledi.
 
 Türkiye’nin barışa ihtiyacını olduğunu dile getiren Canan, "Barış bu meydandan geçer. Annelerin gözyaşları ile yüzleşmekle barış olur" diye konuştu.
 
'KAYIPLARI ARAMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
 
Babasının devlet tarafından gözaltına alındığını ve o günden beri babasından haber alınmadığını ifade eden kayıp Hüseyin Taşkaya'nın oğlu Şerif Taşkaya da, "Babam işkence ve silah dipçiği ile vurularak gözaltına alındı" diyerek 23 yıldır adalet aradıklarını söyledi.
 
Taşkaya, "Babam katledildiği zaman karanlık bir dönemdi. Bugün yine karanlık bir dönemi yaşıyoruz" dedi.
 
23 YIL BABASIZ GEÇTİ
 
Hüseyin Taşkaya'nın kızı Serpil Taşkaya da, "Dün doğum günümdü. Eşim bir demet buket getirdi. Babamın ölüm yıldönümü. Bu bir sinema filmi olsaydı belki hepimiz duygulanır ve ağlardık. Ama film değil gerçek" dedi. Taşkaya, meydanı çocuklarına devredeceğini söyledi.
 
Hüseyin Taşkaya'nın eşi Sultan Taşkaya da, 23 yıldır Galatasaray Meydanı'nda hem eşinin hem de diğer kayıpların akıbetini sorduğunu hatırlatarak, "Biz bu devletten çok şey istemiyoruz. Sadece kemiklerimizi istiyoruz. Benim çocuklarım babasız kaldı, başka çocuklar babasız kalmasın" dedi.
 
Bu haftanın basın metnini Cumartesi İnsanlarından Şehriban Taşkaya okudu.
 
‘AİLESİ TEHDİT EDİLDİ’

 
610 haftadır devleti yönetenlerin hak ve özgürlükleri yok saydığını söyleyen Taşkaya, 6 Aralık 1993 tarihinde askerler ve polisler ile Bucak aşiretine mensup korucuların otuz araçlık konvoyla, Urfa'nın Siverek ilçesi Bağlar Mahallesi’ndeki Mehmet Taşkaya'nın evine baskın yaptığını ifade etti.
Taşkaya, Üsteğmen Ahmet Şentürk’ün yönettiği baskında Hüseyin Taşkaya’nın gözaltına alındığını belirtti.
Emniyete, savcılığa, valiliğe başvuran ailesine, “Sedat Bucak’a sorun” denildiğini aktaran Taşkaya, şu bilgileri paylaştı:
 
"Bunun üzerine DYP milletvekili, aşiret reisi- korucubaşı Sedat Bucak’a giden aile ‘Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonra haberimiz yoktur, devlet biliyor’ dedi. Siverek Emniyet’ine başvuran Fatime Taşkaya ‘Bir daha bize gelmeyin. Diğer oğullarınla birlikte burayı terk edin, yoksa onlar da kaybolur.’ diye tehdit edildi.”
 
‘SORUMLULAR AÇIĞA ÇIKARILSIN’
 
23 yıldır Hüseyin Taşkaya dosyasında etkili bir soruşturma, yargılama faaliyeti yürütülmediğini ifade eden Taşkaya, sorumluların yargılanmasına isteyerek, "Taşkaya'nın gözaltında kaybedilmesinde suçun unsurlarını, faillerini ve devletin sorumluluğunu açığa çıkartacak bir yargılama faaliyeti yapılana kadar bu dosya bizim için kapanmayacak" diye konuştu.

(Kaynak: DİHABER)