CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Gezi Parkı olaylarında hayatını kaybeden Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert ve Ali İsmail Korkmaz ile Lice'deki karakol protestosunda açılan ateşle vurulan Medeni Yıldırım'ın yakınlarıyla birlikte Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

Ailelerin acılarının dinmediğini ve "polise şiddet içeren saldırılarda bulundular" denilerek dağlandığını ifade eden Aygün, yargının failleri bulup cezalandırmaması halinde ailelerin kendilerinin hak arama yoluna gideceğini, bunun da barışçıl bir gelecek ve bir arada yaşama açısından büyük tehlike arz ettiğini söyledi.

"OĞLUMUN NE HAYALLERİ VARDI"

Eskişehir'de dövüldükten sonra tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz'ın annesi Emel Korkmaz "Ne umutlarla gitmişti Eskişehir’e. Daha 19 yaşındaydı. 20’sinde bile değildi. Elinde ne taş, ne de sopa vardı. Katilleri maalesef belli ama gizleniyor. Kaç kamera kaydı var. Neden o görüntüler siliniyor? Bu çocuk onlara ne yaptı? Katiller sokakta dolaşıyor, masum çocuklar öldüresiye dövülüyor. Devlet büyüklerinin vicdanları sızlamıyor mu? Tek isteğim, katiller bulunduğu zaman gözüme bakmaları. Acaba bakabilecekler mi? Çok hayalleri vardı oğlumun" dedi.

Kokmaz'ın avukat abisi Gürkan Korkmaz da soruşturma dosyasının çok yavaş ilerlediğini, kamera kayıtlarındaki görüntülerde boşluklar olduğunu belirterek, delillerin karartıldığı görüşünde olduklarını savundu. Korkmaz, soruşturma usulünü de eleştirerek, "Protestolarda taş atanlar şafak baskınlarıyla evlerinde gözaltına alınırken, öldürenler çağrı kağıtlarıyla savcılığa davet ediliyor" diye konuştu. Abi olarak büyük acı yaşadığını da dile getiren Korkmaz, bir insanı öldüresiye dövmenin hiçbir şeyle bağdaşmayacağını kaydetti.

BAŞBAKAN HER GÜN YARAMI KANATIYOR

Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi Fadime Ayvalıtaş "Başbakan her geçen gün yaramı daha da kanatıyor. Acaba kendi evladı ölse böyle konuşabilir miydi? Hep yaram kanıyor. Sekizinci ayda askere gidecekti toprağa verdim" derken baba Ali Ayvalıtaş da "Bize dünya sahip çıkıyor, Başbakan '3-5 çapulcu ölmüş' diyor. Benim içim yanıyor" diye konuştu.

Medeni Yıldırım’ın annesi Fehriye Yıldırım şunları söyledi: "18’i bitmiş, 19’unun ilk günüydü. Medeni’min katili bellidir. Başbakan insan olsaydı, biraz vicdanı onu tartardı. Vicdansızdır. Gencecik çocuklara kıyıyor. Medeni’nin katilini getirsin elimize versin. Oğlum eline taş bile almamış. İnşallah rüyasına girer Başbakan'ın.."

Medeni Yıldırım’ın abisi Mehmet Yıldırım şöyle konuştu:

Lice’de kardeşim kolluk kuvvetleri tarafından katledildi. O karambolün içinde ben de vardım. Karakollardan çapraz ateş açıldı. Yaralıları toplamaya çalışırken sürekli gaz bombası atılıyordu. Dokuz yaralı denildi; ama 21 yaralı vardı. Tamamı ateşli silahla yaralandı. Bu insanlar sırtlarından vuruldu. 4 dakikalık kamera görüntülerinde ses yok. Sınava girdi Medeni, üç gün sonra sonucunu öğrenmek için Diyarbakır’a dönecekti; ama göremedi.

ÖBÜR DÜNYADA İKİ ELİM YAKASINDA

Abdullah Cömert’in abisi Zafer Cömert: Palalılar, katiller dışarıda gezerken, gencecik kardeşlerim adam öldürmeye teşebbüs suçundan gözaltına alınıyor. Kardeşimin gördüğü tek bıçak, mutfaktaki ekmek bıçağıdır. Kardeşimin failleri nerede? Bugün benim için günlerden 53, 53 gün geçti. Annem her zaman camın kenarında oturup, kardeşimin kapıyı tıklatıp gelmesini bekliyor. 53 gün önce küçük bir Cömert ailesiydik. Ama şimdi kaç kişiyiz. Bizim yüreğimiz var. Başbakan nasıl bir ruh halinde. Bize her gün hakaret ediyor. Bu dünyada olmasa da diğer dünyada iki elim yakasında olacak. Şirk koşuyorsun. Adam öldürme emrini sen verdin. Benim kardeşimin kanı tertemiz çıktı. Ne alkol ne de eroin vardı. Başbakan bunu bilsin.

"AĞLAYAN ANNEMİN HESABINI KİM VERECEK"

Gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya: 11 Haziran’da polisin direk hedefleyerek atıyı sonrasında gözümü kaybettim. Eşim her gün gözüme damla damlatırken, köşeye çekilip ağlayan annemin hesabını kim verecek? Karanlık bir dünyaya iki gözle bakmaktansa, aydınlık bir dünyaya tek gözle bakmayı tercih ederim. Türkiye için gözümü feda ederim. Bizler palalı değiliz, bizler halkız. Özel güvenlik görevlisiydim. Gözümü kaybettiğimden dolayı işimi kaybettim ve işsizim.

"HESABINI SORACAĞIZ"

Ethem Sarısülük’ün abisi Mustafa Sarısülük: Biz bunun hesabını soracağız. Şimdiden senin bayramın kutlu olsan Sayın Başbakan.

Sarısülük ailesinin avukatı Kazım Bayraktar: Beş siyasal cinayet işlendi. Failleri belliydi. Polis ve onlarla işbirliği yapan sivil çeteler ve siyasal iktidardır. Polis ve yargı bu cinayetlerin aydınlatılmasını engellemeye çalışıyor. Beş siyasal cinayeti AİHM’e göndereceğiz. İç hukukun bittiğini iddia edeceğiz. Beş cinayet var ve bir tutuklu yok. Türkiye’de yargı bitmiştir. (Vatan)