Gezi Parkı’nda başlayıp ülke geneline yayılan eylemlerle ilgili konuşan akademisyenler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tepkileri dikkate alması gerektiğini söyledi.

AYHAN AKTAR: BU HAFTA AKP İKTİDARININ ÇÖKÜŞÜNÜN BAŞLADIĞI HAFTADIR

Gezi Park’ındaki Topçu Kışlası projesinin iptali için dava açanlardan Sosyolog Prof. Dr. Ayhan Aktar polisin müdahalesiyle ilgili eleştirilerde bulundu. Aktar, “Gezi Parkı’nda gayet temiz taleplerle bir araya gelmiş bir kampanya vardı. Sonuçta, bu meseleyi sahiplenmeye başlayan insanlar ortaya çıktı ve ‘Biz bu ağaçların kesilmesi istemiyoruz, zaten İstanbul’da AVM enflasyonu var’ dedi. Bütün bunlar yine dinlenmedi ve işin sonunda Tayyip Erdoğan bir mucizeyi başardı ve içerisinde CHP, BDP, Beşiktaş’ın çarşı grubu, tepesi atmış gençler, mimarların da olduğu bütün bir grubu aynı blokta toplamayı başardı. Erdoğan, o çokbilmişliği, küstahlığı ve insanları aşağılayan tavrıyla bütün bu insanları biraraya getirdi. Erdoğan’ı kutlamak lazım. Bu hafta AKP iktidarının çöküşünün başladığı haftadır. Çünkü herkeste AKP tarafından azarlanıyor olmaktan ötürü inanılmaz bir enerji birikmiş. Bu bir patlama ve bunu bundan sonra kimse kontrol edemez” diye konuştu. Yaşanan olayların Tahrir Meydanı’nda yaşananlara benzetilmesine katılmadığını söyleyen Aktar, “Erdoğan seçimle iktidara gelmiş bir Başbakan. Tahrir benzetmesinde olduğu gibi Gezi Parkı’nda atılan, ‘Faşizme karşı omuz omuza’ sloganlarına da katılmıyorum” dedi.

BASKIN ORAN: BAŞBAKAN’A RAHAT BATTI

Akil insanlar heyetinde de yer alan siyaset bilimci Prof. Dr. Baskın Oran da şöyle konuştu:

“Sn. Başbakan’a rahat batmış olacak. Bizzat başlattığı Barış Süreci’ni bizzat sabote ederek hepimizin başına dert açtı: TC tabelalarını sökme, alkolü yasaklama, Y.S. Selim köprüsü, Gezi Parkı rezaletleri, gibi. Sonra da, ‘Hiç kimse darbeden medet ummasın’ diye, mezarlıkta şarkı söyleyiş. Bu sabotaj, 90 yıllık bölücü Türk vesayetini sürdürmek isteyen Ulusalcılara verilmiş bir hayat öpücüğü’dür. Türkiye’ye büyük kötülüktür. Ama burada bize düşen: Türkçülerin Gezi Parkı’nı vs. kullanıp dirilmelerine karşı çok dikkatli olmak. Güncel’in Gerçek’i perdelemesine izin vermeyelim. Akillerin gezileri şükür ki bitti, çünkü bu hayat öpücüğü yüzünden insanlarla konuşmak hepten imkânsız olurdu. Bütün bu anlamsızlıkların iki temel sebebi var: 1) İktidarın dayandığı ve henüz burjuvalaşamayan yeni zenginlerin rant açlığı; 2) Sayın Başbakan’ın iktidar hırsı ve kriz anlarında devlet yönetmeye hiç müsait olmayan sinirleri. Kan dökülmesi durdu, artık tek hedef şudur: Barış Süreci’nin derhal ikinci aşamaya geçmesi, yani Türkiye’nin 1921 Anayasası Md. 11 gibi bir bağlamda âdemimerkeziyetçi ilkeler çerçevesinde demokratikleşmesi. TC kurulurken merkeziyetçi olmak zorunda kaldı, şimdi yaşamaya devam için âdemimerkeziyetçi olmak zorundadır. Her şeyimizi bu hedefe göre ayarlamak zorundayız."

YÜKSEL TAŞKIN: GAZ İŞKENCE ARACIDIR AMA CAYDIRMAZ

Taraf gazetesi yazarı siyaset bilimci Doc. Dr. Yüksel Taşkın, hükümetin Gezi Parkı’nda yaşanan olaylardan kaygılandığını ve asayiş olaylarını abarttığını söyledi. Günlerdir eyleme katılan insanların öfkeli olduğunu belirten Taşkın, “Gaz denilen şey aslında bir işkence aracıdır. Caydırıcı olduğu sanılan bir şeydir ancak değildir. Çünkü insan gaz yedikten sonra kendine gelir ve muazzam bir öfkeyle dolar. Bir kitleyi kontrolden çıkartıp saldırganlaştırmak istiyorsanız bu tip bir aracı kullanırsınız. Gezi Parkı’ndaki gaz kullanımı bir skandaldı. Bunun temel insan haklarına aykırı olduğunu düşünüyorum” dedi.

Hükümetin bu tarz eylemleri dikkate alması gerektiğini söyleyen Taşkın, “İnsanların kendileriyle ilgili bir konuda sokaklara çıkması çok sağlıklı bir durum. Çünkü iktidarın sınırlarını öğrenmesi sadece yasayla olmuyor. AKP böyle hatalar yaparsa, bundan daha güçlü bir kalabalık toplanabilir” diye konuştu. (Taraf)