Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, adli kontrolle ya da denetimli serbestlikle serbest kalanların olması rağmen, darbe girişimi sonrası yapılan tutuklamalarla cezaevlerindeki doluluk oranının yüzde 104’e çıktığını söyledi. 

Yıldırım, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’a milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Hürriyet’ten Bülent Sarıoğlu’nun haberine göre Yıldırım, Türkiye’deki 296 kapalı, 70 açık ve altı çocuk cezaevinde şu an 195 bin hükümlü ve tutuklu bulunduğunu söyledi.

“ÇIPLAK ARAMA RUTİN DEĞİL”

Adli kontrol ve denetimli serbestlikle tahliye olanlara rağmen doluluk oranının yüzde 104’e ulaştığını ifade eden Yıldırım, cezaevinde kalanların avukatlarıyla görüşmelerinin kayda alınmasını, ‘örgütlerin yönlendirmesi, içeriye talimat vermesi veya gizli mesajların engellenmesi’ amacıyla yapıldığını söyleyerek savundu.

‘Çıplak arama’ meselesine değinen Yıldırım, şunları kaydetti: “Türkiye’de çıplak arama rutin bir uygulama değildir. 2013’ten sonra tek kullanımlık kağıt elbiseleri dağıttık. İnfaz sistemlerinde bu giriş aramasının alternatifi bir sistemi biz tespit edemedik. Alternatif bir teknoloji varsa bunu kurmaya, geliştirmeye razıyız.”

Yıldırım, ‘oyuk araması’nın da yönetimin talebi ve gerek görülmesi halinde doktor tarafından yapıldığını söyledi.

“İNTİHAR TAMAMEN ENGELLENEMEZ”

“Dünyanın hiçbir yerinde olmadığı gibi bizim ülkemizde de intiharın önlenmesi mümkün değil” diyen Yıldırım, cezaevlerindeki intihar sayısının AB ülkelerindekilerden az olduğunu savundu. Yıldırım, “En son savcımız şortunun ipini çıkarmak suretiyle intihar etmişti. İpsiz şort verelim desek, bir başka vaka da nevresiminin kenarını kesmek suretiyle intihar etmişti” diye konuştu.

Yıldırım, cezaevlerinde, bir hastalık nedeniyle kendi dudağını diken ya da etini kesip yemek isteyen 10’un üzerinde kişi bulunduğunu, 330 kişiyi de tıbbi olarak tehlikede gördüklerini ifade etti.