Cumartesi Anneleri/İnsanları, adalet arayışlarının 652’inci haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir kez daha bir araya geldi.

Bu haftaki eylemde gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in akıbeti soruldu.

“Failler belli kayıplar nerede?” pankartının yeniden açıldığı eylemde, Cumartesi Anneleri gözaltında kaybettiklerinin fotoğraflarını ve karanfiller taşıdı.

Gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in ailesi adına İrfan Bilgin söz alarak, “22 yıldır burada adalet istedik. Bu dosya çok açık bir dosya. Buna rağmen iç hukukta hiçbir şey yapılmadı. 2011’den bu yana bu dosya sümenaltı yapıldı. Sonra da ‘Dava açacak sonuç bulunamadı’ dediler. O dönem dosyaya bakan cumhuriyet savcısının tanıklığı var. Şunu iyi biliyoruz bu kaybedilen insanlar verilen kararlar sonucu kaybedildi. Şuna inanıyoruz adalet gelecek yargı önüne çıkacaklar. O zamana kadar meydanlarda kayıpların isimlerini unutturmayacağız” dedi.

Bu hafta oturma eylemine Barış Anneleri de katılarak Güzel Anne için mesajını iletti. Ayrıca tutuklu Sebahat Tuncel ve Figen Yüksekdağ’ın da mesajları okundu.

YÜKSEKDAĞ’DAN MESAJ

Tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Direnişi, sevgisi ve bitmeyen enerjisiyle daima yanımızda yürüdü” sözleriyle Güzel Anneyi andı.

Güzel Anne’nin bütün hak savunucularının, devrimcilerin, yurtseverlerin, eylemcilerin annesi olduğunu kaydeden Yüksekdağ mesajında “Mücadele arkadaşı olan o güzel kadını selamlıyorum. Kadın siyasi tutsaklar olarak onun direnişini büyütecek, bizlere emanet ettiği mücadele bayrağını zafere taşıyacağız” dedi.

TUNCEL’DEN MESAJ

Hatun Tuğluk’un cenazesine yönelik gerçekleşen saldırı nedeniyle yaşanan büyük öfke henüz dinmemişken, Güzel Ana’nın acısıyla sarsıldıklarını dile getiren tutuklu DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel mesajında “Güzel Anne haksızlığa, zulümlere, faşizme karşı mücadelenin en ön saflarında yüreğinde özgürlük sevdasıyla, tüm etkinliklerin yol göstericisi oldu. Hatun Anne’ye ve Güzel Anneye sözümüz özgürlük mücadelesi olacaktır” dedi.

Eylemde, kayıp yakınları adına Ahmet Cihan söz alarak, “Güzel anayı sadece bu meydan değil herkes bilir. Güzel anne bu meydanın annesidir. Daha kaç anne yitirilecek” diye tepki gösterdi.

Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız ise konuşmasında, Güzel Anne’ye seslenerek “Sadece kendi çocuklarının değil herkesin annesi oldu Güzel Anne. Oğlumu tanıyorsun güzel yere gittin. Oğluma da bak” dedi.

Bu haftanın açıklamasını Cumartesi İnsanları’ndan Meryem Göktepe okuyarak, açıklamayı Güzel Anne’nin “Güle güle bebeğim” selamlaması ile bitirdi.

NE OLMUŞTU?

35 yaşındaki Kenan Bilgin, 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen’deki bir otobüs durağından gözaltına alındı. Aynı operasyon kapsamında 10 kişi daha gözaltına alınmıştı.

Toplamda 11 kişi gözaltında olmasına rağmen Ankara Emniyeti Kenan Bilgin’in gözaltına alınanlar arasında olduğunu iknar etti. Mahkemeye çıkarılan 10 kişinin “Kenan Bilgin de bizimleydi, Kenan Bilgin’e ne yaptınız?” cevabını verdi.

Kenan Bilgin’le birlikte gözaltına alınan kişiler yazılı bir açıklama yaparak, Kenan’ı Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde gördüklerini söyledi. Aynı dönem Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden gözaltında tutulan Avukat Demir’de Kenan Bilgin’i emniyette gördüğünü kamuoyuna açıkladı.

Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran Ankara Cumhuriyet Savcısı Selahattin Kemaloğlu’nun görevini yapması engellendi ve Ankara’dan sürüldü.

Dosyayı devralan savcı Özden Tönük, Kenan Bilgin’e işkence yapan polisleri teşhis edebileceklerini söyleyen tanıkların ifadelerinin, “polisi ve devleti küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı iddialar olduğunu” içeren 3 sayfalık bir rapor yazarak dosyayı kapattı.

İç hukukta sonuç alınamayınca dava AİHM’e taşındı. AİHM yargıçları Ankara’ya gelerek araştırma ve incelemelerde bulundu. Bilgin,  soruşturmasında polisin sahte tutanak, savcının ise gerçek dışı rapor düzenlediği açığa çıktı. Türkiye AİHM’de oy birliğiyle Kenan Bilgin’i kaybetmekten mahkum oldu.

Buna rağmen etkin bir soruşturma yürütmeyen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 31 Mart 2017 tarihinde Kenan Bilgin’in ” Ankara Emniyeti’ne bağlı nezarethanelerden birine alındığına dair hiçbir veriye ulaşılamamıştır” diyerek zamanaşımı gerekçesiyle “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar “verdi.

15 Mayıs 2017 tarihinde, Bilgin Ailesi Ankara Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurarak bu karara itirazda bulundu. Geçtiğimiz ay Ankara Sulh Ceza Hakimliği bu itirazı reddetti ve dava Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Bugüne kadar iç hukukta Kenan Bilgin Dosyası’nda maddi gerçeği çıkartacak ve faillerin yargılanmasını sağlayacak etkinlikte bir soruşturma yürütülmedi. AİHM kararında da isimleri geçen sorumlular cezasız bırakıldı ve bu insanlığa karşı işlenmiş suç unutturulmak istendi.

(Kaynak: Sendika.org)