İkinci kez Ankara Özel Yetkili Savcısı Hakan Yüksel’e ifade veren Eski Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın Mesut Yılmaz'ı işaret etti...

1990’larda meydana gelen faili meçhul cinayetlerle ilgili itiraflarıyla gündem yaratan eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın, bomba itiraflarına devam ediyor.

ANAP Kırıkkale Milletvekili Alparslan Pehlivanlı’nın ölümünden sorumlu tutulan ANAP Keskin İlçe Başkanı Metin Vural’ın “alınmasını”, eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın Abdullah Çatlı’dan istediğini, bunun üzerine Vural’ın “alınarak” öldürüldüğünü iddia etti.

Çarkın, isimlerinin ölüm listesinden silinmesini isteyen Kürt işadamlarının Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin’e çantalar dolusu paralar verdiğini savundu.

Çarkın, 2.5 saat sorgunun ardından ardından gazetecilerin sorularına "Adalet er geç yerini bulur, adaleti takip edin" yanıtını verdi.

Çarkın'ın ifadeleri doğrultusunda 7 özel harekat polisi tutuklanarak cezaevine gönderilmiş, 2 kişi ise yakalama emrinin ardından kayıplara karışmıştı.

Milliyet gazetesinin haberine göre; Ayhan Çarkın’ın ifadesinde, ANAP’ın kan davası haline gelen ve 1994 yılında öldürülen ANAP milletvekili Alparslan Pehlivanlı’nın katil zanlılarından Hacı Vural’ın ağabeyi ANAP Keskin İlçe Başkanı olan Metin Vural’ın da özel harekatçılar tarafından öldürüldüğünü itiraf etti.

Çarkın’ın infaz emrini veren dönemin üst düzey siyasi yetkilisinin adını da verdiği öğrenildi.

Susurluk raporuna göre: Pehlivanlı ile Vural arasında 1991 seçimlerinden önce anlaşmazlık çıkmış, Vural, partiden ihraç edilmesinden Pehlivanlı’yı sorumlu tutmuştu. 1994 seçimlerinde Keskin’de belediye başkanlığını Pehlivanlı’nın desteklediği aday kazanmıştı. Pehlivanlı, 14 Nisan 1994’te önünü kesen başka bir araçtan açılan ateş sonucu öldürülmüştü. Bu cinayetten 9 ay sonra da Vural, kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce öldürülmüştü. Vural’ın öldürülmesiyle ilgili Susurluk sanıklarından Oğuz Yorulmaz’ın annesi de, katıldığı bir televizyon programında çarpıcı açıklamalar yapmıştı. Anne Yorulmaz, oğlunun Vural’ın öldürülmesi olayında Abdullah Çatlı tarafından kullanıldığını açıklamıştı.

Çarkın ifadesinde Pehlivanlı’nın katil zanlılarından Hacı Vural’ın ağabeyi ANAP’lı Keskin İlçe Başkanı Metin Vural’ın da, özel harekatçılar tarafından öldürüldüğünü itiraf etti.

Çarkın’ın, bu infaz emrini dönemin üst düzey siyasi yetkilisinin verdiğini söylediği ve bu siyasinin ismi de savcılığa açıkladığı bildirildi.

Çarkın’ın bu itirafının ardından soruşturmadaki faili meçhul cinayetlerin sayısı 4’ten 5’e yükseldi.

YILMAZ ÇATLI'DAN İSTEDİ İDDİASI

Çarkın’ın ek ifadesine Taraf gazetesi ulaştı. Arzu Yıldız imzalı haberde 1994 yılında öldürülen ANAP Kırıkkale Milletvekili Alparslan Pehlivanlı’nın ölümünden sorumlu tutulan ANAP Keskin İlçe Başkanı Metin Vural cinayetiyle ilgili itiraflar yer alıyor. İşte Çarkın'ın olayla ilgili anlattıkları:

“Metin Vural cinayetinin meydana geldiği gün Oğuz Yorulmaz beni Kırıkkale merkezde olduğum sırada aradı. ‘Senle görüşmem lazım. Kırıkkale Keskin yolu üzerinde beni görürsün’ dedi. Ben olay yerine gittiğimde yol kenarında araçlarını durdurmuşlardı. Metin Vural’ın yanında bir kişi daha vardı. Oğuz’a neler olduğunu sorduğumda, ‘bu şahısları Ankara Özel Harekât Daire Başkanlığı’na götüreceğiz. Çünkü bunlardan biri Pehlivanlı’nın ölüm olayı ile ilişkili. Bunun alınmasını Mesut Yılmaz, Abdullah Çatlı’dan istemiş. Bu nedenle Metin Vural’ı Ankara’ya götüreceğiz’ dedi. Ben de bunun üzerine Vural’ın yanındaki şahsın götürülmesine gerek olmadığını söyledim, şahsın koluna girerek, ‘buradan uzaklaş’ dedim. Ben, Vural’ın gözaltına alınması ile ilgili bilgileri Oğuz Yorulmaz aracılığıyla öğrendim. Metin Vural’ın gözaltına alındığında Simith Wesson 357 Magnum isimli bir silahı da varmış, onu da hatırlıyorum. Vural cinayeti liste dışı işlenen bir cinayetti.

"LİSTEDEN ÇIKMAK İÇİN PARA VERDİLER"

Dönemin Başbakanı Tansu Çiller tarafından açıklanan Kürt işadamlarına yönelik “ölüm listesi”ne değinen Çarkın, Ağar ve Şahin'i işaret etti:  “Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin’in bilgisi dahilinde gerçekleştirilen infazlarla ilgili ölüm listesinden haberdardım. Hatta bu ölüm listesinde olduğunu öğrenen iş adamları kendilerini kurtarmak ve isimlerini listeden çıkartabilmek için yüklü miktarda çantalar dolusu paraları İbrahim Şahin aracılığıyla Mehmet Ağar’a getirildiğini duymuştum. Bir keresinde bir iş adamının çantalar dolusu parayı Şahin’e teslim ettiğine de şahitlik ettim.” Ayhan Çarkın, Ergenekon Davası tutuklularından Veli Küçük, Ayhan Akça ve İbrahim Şahin’in ortak bir işadamı aracılığıyla Azerbaycan’da görüştüklerini iddia etti.

İNFAZ EKİBİ ANTALYA'DA KURS GÖRDÜ

İfadesinde asker ve polis özel harekât arasındaki ilişkiye de dikkat çeken Çarkın, ifnaz işlemlerinin nasıl yasal kılıf uydurulduğunu anlattı: “İnfaz işlerini gerçekleştiren özel harekât polisleri bir kısım asker kökenli şahıslarla Antalya’da ‘rehine kurtarma’ adı altında 50 günlük özel bir eğitime tabii tutuldular. Bu eğitime askerler ve özel harekât polisleri birlikte katıldılar. Eğitimin koordinatörü Korkut Eken’di. Eken bu eğitime katılanların tamamını iyi bilir. Bu eğitimden Mehmet Ağar da haberdardı. Ayrıca Ağar’ın haberi olmadan böyle bir eğitim yapılamazdı. İnfaz işlemleri gerçekleşirken sahte görev belgesi düzenlenmiş. İnfaz işlemleri gerçekleştiği sırada bu işlemleri gerçekleştiren görevlilere farklı illerde görevliymiş gibi görev kağıtları düzenleniyordu. Mesela Ayhan Akça ve Ziya Bandırmalıoğlu, Tarık Ümit isimli MİT ve Emniyet arasında çalışan şahsı aldıklarında Ayhan Akça Diyarbakır ilinde görevli gözüküyordu."