Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, 40 kez erişime engellenen ve 13 muhabiri tutuklu bulunan  Dicle Haber Ajansı’na (DİHA) ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Dündar,” DİHA'nın web sayfası 40 kere kapatılıyorsa, 13 muhabiri tutuklanıyorsa bunu ciddiye almak lazım. İktidar çevresinde nasıl bir korkuya neden oluyorlarsa bu iktidar sürekli olarak baskıyı arttırıyor. Baskıya karşı tek yapılacak şey yılmamak. Yılmadan gazeteciliğe devam etmek ve bir arada durmak" ifadelerini kullandı.

DİHA muhabiri Şermin Soydan'ın yaptığı bir haberden dolayı "casusluk" iddiasıyla tutuklanmasına, MİT TIR'larıyla El silah taşındığını belgeleyen haber nedeniyle aynı iddiayla tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar tepki gösterdi.

Gazetecilerden casus olmayacağını ifade eden Dündar, "Casus olsa olsa yurt dışına silah taşıyan devlet yetkilisinden olur, bu silahların taşınmasına izin veren devlet adamından olur, bunları örtbas eden istihbarat yetkilisinden olur. Ama bu silahların taşınmasını haberleştirenlerden, gizli belgeleyenleri yayınlayanlardan casus olmaz, gazeteci olur. Hem de iyi gazeteci olur" dedi.

Türkiye'de artık hukuk devleti denen bir şey kalmadığını bu nedenle de birçok kararda güç dengesinin rol oynadığını söyleyen Dündar, basın özgürlüğü için elbette hukuki yollardan mücadele edilmesinin yanında siyasi bir mücadele de verilmesi gerektiğini ifade etti.

Her iki mücadelenin de tüm siyasi çevreler tarafından ortaklaşa verilmesi gerektiğini dile getiren Dündar, demokrasi mücadelesinin hem ulusal hem uluslararası hem de mesleki dayanışma içinde olması gerektiğine söyledi.

'GAZETECİLERİ YILDIRMAK İSTİYORLAR'

"Birbirimizin derdine sahip çıkmazsak hukuktan adalet bekleyerek bir yere varamayacağımız ortada" diyen Dündar, mesleklerini düzgün yapmaya çalışan gazetecilerin birçok şekilde yıldırılmak istenebileceğine dikkat çeken Dündar, "Ama biz doğru bildiğimizi savunmaya devam edeceğiz, bundan başka çaremiz yok. Birlikte mücadele vermezsek, hepimizi tek tek suçlayacaklar" diye konuştu.

'KENDİ YAPTIKLARINI GAZETECİLERE MAL ETMEYE ÇALIŞIYORLAR'

Dündar, DİHA'ya yönelik suçlamaları psikolojideki "yansıtma" teorisine benzeterek, "Psikoloji biliminde yansıtma diye bir teori var. Kendisinin yaptığı bir suçu başkasına mal etme durumu. İşte bunu yapmaya çalışıyorlar. Kendi yaptıkları suçları gazetecilere mal etmeye çalışıyorlar. Bunu çok ciddiye almamak lazım. Zerre kadar ciddiye almamak lazım. Bununla dalga geçmek lazım" dedi.

Kendisinin bu durumla ilgili "Acemi casus" başlıklı bir yazı kaleme aldığını belirten Dündar, "Ama şunu ciddiye almak lazım. DİHA'nın web sayfası 40 kere kapatılıyorsa, 13 muhabiri tutuklanıyorsa bunu ciddiye almak lazım. İktidar çevresinde nasıl bir korkuya neden oluyorlarsa bu iktidar sürekli olarak baskıyı arttırıyor. Baskıya karşı tek yapılacak şey yılmamak. Yılmadan gazeteciliğe devam etmek ve bir arada durmak" ifadelerini kullandı.

Dünyanın hiçbir yerinde gazetecilerin belge yayınladıkları için suçlanamayacağını savunan Dündar, sadece otoriter liderlerin, gazetecileri belge yayınladıkları için suçlayabileceğini söyledi.

'YEREL MAHKEME HADDİNİ AŞTI'

İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi'nin kendilerine yönelik verdiği hapis cezasının gerekçeli kararını değerlendiren Dündar, "Aslında yerel mahkeme haddini aştı. AYM en üst mahkemedir. Türkiye AYM'yi tanır. AYM'nin söylediği sözün üstüne bir şey söylenmez. Ancak, cumhurbaşkanı yerel mahkemeye talimat verdi. Mahkemede bu şekilde karar verdi. Hükümetin elinin kolunun bağlı olduğunu görüyoruz" dedi.

'DİKTA REJİMİNE KARŞI ORTAK DİRENİŞ'

Düşünce ve ifade özgürlüğü noktasında baskı rejimin arttığını ifade eden Dündar, sivil toplum, akademi, meclis, bütünüyle tüm medyanın susturulacağına dikkat çekerek, baskı gören tüm medyanın yan yana gelmesi gerektiğini söyledi.

Dündar, sadece medyanın değil demokrasi talep eden tüm siyasi çevrelerin de dikta rejimine karşı ortak bir direniş sergilemesi gerektiğini ifade etti.

(Kaynak: DİHA)