Adalet arayışlarının 576. haftasında da bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, Kürdistan'daki saldırılara dikkat çekerek, "Eski derin devlet sloganlarının bugün devletin en tepesinde bulunanlardan dinliyoruz. Toplumun hak talep eden kesimlerine yönelen bu tehditler durmalı, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere devleti yönetenler acilen hukukun sınırlarına çekilmelidir" diye vurguladı.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için sürdürdükleri adalet arayışlarının 576'ncı haftasında yine Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelerek oturma eylemi düzenledi.

 "Failler belli, kayıplar nerede?" pankartını açan Cumartesi Anneleri, kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ve adalet arayışlarının simgesi haline gelen kırmızı karanfiller taşıdı. Pankartın üzerine Kadir Keremoğlu'nun fotoğrafları beyaz tülbent ve karanfiller yer aldı.

Eylem öncesinde polis çevreyi güvenlik gerekçesiyle abluka altına alırken, Cumartesi Anneleri tarafından güvenlik önlemi alınarak eyleme katılanlara üst araması yapıldı. Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan, HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun destek verdiği eylemde, anneler bu hafta 1995 yılında gözaltında katledilen ve kaybedilen 75 yaşındaki Kadir Kerimoğlu'nun akıbetini sordu.

'ADALET İSTEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

Eylemde ilk olarak söz alan Kadir'in oğlu Bahattin Kerimoğlu, "Babam hep adalet istedi. Biz de babamızın mezarını istiyoruz. Binlerce insan katledildi, şuan Yüksekova yanıyor, artık yeter insanların canı yanmasın" dedi. Adalet talebini vurgulayan Bahattin, "Bizler ölsek de adalet ve barış istemeye devam edeceğiz. Vicdanı olan bu savaşı engellesin" diye konuştu.

'KADİR’İN MEZARI İÇİN PARA İSTEDİLER'

Bahattin'in ardından basın açıklamasını okuyan Aylin Hacaoğlu, Kadir'in kaybediliş öyküsünü anlattı. Aylin, Kadir Kerimoğlu'nun Van'da yaşayan bir iş insanı olduğunu ve JİTEM mensuplarının Kadir'e "ölüm listesinde isminiz var" diyerek haraç istediğini, haracı ödemediği için de Kadir'in hedef haline geldiğini anlattı.

Kadir'in camiden çıktıktan sonra bir Toros'la kaçırıldığını, ailesin araştırmasının ardından ise Kadir'in Yeşil ve Alaattin Kanat'a teslim edildiğini, önce Van JİTEM merkezine, daha sonra da Van Jandarma Alay Komutanlığı'na götürüldüğünü öğrenildiğini söyleyen Aylin, tanıkların beyanlarına göre Kadir'in infaz edildiğini belirtti.

Kadir'i öldürenlerin bu sefer de aileden gömüldüğü yeri söylemek için para istediklerini ifade eden Aylin "Kadir Kerimoğlu'nu kaçıranlar, infaz edenler bilinmesine rağmen 21 yıldır onun akıbetini açığa çıkartacak, ceza adaletini sağlayacak soruşturma ve kovuşturma gerçekleşmedi. Anayasa Mahkemesi'nde olan bu davada yargıçlardan hukukun üstünlüğünü ve adaletin gerçekleşmesini sağlama görevini yerine getirmelerini talep ediyoruz" dedi.

'KENTLER İMHA EDİLEREK KÜRT SORUNU ÇÖZÜLEMEZ'

"Eski derin devlet sloganlarını bugün devletin en tepesinde bulunanlardan dinliyoruz. Toplumun hak talep eden kesimlerine yönelen bu tehditler durmalı, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere devleti yönetenler acilen hukukun sınırlarına çekilmelidir" diyen Aylin, kan değil çözüm istediklerini vurguladı. Aylin son olarak, "Baş keserek, kentleri imha ederek, bu ülkenin çocuklarını ölmeye öldürmeye mahkûm ederek Kürt sorunu çözülemez. Artık yeter Kürt sorunun demokratik barışçıl yöntemlerle çözümü için müzakere başlasın" diye vurguladı.

(Kaynak: JINHA)