Eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın, Taraf ’a yaptığı önemli açıklamaların ardından dün faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdi. 2 Mart 1995’te kaçırıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan MİT muhbiri Tarık Ümit’in öldürüldüğünü tekrarlayan Çarkın, dört ay önce İstanbul Özel Yetkili Savcı Hakan Karaali’ye verdiği ifadede cesedin gömüldüğü yerin krokisini verdiğini söyledi. Çarkın, adliyeden ayrılırken “Karanlıklar aydınlanacak” dedi.

 

KROKİYİ SAVCIYA VERMİŞTİM

 

İfade işlemi üç sayfa süren Çarkın, kaçırıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan MİT muhbiri Tarık Ümit olayıyla ilgili şunları söyledi: “Gazetedeki ifademde olduğu gibi ben Tarık Ümit’in gömüldüğü yeri biliyorum. Ümit’i infaz edildikten sonra köy yolunda bir çukura üzerinde kıyafetleriyle birlikte attık. Bu konuda İstanbul’da verdiğim ifademde savcıya yer gösterme yapabileceğimi söylemiştim. Hatta Ümit’in atıldığı çukurun krokisini çizip verdim. Bugüne kadar neden gidip bakılmadı anlamadım. Eğer oraya beni gösterirseniz oradaki kemiklere DNA yapılır durum ortaya çıkar.”

 

ÖMER LÜTFÜ TOPAL CİNAYETİ

 

28 Temmuz 1996’da İstanbul’da kaçırılıp öldürülen Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfü Topal cinayeti ile ilgili daha önce Taraf’a “Topal cinayetinin perde arkasını en iyi bilen isim Mesut Yılmaz’dır. Yılmaz’da cinayetine ilişkin tüm belgeler var. Söz konusu dokümanların bir kısmı Uğur Dündar’da da var. Topal cinayetiyle ilgili asayiş polisleri tarafından alınmış kamera kayıtları var. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu da cinayete ilişkin tüm detayları biliyor” diyen Çarkın, dün de savcıya şunları anlattı: “Ömer Lütfü Topal cinayeti, kumarhanelerde söz sahibi olabilmek için işlendi. Kumarhanelerde o dönemde büyük rant dönüyordu.”

 

EFEOĞLU DOMUZ BAĞIYLA ÖLDÜRÜLDÜ

 

Çarkın üniversite öğrencisi Ayhan Efeoğlu ile ilgili de şunları söyledi: “Cumartesi Anneleri 16 yıl önce kaybolan çocuklarını arıyor. Ölüsünü veya dirisini görmek istiyorlar. Bunlardan Ayhan Efeoğlu’nu bizzat ellerimle gömdüm. Bana şu bombayı imha et diye paket verdiler. Götürdüm içerisinden insan çıktı. Bu şahsın Ayhan Efeoğlu olduğunu öğrendim. Domuzbağı ile bağlanmış bir vaziyetteydi. Onun cesedinin bulunduğu yeri de gösterebilirim.”

 

YAMAN VE GÜL İNFAZLARI

 

Çarkın, Savcı Hakan Yüksel’e 5 Mayıs 1992 yılında gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ve Mehmet Soner Gül’ün infaz edildiğini söyledi. Çarkın, Yaman ve Gül’ün infazından özel harekat polislerini sorumlu tutarken, bu iki infazdan MİT’in haberdar olduğunu öne sürdü. Çarkın, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım ile ilgili bildiklerini anlatırken ise şunları söyledi: “Bizim Yeşil ile hiç bir işimiz olmadı. Ancak Yeşil’in çok güçlü olduğunu biliyorum. Yeşil ve ekibi bizden ayrı hareket ediyordu. Bizim ekip onların yanında bir hiçtir. Yeşil’in vurduğu vurduk kırdığı kırdık... Biz bu cinayetleri ve infazları devlet için yaptığımızı düşünüyorduk. Ancak daha sonra devlet için yapmadığımızı birilerinin çıkar ve menfaatleri için yaptığımız öğrendik. Vicdanım sızlıyor. Diğer arkadaşlarımın da konuşması lazım. Vicdanı olan herkesin bu olayları aydınlatması lazım.”

 

(Çarkın’ın bu ifadesi üzerine aradan geçen 10 ay sonra dün harekete geçildi. Savcı Hakan Yüksel’in, Çarkın’ın Ümit ve Efeoğlu’nun infaz edildiği yerleri göstermesi için mahkemeye başvurduğu öğrenildi.)

 

KARANLIKLAR AYDINLANACAK

 

Çarkın, savcılık ifadesinden önce koridorda gazetecilerin “Arkadaşlarınız tahliye edildi ne düşünüyorsunuz?” sorusuna “Ben adalete karışmam. Ancak üzerime düşeni yaparım” yanıtını verdi. Bir başka gazetecinin “Büyük başlarda bu soruşturmaya dahil olacak mı?” sorusuna “inşallah” yanıtını verdi. Çarkın, “Tehdit alıyor musunuz?” sorusana “Beni kimse tehdit etmedi” derken, adliyeden ayrılırken “Karanlıklar aydınlanacak” diye slogan attı. Çarkın’ın avukatı Gülay Koçyiğit, çıkışta yaptığı açıklamada ‘’Müvekkilim, eski beyanlarını tekrar ettiğini ve bir gazeteye yaptığı açıklamaların arkasında olduğunu söyledi” dedi.

 

MEZARLARIN YERİNİ GÖSTERECEK

 

Savcılık, Ayhan Çarkın’ın anlatımları üzerine Tarık Ümit’in cesedinin atıldığı çukuru göstermesi için Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvururken, delillerin karartılmaması için söz konusu bölgeye uzman bir heyetin gönderilmesini kararlaştırdı. Mahkemeden karar çıkması durumunda Ayhan Çarkın’ın bugün İstanbul’a gönderilmesi bekleniyor.

 

‘EKİBİN BAŞI: AĞAR’

 

-1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerden dolayı vicdanım sızlıyor. Bunların ortaya çıkması lazım. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar kesinlikle bu işin içinde, elebaşı. Gerçekleri söylemiyor. Eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür bir süre önce verdiği ifadede gerçekleri dolaylı anlatmış. Kendisini kurtarmak için bilgi vermemiştir. Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın faili meçhul cinayetlerden bilgisi vardı. Bu işin içinde. Eski Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin de ekibin başı.

 

‘BAŞBAKANLAR BİLİYORDU’

 

-Eski başbakanlar Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller’in emniyet içindeki yapılanmadan bilgisi vardı. Çiller’in eşi Özer Çiller de bu durumu kullandı. Özer Çiller götürücüdür.

 

-Ömer Lütfü Topal kumarhanelerinin ele geçirilmesi için infaz edildi. Biz devlet için yaptığımızı biliyorduk ama devlet için değilmiş. Faili meçhul cinayetler Kürt baronlarını tasfiye hareketiydi. Bu tasfiye hareketi içinde yer alanlar kendilerini baronlaştırıp, para trafiğini ele geçirdi.

 

-Faili meçhul cinayetlerle ilgili süreç Gündem Gazetesi’nin 16 yıl önce bombalanmasıyla başladı. Hakim Akman Akyürek’in ölüm olayı da kuşkuluydu, çözülemedi. (Akman Akyürek, 1997’de Susurluk ve Faili Meçhul Cinayetler Araştırma Komisyonu ’nda raportör olarak görev yaptığı sırada Ankara’dan İstanbul’a gelirken Maslak’ta bir kaza sonucu hayatını kaybetti.)

 

‘ÇOK ÖNEMLİ KARA KUTU GİBİ’

 

Ayhan Çarkın’ı cezaevinde ziyaret etmek isteyen CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’e Adalet Bakanlığı’ndan izin çıktı. Aygün, 26 Aralık Pazartesi günü Sincan Cezaevi’nde Çarkın ile görüşecek. Aygün, “Çok önemli, kara kutu gibi biri. Ben cesurca bildiklerini anlatması isteyeceğim. Anlattıklarına inandığımızı, değer verdiğimizi, korkmadan sonuna kadar gitmesini isteyeceğim. Geçmişle yüzleşmek için bu gibi cesur insanlara ihtiyaç var” dedi. (Kaynaklar: Milliyet/ Taraf)