Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame, 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

İddianamede Ata’nın ‘silahlı terör örgütü kurma ve yönetme’, ‘Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma’ ve ‘terör örgütü propagandası yapma’ iddialarıyla 30 yıldan 95 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

DTK’DAKİ FAALİYETİ SUÇ SAYILDI 

DTK’nın, ‘PKK’nin bir organı’ olarak tanımlandığı iddianamede, Ata’nın DTK’nın üst düzey yöneticisi olduğu ve DTK’ya tahsis edilen Diyarbakır Belediyesi Konuk Evi’nde kongrenin işleyişi konusunda konuşma yaptığı ortam dinlemesi sonucu tespit edildiği ileri sürüldü. 

Ata’nın, ‘demokratik özerklik’ kararının da alındığı dahil 13 toplantıya katıldığının anlatıldığı iddianamede, Ata’nın ‘PKK terör örgüt yapısı içerisinde yer alan DTK’da, sözcülük, koordinasyon kurulu üyeliği gibi üst düzey görevlerde bulunduğu’ savunuldu.

Savcı, Ata’nın 14 kez ‘örgüt propagadası’, bir kez de ‘2 bin 911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’ ettiğini öne sürdü.

HDP’li vekiller Faysal Sarıyıldız, Nursel Aydoğan ve Ziya Pir’in tweetlerini paylaşarak ‘propaganda’ yaptığı savunulan Ata’nın YPJ’li iki militanın ölümüyle ilgili de ‘propaganda’ yaptığı aktarıldı.

ATA, 'ÇÖZÜM SÜRECİ'Nİ HATRILATTI 

İddianamede, Ata’nın savcılık ifadesine de yer verildi.

DTK’nın PKK’yla organik bir bağının olmadığını belirten Ata, “DTK, sayın Öcalan’ın önerisi sonrası toplantı yapılabilecek tüm şehirlerde, bu konuda tartışabilecek tüm kesimlerle bir araya gelinerek yapılan görüşmelerin ardından kararı bu tartışmalar tarafından verilen bir kongredir. Sayın Öcalan’ın önerisi tartışılmış ve hayata geçirilmiştir” diye konuştu.

Devletin 2007 yılından beri faaliyetlerinden haberdar olduğu DTK’nın yasadışı ilan edilerek suç oluşturulmaya çalışıldığını savunan Ata, şunları söyledi: “Ben bir milletvekili olarak ve KJA’nın (Özgür Kadınlar Kongresi) sözcüsü olarak siyaset yapma hakkımın, muhalefet etme hakkımın bu dosya kapsamında tarafıma sorulan sorulardan anladığım kadarıyla siyasal hakkımın alındığı kanaatindeyim.

Kaldı ki KJA çözüm süreci ile birlikte İmralı’da kurulan masada tartışılmış.”

BDP’nin eski Batman milletvekili Ayla Akat Ata, kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin eş başkanları Gültan Kışanak ile Fırat Anlı’nın gözaltına alınmasını protesto ederken gözaltına alınmış, 30 Ekim 2016’da tutuklanmıştı.

EŞ BAŞKANLAR DAHİLL 11 VEKİL TUTUKLU 

Eş başkanlar Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu HDP’li 12 vekil, 4 Kasım’da sabaha karşı evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınmıştı.

Diyarbakır milletvekilleri Ziya Pir ve İmam Taşçıer ve Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

Demirtaş ve Yüksekdağ’la birlikte grup başkan vekili İdris Baluken, Şırnak milletvekilleri Leyla Birlik ve Selma Irmak, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, Mardin

Milletvekili Gülser Yıldırım ve Şırnak Milletvekili Ferhat Encü tutuklanmıştı. İki gün sonra da Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan tutuklanmıştı.

HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel ve Siirt Milletvekili Besime Konca da Ankara’da gözaltına alınmalarının ardından 12 Aralık’ta tutuklanmıştı. Böylece tutuklu vekil sayısı 12’ye yükselmişti.

Birlik’in ardından Baluken’in de tahliye edilmesiyle beraber tutuklu HDP’li vekillerin sayısı 10’a düşmüştü. Beştaş’ın tutuklanmasıyla bu sayı yeniden 11’e yükselmişti.