31 Temmuz 2011’de Didem trans nefret cinayeti sonucu öldürüldü. LGBTT Dernekleri basın açıklaması yaparak nefret cinayetlerini görmezden gelen hükümeti eleştirdiler.


İstanbul LGBTT Derneği de 2 Ağustos 2011’de Didem’in öldürüldüğü evinin önünde eylem yapacağını duyurdu.

LGBT Dernekleri yaptıkları basın açıklamasında hükümeti suça ortak olmakla eleştirdi. İşlenen nefret cinayetlerinin son bulması için gerekli yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi talebinde bulunan dernekler "Bundan sonraki her cinayetin birincil sorumlusu gerekli adımları atmayan Hükümet’tir." dedi.

LGBT Derneklerinin ortak açıklaması şöyle:
Dün gece (31 Temmuz 2011) saat 22.30 sularında Didem adındaki trans arkadaşımız, İstanbul Fatih’teki evinde boğazı kesilerek ve onlarca bıçak darbesi ile öldürüldü. Katil zanlısı, suçunu itiraf ederken “Kendisiyle internette tanıştım, travesti olduğunu bilmiyordum. O sebeple öldürdüm.” dedi.
Yıllardır, trans bireylere yönelen bu vahşi cinayetlerle sarsılıyoruz.  Her defasında, bu son olsun diyerek, yetkilileri görev başına davet ediyoruz. Trans bireyleri sarmalayan güvenliksiz çalışma koşulları, şiddet ve linç girişimlerini lanetliyor, alınması gereken önlemleri sıralıyoruz.
Didem, 2011 yılı içerisinde vahşice katledilen dördüncü trans birey. Biliyoruz ki, daha birçok trans her gün ölüm ile burun buruna gelmekte. Türkiye, geçen yıl 47 üyeli Avrupa Konseyi’ne üye ülkeler arasında 8 trans cinayeti ile ilk sıradaydı. Bu haliyle Türkiye,  transların her gün bir saldırı, gasp, linç girişimi ile karşılaştıkları bir ülke konumunda. Bu durum, toplumun çeperlerine itilen trans bireyler açısından gittikçe daha da ağır koşulları beraberinde getirmektedir.
 Trans bireylere yönelen nefret sonucunda gelen her cinayet haberi, bu ülkede translara yönelen vahşi tavrın arkasındaki ideolojik sistemi gözler önüne seriyor. Her cinayet ile birlikte biz trans bireyler, bu toplumun dışlanmışları ve mağdurları olarak daha ne zamana kadar bu sistematik ve yoğun hak ihlallerinin devam edeceğini merak ediyoruz.
Hükümet’e sesleniyoruz. Bu ülkenin yurttaşları olarak ne zaman eşit muamele göreceğiz? Ne zaman evlerimizde rahatça oturacak; sokaklarda saldırı, linç girişimi, taciz ve tecavüz korkusu olmadan dolaşabileceğiz? Ne zaman bize yönelen nefreti bertaraf etmek için gerekli adımlar atılacak?
Soruyoruz: Hükümet’in trans bireyleri ayrımcılık ve her türlü şiddet eyleminden koruma konusunda imzaladığı Avrupa Konseyi Tavsiye Kararları ve Kadına Yönelik Şiddetin Engellenmesi Sözleşmesi ile uluslararası camiaya verdiği taahhütler ne zaman hayata geçirilecek?
Biliyoruz ki Hükümet ve siyasi partiler, trans bireylere yönelik nefret suçları konusunda adım atmadığı sürece bu şiddet devam edecek. Trans bireyleri korumak, bu yönde yasal ve fiili önlemler almak Hükümet’in pozitif yükümlülüğüdür. Tekrar ediyoruz: Bundan sonraki her cinayetin birincil sorumlusu gerekli adımları atmayan Hükümet’tir.
Talep ediyoruz:
Vahşice katledilen arkadaşımız Didem’in yakalanan katil zanlısı hakkında, daha önceki trans cinayeti davalarında olduğu gibi “haksız tahrik” veya “iyi hal” gibi sebeplerle ceza indirime gidilmeden, temel insan hakları esas alınarak ceza yargılaması yapılsın. 
Hükümet, derhal, işlenen cinayetleri engellemek amacıyla nefret suçu tanımının ilgili mevzuatta yapılması ve ağırlaştırıcı ceza sebebi sayılması başta olmak üzere gerekli yasal düzenlemeleri gerçekleştirsin.
Trans bireylerin yaşadıkları ayrımcılık, nefret suçları gibi konularda emniyet, yargı organları, merkezi ve yerel yönetimler ile diğer kamu yetkililerinin eğitilmesi için programlar oluşturulsun.

Saygılarımızla,

İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği
Kaos GL Derneği
Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği
Pembe Hayat Derneği
Siyah Pembe Üçgen İzmir LGBTT Derneği
SPoD