CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Bürolar Koordinatörü Veli Ağbaba, son 2 ayda en az 353 işçi yaşamını yitirdiğini söyledi.

Ağbaba, “Gelişmiş bir ülkede işçiler naylon çadırda yanarak, gölün ortasında donarak, baraj kapağı açılınca boğularak ölmez. İktidar buna ‘kaza’ der, biz ise ‘cinayet’ diyoruz” dedi.

Yazılı açıklama yapan Veli Ağbaba, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2 ay önce başlattığı “Hedef Sıfır Kaza” kampanyası süresince en az 353 işçi yaşamını yitirdiğini belirtti. Ağbaba, “2 ayda neredeyse bir kasaba büyüklüğü kadar emekçimizi önlenebilecek iş cinayetlerine kurban verdik. Göz göre göre her yıl binlerce insanımızı kaybediyoruz” ifadelerini kullandı.

‘İKTİDAR KAZA, BİZ CİNAYET DİYORUZ’

Bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin insan verilen değerle ölçülebileceğini kaydeden Ağbaba, şunları kaydetti:

“Gelişmiş bir ülkede işçiler 20 milyonluk metropol kentte naylon çadırda yanarak ölmez. Gölün ortasında donarak ölmez. Baraj kapağı açılınca boğularak ölmez. Gelişmiş ülkelerde madenlerde insanlar ölmez, göçük altında insanlar unutulmaz.

Servisle işlerine giden işçiler selde boğularak ölmez. Türkiye, asansör boşluğuna düşenlerin, feribota binerken ezilen insanların öldüğü ülke. Kimi 20 yaşına gelmeden merdiven altında ölür, kimi kot taşlarken, kimi traktör kazasında kurbanlık gibi taşınırken ölür bu ülkede. İktidar buna ‘kaza’ der, biz ise ‘cinayet’ diyoruz; AKP buna ‘fıtrat’ der, biz ise ‘ihmal’ diyoruz.”

‘BU SORUN YAZILI METİNLERLE ÇÖZÜLMÜYOR’

Resmi rakamlarla, gerçek rakamlara arasında farklı olduğu ifade eden Ağbaba, şöyle devam etti:

“Kamuoyuna açıklanan rakamlar ile gerçekte iş kazalarından dolayı hayatını kaybeden işçi sayısı çok farklı. Bakanlığın ‘Hedef Sıfır Kaza’ adı altında başlattığı kampanyanın ilk 2 ayında 13 Mayıs’tan 12 Temmuz’a kadar en az 353 işçi yaşamını yitirdiği biliniyor. Demek ki bu sorun kağıt üzerinde başlatılıp yürütülen yazılı metinlerle çözülmüyor. Bu kara tablo bakanları değiştirerek çözülmez. Bakanlar geliyor gidiyor, ölümler sürüyor. Hükümetin en kısa sürede emekçiye bakışını değiştirmesi, emekten yana politikalar üretip bunu hayata geçirmesi gerekmektedir.”