HDP Milletvekili İdris Baluken, referandum sürecini Birgün'den Yaşar Aydın'a değerlendirdi.

AKP'nin referandum sürecinde zor durumda olduğunu ifade eden Baluken, AKP'nin milliyetçi cepheye oynadığını ifade etti. Baluken Kürt seçmenlerle ilgili de "Referandumun son günlerinde ya da seçim günü Kürtleri sandıktan uzak tutmak için Kürt illerinde sıkıyönetim uygulamasına yönelik bir zemin hazırlanması planlanıyor gibi" ifadelerini kullandı.

İdris Baluken'in Birgün'de yer alan söyleşisinin bir bölümü şöyle:

AKP referandum sürecinde çok zor durumda. Hayır oylarının çok daha önde olduğu görünüyor. Bunu tersine çevirmek için de AKP yönetiminin ikna etmesi gereken iki büyük kitle var. Birincisi HDP’ye oy vermiş ya da vermemiş Kürt seçmen diğeri de MHP’ye oy vermiş ama parti yönetiminin duruşunu olumlamayan milliyetçi kesimler. AKP her ikisini de ikna etmek zorunda olmanın baskısını yaşıyor. Çünkü biri yetmiyor. Ama birini ikna etmek için attığı adımlar diğerini uzaklaştırıyor. AKP, bugüne kadar rotasını hayır cephesine yakın olan milletçileri ikna etmek üzerine kurdu. HDP’ye yönelik operasyonlar, tutuklamalar, baskının devam etmesi oraya oynandığını gösteriyor. Bu hem Kürtlerde ve HDP’ye oy veren kesimlerde kenetlenmeye yol açıyor. Aynı zamanda da milliyetçi cephede istedikleri sonucu alamıyorlar. O nedenle daha çok zorla çıkış arıyorlar.

Referandumda Kürtlerin tutumu ne olacak?

AKP’nin Rojava ve Suriye politikası, tutuklamalar, belediyelerin karakol haline getirilmesi HDP’ye oy vermeyen Kürt seçmeninde de büyük tepkiye neden oldu. Bunun sandığa yansıyacağını düşünüyorum. AKP’nin sürekli “Kürt seçmenini ikna etmemiz gerekir” söyleminin arkasında bu endişe yatıyor. Bunun için beklenti yaratan küçük adımlar üzerinden hâlâ Kürt meselesine duyarlıymış görüntüsü vermeye çalışıyor. Federal Kürdistan Bölgesi’ne yaptıkları ziyaretlerle Kürt karşıtı politikaları maskeleme arayışlarına giriyorlar. “Hedefimize ulaşırsak bu meselelerde adım atarız” mesajı vermeye çalışıyorlar. Cevap sandıkta verilecek

Bölge halkının HDP’yi terk ettiğine dair söylemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Seçmenimizin önemli bir pratiği var. Sandık başlarında en disiplinli partidir. Politize bir topluluktur. Bu politik tutumu sandığa yansıtırlar diye düşünürüm. İktidar HDP’li seçmeni bildiği için kafa karıştırmaya yönelik propaganda yapıyor. Yazılan çizilenlerin de HDP seçmeninin sandığa gitmesini önlemeye yönelik olduğunu düşünüyorum. Referandumun son günlerinde ya da seçim günü Kürtleri sandıktan uzak tutmak için Kürt illerinde sıkıyönetim uygulamasına yönelik bir zemin hazırlanması planlanıyor gibi. Ama bu işe yaramayacak.

Bölge halkının sessizliğinin gösterge olamayacağını mı söylüyorsunuz?

Hem bizim taban hem de Kürt halkı, pozisyonunu Türkiye ve dünya kamuoyuna gösterme üzerine bilenmiş durumda. Referandum bu tepkinin gösterilmesi için en maliyetsiz fırsat…

Seçmenin tercihinin net olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle. Kullandığınız oy Demirtaş’ın tutuklu olup olmamasına, Cizre’de günlerce sokakta yatan cenazeye bakış açınızı, AKP’nin Ortadoğu’daki Kürt politikasını onaylayıp onaylamadığınızı gösterecek. Kürt halkının yansıtamadığı demokratik tepkilerin sandıkta birikeceği sürece doğru gidildiğini görüyorum.

Anketler “Hayır’’ın önde olduğunu gösteriyor. Ama AKP Erdoğan’ın sahaya çıkmasıyla durumun değişeceğini savunuyor. Sizim öngörünüz nedir?

AKP ve Erdoğan’ın sahaya başkanlık propagandası yaparak çıktığı seçim 7 Haziran seçimleridir. 7 Haziran’dan sonra yaratılan şok ortamı, korku iklimi ile gidilen 1 Kasım seçimlerinde AKP, Başkanlık üzerinden değil, fabrika ayarlarına geri dönme üzerinden, demokratikleşme, hukuk devleti, AB normları üzerinden propaganda yaparak halka gitti. 7 Haziran’da aslında başkanlık propagandası oylandı. Dolayısıyla sahaya çıkışın mevcut durumu nasıl etkileyeceği noktasında bakmamız gereken aynanın 7 Haziran aynası olduğunu düşünüyorum.

SÖYLEŞİNİN TAMAMINI BURADAN OKYABİLİRSİNİZ