CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok başkanlığındaki heyet, sokağa çıkma yasakları ve operasyonlar sırasında harabeye dönen Sur’da inceleme yapmak için Diyarbakır’a geldi.

Altıok’un yanı sıra  CHP milletvekilleri Gülay Yedekçi ile İbrahim Özdiş’ten oluşan heyet, CHP Diyarbakır il binasında basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan  Altıok, CHP’nin adalet yürüyüşünden geldiklerini belirterek, Diyarbakır’ın uzun bir süredir büyük acılar çektiğini ve adaletin olmadığı illerden biri olduğunu söyledi.

‘655 GÜNDÜR ABLUKA ALTINDA’

Sur’un Ali Paşa ve Lalebey Mahallesi’nde kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan evler nedeniyle halkın mağdur olduğunu belirten CHP’li Zeynep Altıok, şunları kaydetti: “Biz adalet yürüyüşümüzde ‘herkes için adalet’ diyerek yola çıktık, bu nedenle her türlü, her toplum kesiminden her türlü adaletsizliğe karşı ses olmaya da devam edeceğiz. Buradaki sokağa çıkma yasakları uzunca bir süre can kaybına, sivil ölümlere yol açtı. Toplamında 655 gündür bir ablukanın devam ettiği bir süreç biliyorsunuz. Ne yazık ki, 91 sivil ölümün gerçekleştiği nice acıların yaşandığı bu sürecin sonunda şimdi de insanlarımız evlerinden geriye kalanları da kaybetme riskiyle karşı karşıyalar.”

’45 BİN İNSAN GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALDI’

Sur’un ’nde yer aldığını hatırlatan Altıok, şöyle devam etti: “Bu aynı zamanda sistemli asimilasyon politikası, bir toplumun kendi geçmişiyle bağını koparmak üzere gerçekleşen bir eylemdir. Sur’daki sokağa çıkma yasakları ardından 45 binden fazla insan göç etmek zorunda kaldı. Bu göç sırasında kendi tarihi kültür miraslarını bıraktı. Sur’da yaşayanlar binlerce yıllık tarihin ve kültürün yok edildiğine tanıklık ediyorlar. İktidarın Sur’a açtığı savaş sadece kültür mirasını hedef almıyor aynı zamanda everensel bir çöküş, kopma ve yarılmayı da dünyanın gözleri önünde gerçekleştiriyor.”

‘ZULÜMLE KARŞILAŞANLARIN SESİ OLACAĞIZ’

“Sur’un adı sürgün oldu” ifadesini kullanan CHP’li Altıok şöyle devam etti: “Samimiyetli bir inceleme yapacağız her kesimi dinleyeceğiz. Kamu çalışanlarını da dinleyeceğiz, mülki amirliklerinden de bilgi alacağız. Ama mağdur olanları da duyacağız ve hepsini eşit değerlendirerek tarafsız bir rapor hazırlayarak deklare edeceğiz. İnsanların temel ihtiyaçlarının elektriklerinin kesildiği başka işkence yöntemiyle karşı karşıyayız. Askeri darbe dönemlerinde bile yaşanmayan bir zulümle karşılaşan vatandaşlarımızın sesi olacağız. Bu baskı, kamplaşma ve ayrışmayı da tetikliyor. Bunun karşısındayız, yerinden yurdundan edilen binlerce insana ev sahipliği yapıyoruz. Sığınmacılara ev sahipliği yapmaya çalışıyoruz. Ama bir yandan da kendi vatanımızda, yurdumuzda binlerce insanı yerinden yurdundan ediyoruz. Bu bir çelişkidir. Bu çelişkiden kurtulmamız gerekir.”