90'lı yıllarda kendisinin de katıldığı operasyonlarda yargısız infaz yaptıklarını, işkencede öldürülen gömdükleri gençlerin resmini Cumartesi Anneleri’nin eyleminde gördüğünü, PERPA katliamında çatışmada öldü denilenlerin sivil vatandaşlar olduğunu, Kürt işadamlarını devlet emriyle öldürdüklerini itiraf eden Özel Harekat Polisi Çarkın son ifadesiyle şaşırttı.

Ayhan Çarkın ardarda verdiği röportajlarda birçok faili meçhul olay hakkında gerçeğe uygun şekilde bilgiler vermişti.

Ayhan Çarkın’ın itirafları sonrasından verdiği isimlerin üzerine gidilmemiş, halen görevde olan emniyet yetkililerine dokunulmamış ancak Ayhan Çarkın tutuklanmıştı. Böylece susturulmak istendiği yorumları yapılıyordu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, bazı faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturması kapsamında tutuklu bulunan eski Özel Harekat Polisleri Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy ve Ziya Bandırmalıoğlu’nun tutukluluğunun devamına karar verildi.

TMK’nın 10. Maddesiyle Görevli Nöbetçi Hakim Nihal Uslu, "4. Yargı Paketi" ile tutukluluğun incelenmesinde yapılan değişikliğin ardından, zanlıları avukatlarıyla birlikte dinledi. Hakim Uslu, cezaevlerinden jandarma tarafından adliyeye getirilen zanlıların beyanlarını, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda aldı.

Zanlı Çarkın, sorgusunda önceki ifadelerini "hatırlamadığını" ileri sürdü ve "Madde bağımlılığım nedeniyle dengesiz beyanlarda bulundum. Esasında aldatıldığımı düşünüyordum. Bu nedenle ifadelerimle hem kendimi hem de arkadaşlarımı yaktım. Daha evvel kokain, eroin, esrar ve hap kullanmışlığım vardır. Cezaevindeki imkanlarla tedavi oldum" dedi.

Çarkın, ifadelerinde söylediklerinin, esasında basında yer alan ve "herkesçe bilinen" şeyler olduğunu savundu.

6136 sayılı yasaya muhalefetten aldığı 10 ay hapis cezasının kesinleştiğini, bu süreçte meslektaşlarının kendisine yardımcı olmadığını anlatan Çarkın, "Bu nedenle kızgınlıkla hareket ettim, hata yaptım. Suçsuzum. Devlet kurumlarını töhmet altında bırakmaktan utanç içerisindeyim" ifadelerini kullandı ve tahliyesini istedi.

Zanlı Ersoy da suçlamaları kabul etmediğini kaydederek, hakkında toplanan delilleri bilmediğini, zira dosyada gizlilik kararı bulunduğunu ifade etti.

Ersoy, "23 aydır tutukluyum. Cezaevine gelen heyetler hakkımda hükümsüz hükümlü ibaresini kullanmaktalar. Ailem dağılmak üzere. Emekliyim, sabit ikametgah sahibiyim. Öncelikle tahliyemi ve tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum" diye konuştu.

Zanlı Bandırmalıoğlu ise "Çarkın’ın huzurdaki beyanından sonra bir şey söylemek istemediğini" belirterek, suçlamaları kabul etmediğini bildirdi.

Zanlıların avukatları da müvekkillerinin tahliyelerini talep etti.

Hakim Uslu, beyanları dinledikten sonra sanıkların tutukluluk durumlarının devamlarına karar verdiğini açıkladı.

Uslu’nun kararına, "kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, bazı şüpheliler ile tanıkların daha önce alınan beyanları, zanlıların, üzerlerine atılı suçlar için kanunda öngörülen ceza miktarı nedeniyle kaçma şüphelerinin bulunması, delillerin henüz toplanmamış olması ve delil karartma ihtimali" gibi bir dizi gerekçe gösterildi.