Anayasa Mahkemesi, emniyet hizmetleri sınıfındakilerin sendikaya üye olamayacakları ve sendika kuramayacaklarına ilişkin Kanun hükmünün iptal istemini reddetti.

 Anayasa Mahkemesi, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun, "emniyet hizmetleri sınıfındakilerin" sendikaya üye olamayacakları ve sendika kuramayacaklarına ilişkin kanun hükmünün iptal istemini reddetti.

ntvmsnbc'de yer alan habere göre Yüksek Mahkeme, "emniyet teşkilatında çalışan diğer hizmet sınıflarına dahil personelin" sendika kurma yasağını ise Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti.

Resmi Gazete'de yayımlanan kararda, Emniyet-Sen'in kapatılmasıyla ilgili davaya bakan Ankara 9. İş Mahkemesi, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun 15. maddesinin, emniyet hizmetleri sınıfındakilerin sendikaya üye olamayacakları ve sendika kuramayacaklarına ilişkin hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğu hatırlatıldı.

Sendika hakkının, demokratik toplumun temeli olan örgütlenme özgürlüğünün bir parçası olduğu ifade edilen kararda, örgütlenme özgürlüğünün, bireylerin menfaatlerini korumak için kolektif oluşumlar meydana getirerek bir araya gelebilme özgürlüğü olduğu belirtildi.

Bu özgürlüğün bireylere topluluk halinde siyasal, kültürel, sosyal ve ekonomik amaçlarını gerçekleştirme imkanı sağladığı kaydedilen kararda, sendika hakkının, çalışanların, bireysel ve ortak çıkarlarını korumak amacıyla bir araya gelerek örgütlenebilme serbestliği getirdiği, bu niteliğiyle örgütlenme özgürlüğünün bir parçası olarak görüldüğü aktarıldı.

Sendika kurma hakkının mutlak olmadığı, Anayasa'nın 51. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, "milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması" sebeplerine dayanılarak kanunla sınırlandırılabileceği anımsatılan kararda, aynı maddenin beşinci fıkrasında da "işçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir" hükmüne yer verilerek, ikinci fıkradaki genel sınırlama sebebi dışında da bazı kamu görevlileri yönünden bu hakkın kapsamının daraltılması, sınırlandırılması ya da yasaklanmasını mümkün kıldığı ifade edildi.

Karara Osman Paksüt, Zehra Perktaş, Engin Yıldırım, Zühtü Arslan ve Emin Kuz karşı oy kullandı.