İstanbul Ticaret Üniversitesi, ' Barış İçin Akademisyenle İnsiyatifi' bildirisini imzalayan Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Yenigün’ü “yazılı basın ve sosyal medyada çıkan röportaj ve beyanları ile üniversiteye dönük hakaret yaptığı, itibar zedeleyici ithamlarda bulunduğu” gerekçesiyle işten attı.

Yenigün, “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzalaması nedeniyle hakkında açılan disiplin soruşturması süresince görevinden uzaklaştırılmış, soruşturma henüz sonuçlanmamıştı.

bianet’en Beyza Kural’a konuşan Yenigün, Cem Küçük’ün Star Gazetesi’nde yayınlanan ve kendisi üzerinden İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar’ı hedef gösterdiği yazılarının ardından iş akdinin feshedildiğini belirtti.

Üniversite itibarını zedeleyici şekilde konuşmadığını, yaşanılanları anlattığını, Küçük’ün yazısında okula dönük asılsız ithamlar yapıldığını ve kendisinin ise okulun hukukunu savunduğunu aktardı.

Yaşananların şaşırtıcı olmadığını söyleyen Yenigün, dört buçuk yıldır çalıştığı üniversitedeki emeğinden dolayı doğan hakları için hukuki yollara başvuracağını belirtti.

CEM KÜÇÜK HEDEF GÖSTERDİ

Yrd. Doç. Dr. Yenigün, bildiriyi imzalaması nedeniyle hakkında açılan soruşturma süresince görevinden uzaklaştırılmıştı.

Cem Küçük, 20 Şubat’ta Star’da yayınlanan yazısında Yenigün hakkında hiçbir işlem yapılmadığını ve üniversitede çalışmaya ve maaş almaya devam ettiğini iddia ederek İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar’ı hedef göstermişti. 22 Şubat’taki yazısında da benzer ithamları sürdürdü.

Yazılarda şu ifadeler öne çıktı:

"...Bunlar öyle de Cumhurbaşkanımızı destekliyoruz havası basan ama arkadan dolanarak Recep Tayyip Erdoğan'a ihanet edenlere ne demeli? İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar bunun somut örneğidir.... PKK terör örgütüne destek veren bu akademisyen halen İbrahim Çağlar'ın İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde çalışıyor ve maaşını alıyor. Hakkında hiçbir işlem yapılmamış. İbrahim Çağlar olayın sıcak olduğu ilk günlerde sırf basına şov amaçlı 1-2 numara çekmiş sonrasında ise bu PKK'lı akademisyen korunmaya ve kollanmaya devam edilmiş..." (20 Şubat, Yalan ve İhanet Rüzgarı)

"İbrahim Çağlar olayın sıcak olduğu ilk günlerde sırf basına şov amaçlı yalan beyanlar vermiş. Sonrasında ise bu PKK'lı akademisyeni korumuş ve kollamış. Dahası o ilk günler -Okuldan kovuldum- diye yalandan şov yaparak yabancı medyalara demeçler veren PKK'lı akademisyen de her türlü sosyal medya hesabında İstanbul Ticaret Üniversitesi kimliğini gururla kullanmaya devam ediyor. Bir yandan Türk devletine bağlıyım diyen bir yandan da bu ihanete imza atan İbrahim Çağlar bu yaptıklarının hepsi not ediliyor..." (22 Şubat, Yozgat kuzusunun hazin bitiş süreci)

Yenigün, 22 Şubat’ta üniversiteye çağırıldı ve 18 Ocak’tan itibaren basında ve sosyal medyada çıkan beyanları gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedildiği belirtildi.

Yenigün: Hakaret eden değil, hakarete uğrayanım

Yenigün, Küçük’ün yazıları dolayısıyla görüşmek üzere çağrıldığını düşündüğünü ancak fesih tebligatı verildiğini anlattı.

“Hiçbir yerde okuldan atıldığımı söylemedim, okulun beni uzaklaştırdığını aktardım. Küçük’ün yazılarının ardından yaptığım sosyal medya paylaşımlarımda okulun üçte iki kesinti ile maaş vermek zorunda olduğunu, aksi halde suç işlemiş sayılacağını, Küçük’ün suça teşvik ettiğini söyledim.

“Benim üzerimden okula dönük asılsız ithamlar yapılıyordu. Kendimi okulun hukukunu korumak durumunda hissettim. İddiaların asılsız olduğunu ifade ettim. Hakaret edenin ben değil, bana dönük bir hakaret olduğu çok açık.

“Soruşturma açıldıktan sonraki beyanlarımda da dikkatli konuştum, şahısları hedef alan, okulun itibarını zedeleyici sözler kullanmadım, olan biten neyse onu anlattım."

“OLANLARI KANIKSADIK”

Yenigün, işten çıkarılmasına ilişkin yorumunda “kanıksadık” ifadesini kullandı.

“Yurtdışındaki arkadaşlarım olanlara şaşırıyor. Ben de diyorum ki dışarından öyle algılıyorsunuz ama biz içeride başımıza gelen her şeyi kanıksamış ruh haliyle başlıyoruz. Şaşırtan bir şey yok."