Şırnak'ın Cizre ilçesinde, 6 Ocak 2015 günü açılan hendeklerin kapatılmasından bir kaç saat sonra Cudi Mahallesi'ne giren zırhlı araçlarından açılan ateşle kalbinden vurularak yaşamını yitiren 14 yaşındaki Ümit Kurt ile ilgili Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın gerekçeli kararı açıklandı.

Mahkeme skandal bir karara daha imza atarak, görülen dava kapsamında "Kasten adam öldürme" suçundan yargılanan polis M.Ş. hakkında beraat kararı verdi.

DİHA'dan Özgür Paksoy'un haberine göre; Ümit Kurt'u öldürdüğünü kabullenen polis M.Ş., "Görevim gereği meydana gelebilecek olumsuzlukları engellemek amacıyla bu şahsa karşılık vermek ve faaliyetini engellemek için bir el ateş ettim. Şahıs isabet aldı ve yere düştü, bu sırada elindeki uzun namlulu silah da yere düştü" şeklinde ifade vermişti.

M.Ş. ifadesinde Ümit Kurt'un elinde silah olduğunu belirtse de zırhlı araca ait görüntülerde elinde silah bulunan kişinin eşkalinin belirlenmemesine rağmen, M.Ş. söz konusu kişinin Ümit Kurt olduğu iddiasında bulundu.

ÜMİT KURT'UN ELBİSELERİ BOYA KULLANDIĞINI İSPATLIYORDU

Ümit Kurt'un ailesi, birlikte çalıştığı arkadaşları ve görgü tanıkları, o akşam Kurt'un olayın olduğu yere yakın bir evi boyadığını ve elektrikler kesildikten sonra vurulduğunu ifade etmişti.

Öte yandan Kurt, hastaneye kaldırıldığı sırada da üzerinde bulunan elbiseleri boya kullandığını ispatlıyordu.

ELBİSE VE DOKUDA BARUT İZİNE RASTLANMADI

Yürütülen soruşturma kapsamında Kurt'un elbiseleri üzerinde Ankara Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü'nün yaptığı doku incelemesi sonucunda, Kurt'un vücut ve elbiselerinde yakın mesafe barut ve silah izine rastlanmadığını ortaya koyarak, polislerin Kurt'un silahla ateş ettiği yönündeki iddialarını çürüttü.

Silah kullanan herhangi bir kimsenin, vücut ve elbiselerinde yüksek derecede barut ve silahın bıraktığı ize rastlanması gerektiği vurgusu yapılan raporda, Kurt'un elbise ve vücutlarında böylesi bir bulguya rastlanmadığı belirtildi.

POLİS M.Ş. HİÇBİR ŞEKİLDE CEZALANDIRILAMAZ!

Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2016/178 numaralı gerekçeli kararında, mahkemenin kanaat ve neticesine göre, "Sanığın içinde bulunduğu zırhlı araçtan ateş edilmesiyle yaralandığına yönelik müşteki iddiası nazarında, olay tarihinde görevli olan sanık tarafından ateş edilmek suretiyle, devletin birliğini ve bütünlüğünü hedef alan PKK'nın alt yapılanması YDGH bünyesinde faaliyet gösteren Ümit Kurt'un öldürüldüğü, böylelikle öncelikle meşru savunma kastıyla hareket ederek, kendisine gelen atışları bertaraf etmek için atışta bulunduğu, bununla birlikte PVSK'dan kaynaklı amir hüküm nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne yönelik silahlı şekilde gerçekleştirilen davranışa karşı görevinin gereği olarak ateş etmek suretiyle öldürme eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmakla, her ne kadar kanun metninde ceza verilmez denilmekte ise de kastedilenin ceza tertip edilmeyeceği değil, hiç bir şekilde ceza almayacağı, yani beraat etmesi gerektiği anlaşıldığından, sanığın beraatına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur" denildi.

BERAAT KARARI

Ankara Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü'nün raporuna rağmen mahkemenin gerekçeli kararında, "Silahla ateş edilmesi üzerine görüntü alınmak suretiyle elinde silah bulunan şahsa doğru ateş açtığı ve görevinin yerine getirdiği vicdani kanaatine varılarak, TCK'nın 24/1, ve 25/1 maddesi gereğinde hukuka uygunluk nedeni bulunduğundan..." sanık M.Ş. hakkında beraat kararı verildi.

'KARAR SKANDAL...'

Beraat kararına ilişkin konuşan aile avukatı Filiz Ölmez, Ankara Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü'nün raporu ve M.Ş.'nin ifadelerine rağmen beraat etmesini skandal olarak değerlendirdi.

Ölmez, M.Ş.'nin beraat etmesiyle çocuk katliamlarının önünün açıldığını vurguladı. Mahkemenin beraat kararına itiraz edeceklerini söyleyen Ölmez, polis M.Ş'nin yargılanması için davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıyacaklarını dile getirdi.