Mert Salih Kaplan, blog'unda kalema aldığı analiz yazısında, Berkin Elvan'ın elinde sapanla zafer işareti yaptığı fotoğrafın montajlı olup olmadığı iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kaplan, fotoğrafı çeken Mürsel Çoban'ın ifadelerini de yazısında hatırlatarak, "(...)Ayrıca görselde kafanın sonradan eklendiği iddiası gerçekse elbiseler farklı olmalıydı. Berkin’in diğer fotoğraflardaki yeleği ile bu fotoğraftakini karşılaştırdım. Aynısı." diye yazdı.

Kaplan, "Önemli olan, Berkin’e direnişçi olmayı yakıştıramamaktır. Şiddet karşısında boyun eğmediği için, bazıları gibi devletin varlık amacını unutarak “Benim TOMA’m bana sıkıyor” diye şarkı söylemeyip direnmeyi seçtiği için gözlerindeki Berkin masumiyetinin yok olacağı dehşetine düşünlerin varlığıdır," diye belirtti.

İşte Mert Salih Kaplan'ın "Berkin’in fotoğrafına yöneltilen montaj iddiasına yanıt" başlıklı yazısının tamamı:

Twitter’da dolanan bir görsel üzerine bu yazıyı yazmayı düşündüm. Gezi Parkı direnişi sırasında polisin attığı biber gaz kapsülüyle başından vurularak hayatını kaybeden Berkin Elvan ile ilgili bir görsel… Yüzünde kırmızı bir maske, bir elinde sapan diğer eliyle zafer işareti yaparken çekilmiş bir fotoğrafı içeren ve bu fotoğrafın montaj olduğu iddialarını taşıyan bir görsel…

Görseli ulusal bir gazetenin fotoğraf editörüne ait Twitter hesabında gördüm. “Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır..!” yazmış görseli paylaştığı tweetine, sanki sapanla direnmek utanılası, kınanılası ve hatta hatta öldürülmeyi hak edecek bir eylemmişcesine…

Önce fotoğrafta imzası bulunan Mürsel Çoban‘a durumla ilgili tweet attım, daha sonra internette fotoğrafın orjinalini aramaya koyuldum. Buldum da. Fotoğraf, 29 Mayıs 2013 tarihinde çekilmiş ve makina otomatik olarak DSC_0189.jpg adını vermiş. Fotoğraf, Nikon D80 ile ISO değeri 640, diyafram 6.3 ve pozlama süresi 1/800 sn. ayarlarıyla flashsız olarak manuel modda çekilmiş. Dosyada bir de Adobe Photoshop CS5 damgası var, ancak dosya adının DSC_0189-copy.jpg olduğundan yola çıkarak orjinal dosyanın saklandığı ve fotoğrafçının imzasını eklemesi için bir kopya oluşturduğunu söyleyebilirim.

Buraya kadar fotoğrafın montaj olduğuna dair kesin bir bilgi bulamadım. Sonrasında fotoğrafı Photoshop CS6 ile açtım ve görselde iddia edildiği gibi piksel yoğunluğunun farklı olup olmadığını inceledim. Burada da montaj olduğuna dair bir iz bulamadım. Ayrıca sözkonusu görselde iddia edildiği üzere “yapıştırma parçası” ve “yama piksel farkı” gibi işaretlenmiş bölümlerin olmadığını farkettim. Bunlar muhtemelen fotoğrafın montaj olduğu iddiasını yayabilmek için kendi yaptıkları deformasyonlardı.

Tam bu sırada fotoğrafı çeken Mürsel Çoban’dan yanıt geldi:

Dost da düşman da bilsin, Berkin’in fotoğrafını paylaşırken hiçbir art niyetim yoktu. Berkin Elvan direnişçidir. Fotoğrafımı kullanıp Berkin’in hakkında kara propaganda yapanlar katil polisin yandaşlarıdır. Meşru olan direniştir. 15 yaşında bir çocuğun direnişe katılması sadece bu sistemin nasıl bir bataklıkta olduğuna işarettir. Polise karşı direndi diye Berkin’in öldürülmesini meşru gören zihniyet, katillerden hesap sorarken sizden de hesap soracağız. Faşizme karşı direniş en onurlu, en insancıl direniştir! Hakkımda link kampanyası başlatanlar bunları iyi okusun! Aynı katil polis ben gazetecilik görevimi yaparken Kadıköy’de, daha iki hafta önce, beni göğsümden vurdu.

Kaynak: Mürsel Çoban’ın tweeti, 11 Mart 2014

Ayrıca görselde kafanın sonradan eklendiği iddiası gerçekse elbiseler farklı olmalıydı. Berkin’in diğer fotoğraflardaki yeleği ile bu fotoğraftakini karşılaştırdım. Aynısı. (1|2) Son olarak bir de görselde Photoshop‘un Photosop olarak yanlış yazıldığı dikkatimi çekti. Photoshop’un nasıl yazıldığını bilmeyen biri mi montajı açığa çıkarıyordu? Çok saçma.

O esnada görseli tweet atan gazeteci yanılgıya düşüp acele davrandığı için fotoğraf sahibinden özür diledi. İnsanlık hali, yapılıyor böyle hatalar. Bu hatanın yapılması o kadar da önemli değil. Önemli olan, Berkin’e direnişçi olmayı yakıştıramamaktır. Şiddet karşısında boyun eğmediği için, bazıları gibi devletin varlık amacını unutarak “Benim TOMA’m bana sıkıyor” diye şarkı söylemeyip direnmeyi seçtiği için gözlerindeki Berkin masumiyetinin yok olacağı dehşetine düşünlerin varlığıdır. Sanki sadece masum insanların polis tarafından öldürülmesi kabul edilemez bir olaymış gibi algılanmasıdır önemli ve vahşi olan. Direnişi hâlâ egemen gücün ve bu egemen gücün kontrolündeki meşru zor örgütü olan devletin sunduğu gibi yasak, kötü, çirkin ve günah gibi görenlerin varlığıdır dehşete düşürmesi gereken.

Bu yazı Mert Salih Kaplan'ın mertskaplan.com adlı blogundan alınmıştır.