Türkiye sinemasının efsanevi kadın oyuncularından Ayşen Gruda, ülkedeki ‘baskı ortamı’ için “Kimse baskı altında değil, bilakis herkes fazla özgür” diyen meslektaşı Hülya Koçyiğit’e yanıt verdi: “Daha ne yapsınlar pardon, kamçıyla mı dövsünler bizi?”

Posta’dan Oya Çınar’a konuşan Gruda’ya Koçyiğit’in sözleri hatırlatıldı.

Gruda şöyle yanıt verdi: “Sevgili Hülya, daha ne yapsınlar pardon, kamçıyla mı dövsünler bizi? Hülya Hanım bu hülyalardan bir an evvel uyansın. Kendisine teşekkür ederiz bu pek engin düşüncelerini bizimle paylaştığı için. Ama bunları lütfen kendine saklasın. Çok seveni var, eski bir sanatçı. Bu laflar hiç hoş değil. Benim çok tuhafıma gitti.”

İyi bir şey yapılıyorsa alkışlamayı ‘bileceğini’ ama sanatçı olarak kendi işinin muhalefet olduğunu aktaran Gruda, “Beni eleştirenler de her zaman başımın tacıdır. Bir yerde herkes beni alkışlıyorsa, hiç eleştirmiyorsa oradan hemen kaçarım. ‘Sen yeter ki ol. Çıkıp şurada dursan bile olur’ diyenden korkarım. Allah muhafaza, gerçek zannederim. Bakın iyi bir muhalefet partimiz yok diye ne durumdayız! Güçlü bir muhalefet partimiz olsa her şey farklı olabilirdi” diye konuştu.

Geleneksel Türkiye tiyatrosunun en önemli sembolü İsmail Dümbüllü’nün kavuğunun Ferhan Şensoy tarafından Rasim Öztekin’e devredilmesiyle ilgili de konuşan Gruda, “Rasim, muhakkak hak ediyordur. Ama kadınlara neden verilmiyor? Bu el koymaca bitsin artık” dedi.

Gruda sözlerini şöyle bitirdi: “O sembolik bir ödül. Orijinali yine Ferhan Şensoy’da dursun. Bana verilsin demiyorum asla. Ama Gupse’ye (Özay) de, Gülse’ye (Birsel) de verilebilir. O kavuk manevi olarak yeni nesil için bir hedef olmalı. Ve hak eden her oyuncu ona ulaşabilmeli. Kadınlara da verilmeli.”