Sultan Kılıç / Demokrat Haber Malatya

18 Nisan 2007 tarihinde Malatya Zirve Yayınevi'nde öldürülen 3 hıristiyan için anma yapıldı. Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Uğur Yüksel ve Necati Aydın öldürülmelerinin 7'nci yıl dönümünde Malatya'da anıldılar.

Mağdur avukatı Erdal Doğan cinayetlere ilişkin son dönemde bilgi çarpıtma amaçlı yapılan yayınlara dikkat çekerek, "Türkiye’nin son on yıllık ‘faili meşhur’ cinayetlerinde adet olduğu üzere kaçış plansız beş katil, olay mahallinde kıskıvrak yakalandılar. Zira katillerin yakalanması, zihniyetin ve iklimin sorgulanmasının, cinayetlerin arkasındaki güçlerin açığa çıkarılmasının önündeki sigortalardan biridir. Cinayeti gerçekleştirenlerin salıverilmesinin yanı sıra diğer faillerin, yani iklimin ve katillerin hazırlayıcısı derinliklerin yargı yolu ile aklanıp saklanması için kamuoyu yaratılmaya çalışılmaktadır" dedi.

Elazığ'da Uğur Yüksel'in mezarı başında yapılan anmadan sonra Tilman Ekkehart Geske Malatya'daki mezarı başında anıldı. Kiltepe Mahallesi'ndeki Ermeni Mezarlığı'nda düzenlenen anma törenine Tilman Geske’nin eşi Suzanna Geske, oğlu Lukas, kızları Michael ve Miriam ile Türkiye Protestan Kiliseler Derneği üyeleri katıldı.

Yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda konuğun katıldığı anma töreninde duygusal anlar yaşandı. Törene katılan Hıristiyan vatandaşlar ilahiler seslendirdikten sonra dualar eşliğinde Tilman Geske'yi andı.

Tilman Geske'nin oğlu Lukas, ilahilere gitarıyla eşlik etti. İncil'den ifadelerin yazıldığı mezarın üzerine karanfiller bırakıldı. Çok sayıda kurumdan gönderilen çelenkler de mezarın çevresine dizildi.

Malatya Ermeni mezarlığında Geske’nin mezar başındaki anma töreninde İncil'den parçalar okunup Türkçe ilahiler söylendi. Tilmann Geske’nin, olaydan kısa bir süre önce yazmış olduğu “Sevgisin” adlı eser de dile getirildi.

Diyarbakır Kilisesi Ruhani Önderi Ahmet Güvener, “Her inancı bağrımıza basıyor ve seviyoruz. Onlar bizim kardeşlerimizdir. Ben 22 yıldır İsa Mesih’e iman ediyorum. 9 kardeşiz 5 tanesi Hıristiyan, 4'ü Müslüman. Bizim aramızda harika bir ilişki var” dedi.

"KATİLLERİ YARGI ELİ İLE AKLAMA VEYA AZAT ETME SÜRECİ… "

'Zirve Yayınevi' cinayetleri davasına müdahil 5 avukat, ortak açıklama yaparak, gelinen aşama hakkında değerlendirmede bulundular. Anma törenlerine katılan müdahil avukatlarından Erdal Doğan ve Hafize Çobanoğlu, tören sonrasında basın mensuplarına ortak basın açıklaması yaptılar. Açıklamada Suzanna Geske de bulundu.

Beş mağdur avukatı adına açıklama yapan avukat Erdal Doğan, son dönemde davaya ilişkin bazı kesimler tarafından yapılan dezenformasyon çalışmalarına dikkat çekti.

Özel yetkili mahkemeleri kaldıran ve tutukluluk süresini azami 5 yıla indiren düzenlemenin ardından davanın asıl faili olan 5 kişinin serbest kalmasına değinen Doğan, “Tutukluluk azami süresinin 5 yıla indirilmesi normatif hukuk açısından şüphesiz olumlu bir gelişmedir, ancak devletin ödüllendirme ve ödünleme yöntemlerinden biri olan, kahraman katillerini yargı eli ile aklama veya azat etme süreci ne yazık ki bu davada da işletiliyor. Cinayeti gerçekleştirenlerin salınması yanı sıra diğer faillerin, yani iklimin ve katillerin hazırlayıcısı derinliklerin yargı yolu ile aklanıp saklanması için kamuoyu yaratılmaya çalışılmakta” şeklinde konuştu.

Katillerin salınmasıyla Ergenekon sanıkları ile barışılmasından bu yana Zirve Yayınevi davasının azmettirici sanıklarının suçsuzlukları konusunda planlı kamuoyu faaliyeti yürütüldüğünün altını çizen Doğan, şöyle devam etti: “Dezenformasyon amaçlı olarak, katillerin serbest bırakılmasının sorumlusu olarak müdahiller ve avukatlarının soruşturmanın derinleştirilmesi taleplerinin yargılamayı uzatması olduğu belirtiliyor. 'Masum’ diye tanımlanan azmettirici sanıkların vatansever gibi gösterilerek bu sürecin kurbanı olduğu’ işleniyor. Katiller dışarıdayken masum insanların içeride olduğu vurgulanıyor. Bunun gerçek olmadığı ya da gerçeğin böyle olmadığı Türkiye devletini ve toplumu tanıyan herkesin bildiği açıklıktadır. Durum böyle olduğu halde birbirinden çok farklı gibi görünen kimi çevrelerce ve kimi köşe yazarlarınca, eş zamanlı olarak, dosya içeriği hakkında yeterli bilgileri olmadığı halde benzeri tespitlerin yapılması ve fırsatı değerlendirme çabaları dikkat çekicidir.”

“CİNAYETİN BEŞ KATİL MARİFETİ OLDUĞUNA İKNA OLMAYACAĞIZ”

Davanın başından bu yana sadece katillerin değil azmettiren faillerin ve bu zihniyetin teşhir edilerek cezalandırılması için mücadele verdiklerini vurgulayan Doğan,

“Türkiye’nin öteki olan, azınlık olan, muhalif olan kesimlerine yönelik bu tedhiş cinayetleri katillerin 'vatanperver' ülkülerinin değil, onları bu ülkülerle donatanların eseridir. Laik ordusu; misyoneri, azınlığı iç düşman diye kodlayan, terör ve iç güvenlik tehdidi parantezine alan; kışlalarında misyonerliğin zararları konusunda seminerler düzenleyen, basın yayın aracılığıyla korku ve tehlike olarak deklare eden; okul kitaplarında, yasalarında Türk ve Sünni olmayan her farklılığı şeytanlaştıran, düşmanlaştıran devletin ve politikasını belirleyip uygulayan güçlerinin sorumsuzluğu, ancak makbul çoğunluk için kandırıcı anlamlar taşıyabilir.

Davanın başından beri mücadelesini yürüttüğümüz şey, sadece katillerin cezalandırılması değil, faillerin ve faillerin zihniyetinin de teşhiri ve cezalandırılmasıdır. Onlarca çuval evraka, bir sürü bilgiye, hepimizin yaşam deneyimine rağmen, bu cinayetin beş katil marifeti olduğuna ikna olmayacağız. Bu kafa ve algı ile asla gerçek ortaya çıkmaz ve adalet sağlanamaz. Devletin ve onu var eden sözde aklın ve vicdanın adil olmadığını; hatta var olmadığını söylemek için bile olsa burada durmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Ermeni mezarlığındaki anma törenine katılan tüm katılımcılar, buradan araçlarla Hacı Abdi Mahallesi’ne geçti. Malatya Hacı Abdi Mahallesi’ndeki “Kurtuluş Kiliseleri Derneği Malatya Temsilciliği”nin açılışı için dernek binasında buluştular. Dernek binasının açılış kurdelesi dualarla kesildi.