63 aydın, yazar, gazeteci, oyuncu, siyasetçi, sendikacı, STK temsilcisinin yer aldığı "Akil İnsanlar Komisyonu"na ilişkin olarak, gazeteci-yazar Cengiz Çandar değerlendirmelerde bulundu.

Komisyonun misyonunun net bir şekilde anlaşılmadığına dikkat çeken Çandar, İngiltere ve Kuzey İrlanda arasında yürütülen barış sürecinde dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair adına baş müzakereci olan Jonathan Powell'ın çatışma süreçlerine ilişkin bir sözünü hatırlatarak, "Kuzey İrlanda'da sorunun çözümünde başrol oyuncularından biri olan Jonathan Powell deneyimlerini anlatırken çatışma çözümlerinde üçüncü tarafların rolünün altını çizmişti. Yani 'Üçüncü tarafı olmayan iki tarafı olan çatışmalarda anlaşma noktalarına varabilmek, gözlemlemek, denetleyebilmek için üçüncü bir taraf gereklidir' demişti" diye konuştu.

"TÜRKİYE'DEKİ 'AKİLLER KOMİSYONU'NUN GÖREV TANIMI YAPILMADI"

"Akil insanlar" kavramının genelde çatışma durumlarında üçüncü taraf anlamında kullanıldığını belirten Çandar, "Her iki tarafın da varlıklarında mutabık olacakları ve takıldıkları noktalarda, sürecin tıkandığı noktalarda devreye girecek olan ve telkinleri, formüllerini çatışmaya taraf olanların peşinen kabul edecekleri bir üçüncü taraf işlevidir" diye değerlendirdi. Çandar, Türkiye'de oluşturulan komisyonda görev tanımının yapılmadığının altını çizdi.

'İSİM İLE FONKSİYONU AYIRT ETMEK GEREK'

Komisyon henüz oluşum aşamasındayken komisyonun alacağı isim konusunda birçok problem yaşandığını hatırlatan Çandar, "İsim tamam 'Akil insanlar' diye, ama bizim dünyadaki çeşitli örneklerden öğrendiğimiz, bildiğimiz anlamdaki Akil İnsanlar fonksiyonu, işlevi Türkiye'deki komisyona verilen gibi değil. İsimle fonksiyonu ayırt ederek düşünmemiz lazım. Komisyonun rolünde bizim anlayabileceğimiz tek ölçü şu; Başbakan görev tanımını genel tabirlerle yaptı, 'Türkiye'nin 7 bölgesinde belli isimler görevli olacak ve paneller, konferans ve çeşitli sempozyumlarla süreci anlatacaklar' dedi. Ve ardından bizlere yaptıkları çalışmalar hakkında rapor verilecek dedi. Başbakan kendisi ile birlikte yapılan ilk toplantıdan sonra 'ne yapacakları, ne zaman yapacakları ve nasıl yapacakları konusunda tamamen serbesttirler kendileri yapacaktır' dedi. Burada karışık bir görev tanımı var" diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN BAŞKA BÖLGELERİNİ BARIŞA İKNA ETMEK GEREK'

Komisyonun, Türkiye'nin 7 bölgesinde konferans, sempozyum, panel düzenleyeceğini ve bunların neticesinde Başbakan'a rapor sunacağını belirten Çandar, "Şimdi bu görevi başarabilirler mi, başarabilirler. Özellikle Diyarbakır'ın merkezi olduğu bölge açısından bir sorun yok. Yıllardır burada haftada en az 5-6 sempozyum panel yapılıyor, barış ve çözüm yolu konusunda. Tekrar altını çizerek söylüyorum. Diyarbakır ve çevresinin, Türkiye'nin Kürt bölgelerinin sürece destek vermek için veya barışı anlamak, talep etmek, barışa ikna olmak için panele, sempozyuma falan ihtiyacı yok. Bölge halkı zaten bunu aylardır yıllardır yapıyor. Bunların toplamında çıkarabileceğimiz sonuç; hükümetin taraf olduğu bir sürecin hükümet tarafından bizzat Başbakan tarafından seçilen isimlerle kamuoyuna anlatılıyor olması. Peki başarabilirler mi, başarırlar, anlatırlar" değerlendirmesini yaptı.

'ÖCALAN'IN MEKTUPLARA CEVABI GERİ ÇEKİLMEYİ NETLEŞTİRİR'

Gündemde olan "geri çekilme" sürecini de değerlendiren Çandar, şunları ifade etti:

"Şu anda bir geri çekilme sürecinden bahsediliyor. Geri çekilmenin nasıl olup olmayacağı konusunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Çünkü Abdullah Öcalan'ın bu konudaki değerlendirmesini içeren mektuplarının Kandil ve Avrupa'ya intikal ettiği bilgisi duyuruldu. Oradan gelecek cevaplara ilişkin Abdullah Öcalan'ın cevabı ne olacak bilmiyoruz. Onlar netleştiği zaman bu sorunun cevabı daha kolaylaşır. Önemli olan bu süreci devam ettirecek başarıya doğru yönlendirecek adımlardır." (Yuksekovahaber)