Hüseyin Edemir, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Tarih bölümünden mezun olduktan sonra Türk-Alman Sosyal Bilimler Yüksek Lisans Programı'na tam burslu kabul edildi. Programın Ankara'daki birinci yılına devam ederken 31 Ocak 2010'da Genel Bilgi Tarama (GBT) kontrolünde gözaltına alındı. 1 Şubat 2010'da da "örgüt üyeliğinden" tutuklandı.

2001'de yapılan bir polis operasyonunda bulunan belgelerde adı geçtiği gerekçesiyle hakkında 2005'te soruşturma başlatılan Edemir hakkında 2009'da yakalama kararı çıkarılmıştı. Edemir, Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi (DHKP-C) üyeliğiyle suçlanıyor.

"MADDİ BİR GEREKÇE YOK"

* Tutukluluğunun devamına dair hiçbir ara kararda maddi bir gerekçe gösterilmedi,

* "Suç tarihinin 12.10.2001 olduğu, bu tarihten sonra yakalama tarihi olan ve kendi isteği ile geldiğinde yakalandığı 24. 02. 2009 tarihine kadar örgüt ile bağlantısını ortaya koyacak herhangi bir delilin bulunmadığı, sanığın şiddet içeren herhangi bir eyleminin bulunmadığı" ve "tahliyesine karar verilmesi" isteği, bizzat savcı tarafından dile getirildi,

* Bu tutukluluk tedbiri çoktan aştı, cezaya dönüştü. Hüseyin Edemir'in durumu, AİHM'nin Türkiye'yi birçok kez adil yargılanmayı ihlal ve uzun tutukluluk süreleri yüzünden mahkûm etmesinin boşuna olmadığını göstermekte.

TUTUKLULUK TEDBİR OLMAKTAN ÇIKIP İNFAZA DÖNÜŞTÜ

19 Haziran günü saat 13.00”da Çağdaş Hukukçular Derneğinde Hüseyin Edemir için yapılan basın açıklamasına CHP milletvekili Melda Onur, Edemir”in avukatı Oya Aslan, babası annesi, ailesi ve arkadaşları katıldı. Açıklama metnini okuyan Hüseyin”in nişanlısı Sevgi Gögülter Hüseyin”in 1.5 yıllık tutukluluğunun tedbir olmaktan çıkıp infaza dönüştüğünü, en son yapılan duruşmada Savcının “Mahkumiyeti için yeterli ve inandırıcı delil elde edilememiştir” şeklindeki mütalaasına ve beraat talebine rağmen hala F tipinde tutulduğuna dikkat çekti.

Melda Onur açıklamasında suçu kanıtlanana kadar herkes suçsuzdur hükmünün günümüzde yok sayıldığını, yeni anayasa tartışmalarında devlete karşı suçların kapsamının tartışılması gerektiğini düşündüğünü, Hüseyin”in dosyasının örnek bir hukuksuzluk davası olduğunu belirtti.  

Hüseyin”in babası bu babalar gününde oğlu içerde olduğu için çok üzgün olduğunu, yargıçlardan vicdana hukuka uygun davranmalarını beklediğini, seçim dönemindeki özgürlük ve adalet sözlerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Avukat Oya Aslan, davanın siyasi bir süreç olduğunu söyledi ve dava hakkında bilgi verdi.

Hüseyin”in sınıf arkadaşlarından Çiğdem Oğuz, Hüseyin”e Özgürlük kampanyasının aslında Hüseyinler”e Özgürlük kampanyası olduğunu, Hüseyin”in davasının ve tutukluluğunun tüm ODTÜ”lü muhalif öğrencilere karşı sindirme çabalarının bir parçası olduğunu belirtti. Hüseyin serbest bırakılsa da adaletin yerini bulmayacağını söyleyen Oğuz, hukuka aykırı yargılamaların hepsi bitmeden adaletin mümkün olmadığını, uzun süren tutuklu yargılamaların sona ermesi gerektiğini söyledi.

Şimdiye kadar aralarında milletvekillerinin, yazarların ve sanatçıların da olduğu 12.000 kişinin Hüseyin”e Özgürlük adlı imza kampanyasına destek verdiğini belirten grup herkesi  özgürlük ve adalet adına 23 Haziran Perşembe günü saat 10.30”da Beşiktaş Adliyesi”ndeki duruşmaya Hüseyin”le dayanışmaya çağırdı.

(Demokrat Haber yazarı Sefa Feza Arslan bu haftaki yazısında "Hüseyin'e Özgürlük: Artık Yeter!" dedi...)

DEMOKRAT HABER